Amerikan Şirketler Derneği (AmCham Türkiye) tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen "Türkiye-ABD İş Zirvesi" İstanbul'da gerçekleştirildi.
Ticaret Bakan Yardımcısı Mustafa Tuzcu, zirvenin açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin bölgedeki savaşlar, deprem felaketleri ve ticareti etkileyen çok ciddi insani ve ticari sınamalardan dolayı zor bir dönemden geçtiğini dile getirdi.
Tuzcu, bu süreçte dış ticarette korumacılık eğilimlerinin de arttığını, sadece bölge ve ülkede değil uluslararası düzeyde de ticaretin yavaşlamasına neden olan birçok faktör bulunduğunu belirtti. Tuzcu, "Bu süreçte dahi Türkiye ekonomisi birçok anlamda pozitif ayrıştı, büyümesini 2022 yılında yüzde 5,5'e ulaştırmayı başardı. Son çeyrekte de yüzde 5,9 büyümeyle birlikte kesintisiz 13 çeyreklik büyüme performansı gösteriyoruz. Uluslararası kuruluşlar da Türkiye'nin bu büyümesinin önümüzdeki dönemde de süreceğini ifade ediyorlar. İhracat tarafında da açıkçası her şeye rağmen bir sıkıntı yaşamıyoruz. En azından geçtiğimiz yılı şu anda sürdürebiliyoruz. Yıl sonunda geçen yılın çok az üzerinde bir ihracata ulaşacağı, yani OVP hedefiniz olan 155 milyon doların üzerine çıkacağız" ifadesini kullandı.
"HEM ÜRETİMLERİYLE HEM DE İHRACATLARIYLA HİÇ HIZ KESMEDİLER"
Hem ihracat hem de büyüme hedeflerinde Türkiye'ye yönelik yatırım yapan Amerikan şirketlerinin önemli payı olduğunu söyleyen Tuzcu, "Hem istihdamlarıyla hem üretimleriyle hem de ihracatlarıyla hiç hız kesmediler. Hatta birçoğu bu ortaya çıkan küresel ve bölgesel sıkıntılardan sonra üretim merkezlerini Türkiye'ye doğru taşıdılar. Türkiye'yi bir tedarik üssü olarak kullanmaya başladılar ki bu krizlerin en az yansımasının sebebi aslında Türkiye'yi güçlü bir partner olarak görmeleridir" dedi. İkili ticarette ABD ile geçen yıl çok iyi bir noktaya gelindiğini belirten Tuzcu, 37-38 milyar dolara varan bir ticaret hacmiyle ABD'nin, Türkiye'nin ikinci en büyük ihracat pazarı olduğunu ifade etti. Tuzcu, "Burada da enerji ticaretinin önemli bir payı olsa bile bizim için çok ciddi bir cesaret verdi. Çünkü Cumhuriyet'imizin yüzüncü yılında 100 milyar dolarlık ticaret hedefi koymuştuk. Daha ulaşılabilir bir hedef olarak şu anda önümüze çıkıyor" diye konuştu.
"RİSKLERE VE KÜRESEL ŞOKLARA KARŞI DİRENÇLİ BİR ÜLKEYİZ"
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkan Yardımcısı Bekir Polat da Türkiye'nin risklere ve küresel şoklara karşı dirençli bir ülke olduğunu, tüm uluslararası ya da bölgesel yerel şoklara rağmen her zaman sürdürülebilir büyümesini sağladığını söyledi.
Türkiye'nin sağlam, dayanıklı ve sürdürülebilir büyümeye sahip bir ekonomi olduğunu vurgulayan Polat, "G20 arasında dünyanın üçüncü hızlı büyüyen ülkesi, 2023 sonu itibarıyla 1 trilyon dolarlık bir büyüklüğe sahip olacak ve son 20 yılda yüzde 5,4'lük bir büyümeye sahip. Büyümeyi önemsiyoruz fakat daha önemlisi Türkiye'nin sahip olduğu belki en kıymetli değerleri ise genç, dinamik, teknoloji odaklı ve girişimci ruhuna sahip genç nüfusudur" dedi.
Altyapı, üstyapı, sağlık, teknoloji, dijitalleşme alanında çok fazla yatırımın yapıldığına dikkati çeken Polat, bunların yanı sıra yeni konulara, güncel gelişmelere göre hem teşvik sisteminin hem de reformların devam ettiğini bildirdi.
"TÜRKİYE, ABD İÇİN GEÇMİŞTEN BU YANA SON DERECE ÖNEMLİ BİR ORTAK"
ABD'nin İstanbul Başkonsolosu Julie Eadeh da Türkiye'nin ABD için geçmişten bu yana son derece önemli bir ortak olduğunu ve bunun bu şekilde devam edeceğini söyledi.
İki ülke arasında ekonomik, ticari ve kültürel bağların oldukça güçlü olduğunu belirten Eadeh, "ABD ile Türkiye arasındaki ilişki, sadece malların ve hizmetlerin alışverişinden ibaret değil. Ortak bir taahhüt söz konusu, ilerleme, büyüme ve kalkınma ve karşılıklı olarak birbirinden faydalanma anlamında" dedi.
Türkiye'de ekonomide hala kullanılmayan bir potansiyel olduğunu ifade eden Eadeh, "21. yüzyılda inovasyon yeni boyutlarda karşımıza çıkıyor ve teknoloji en önemli katalizör bugün değişiklik için. Hem ABD hem Türkiye dijital devrimi üstlenmiş durumda ve bütün bunlar da işbirliği anlamında bize önemli zemin teşkil etmiştir. Enformasyon teknolojileri, biyoteknoloji ve yenilenebilir enerji alanında da yenilikler yapmamıza yardımcı olmuştur. O yüzden biz bu başarımızı kutlarken düzenlemeler anlamında yeni uyumlaştırma faaliyetlerinin ve bütün sanayinin faydalanabileceği iyileştirmelerin yapılmasını da dört gözle bekliyoruz. Burada faaliyet gösteren Amerikan şirketlerinin hem Türkiye'deki şirketlerle hem de Türkiye'deki KOBİ'lerle sürdürülebilir bir ekonomi anlamında destek vermeye taahhütte bulunmuş durumdayız. O yüzden Türkiye'nin kendi ekonomik kalkınmasına ve başarısına katkıda bulunan şirketlere ek olarak bizler de binlerce kişilik istihdam yaratarak, her bir sektörde yeni alanlar açmaya gayret ediyoruz" diye konuştu.