Alaca Group Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Alaca, son dönemlerde sıkça karşılaşılan aile şirketlerinde 2. kuşak şirket yöneticilerinin karşılaştığı sorunların temelinde, ailelerin etkisinin büyük olduğunu belirterek, “Aileler şirketin başına geçecek gençler değil, şirketin başına geçmeyi hakkedecek gençler yetiştirmelidir” dedi.
Aile şirketlerinin başına geçen 2. kuşak neslin başarısız bir yol izlemesinin temelinde ailelerin çocuklarını yetiştirirken hazıra alıştırması olduğuna dikkat çeken Alaca, çocuklarını donanım sahibi bireyler olarak yetiştirmesi gerektiğini söyledi, Alaca, “Türkiye geneline baktığımız zaman son dönemlerde daha çok 2. kuşak jenerasyon şirket yönetimlerinde daha aktif bir role büründü. Bu da beraberinde bir çok olumlu ve olumsuz etkiler ortaya çıkardı ve aslında aile şirketlerinin yönetilmesi basit gibi görünse de ne kadar zor olduğu bir kez daha anlaşıldı" diye konuştu.
Aile şirketlerinin yönetimi noktasında anne veya babalarından devraldıkları şirketleri inovatif fikirleri ile daha ileriye taşıyabilen gençler olduğu gibi, ailesinin bu güne kadar büyük bir emekle büyütüp geliştirdikleri şirketi başarısızlıkla yürüten gençlerin de bulunduğunu kaydeden Alaca, "Peki bu başarı veya başarısızlıkların temelinde yatan sebepler nelerdir?
Sıfırdan başlayarak büyük bir emekle kurdukları şirketi uzun yıllar neticesinde büyük bir şirkete dönüştüren kişiler, haliyle mesleğin tozunu yutmuş oluyorlar. Oldukça zorlu süreçlerden geçen anne ve babaların çocukları ise bu zamana kadar ailelerin destekleri ile bir şeyleri başardıkları ve başına geçtiği şirketin temelini bilmedikleri zaman haliyle başarısız olabiliyorlar" ifadelerini kullandı.
Şirketlerini çocuklarına devretmeyi planlayan ailelere büyük görevler düştüğünü söyleyen Alaca, şöyle devam etti; "Oysa ki son zamanlarda modern anne babalık kavramları ile birlikte ailelerin çocuklarına kıyamadıkları görülüyor. Çocuklarımıza bütün zorluklarla başa çıkmayı ne yazık ki aşılayamıyoruz. Gerek sosyal hayatta gerekse iş hayatında başarının yollarını tam anlamı ile yansıtamıyoruz. Çocuklarımıza bir şeyler öğretmek yerine daha çok vermeye odaklı bir yol izliyoruz. Bu durum, çoğu ailelerin doğru yaptığını düşündüğü en büyük yanlışlardan biridir. Bu şekilde yetişen bir genç nesil iş hayatında birçok zorluklarla karşılaştığı zaman ciddi bir bocalama süreci yaşayacaktır. Çünkü daha önce bu tarz zorluklarla başa çıkmayı öğrenememiştir. Zorlu şartlar, güçlü insanlar doğurur. Hazıra alışmış bir insanın bilgi birikimi ile yaşamış, gözlemlemiş, zorluğu hissetmiş insanın bilgi birikimi aynı olamıyor. Bu sebeple birçok başarı veya başarısızlık ailelerimizin çocuklara uyguladığı sistemle doğrudan orantılıdır.” "Temelde liyakat büyük önem taşıyor"
Sorumluluk sahibi bireyler yetiştirme noktasında ailelere büyük görevler düştüğünü belirten Alaca, “Peki bu durumda ne yapılmalıdır? Temelde liyakat çok önemlidir. Çocuklarımızı gayreti oranında ödüllendirmemek veya bir şekilde işten, sorumluluklardan bağımsız motive etmek yerine, sorumluluk sahibi olması gerektiğini, nasıl çözüm odaklı olabileceğini küçüklükten itibaren aşılanması gerektiğini düşünüyorum. Çocuklarımızı şirketin başına geçirmek için değil, o şirketin başına geçmeyi hakkedecek şekilde yetiştirmeliyiz. Bu olmadığı zaman gençlerimiz o şirketin temelini değiştirerek kendi uygulamak istediği sistemi kurmaya çalışırken veya işleyişi kavrayıncaya kadar ki harcadığı zaman zarfında şirket birçok yara alıyor ve haliyle başarısızlık da arkasından gelmiş oluyor" dedi.