Almanya’nın Mölln kentinde 23 Kasım 1992’de aşırı sağcılar tarafından kundaklanan evde hayatını kaybeden 2’si çocuk 3 Türk vatandaşı için katliamın 31. yıl dönümünde anma töreni düzenlendi.
Almanya tarihine kara bir leke olarak düşen “Mölln vahşeti” aradan 31 yıl geçmesine rağmen unutulmadı. Schleswig Holstein eyaletine bağlı Mölln kentinde 23 Kasım 1992 tarihinde Neonaziler tarafından evlerinin kundaklanması sonucu yaşamını yitiren Bahide Arslan (51), Ayşe Yılmaz (14) ve Yeliz Arslan (10), katliamın 31. yıl dönümünün Mühlen Strasse 9 adresindeki evlerinin önünde düzenlenen törenle anıldı.
Anma kapsamında DİTİB Fatih Sultan Camii’nde Mevlidi şerif okunurken, Kurpark Meydanı’nda ise konuşmalar yapıldı. Arslan ailesi, Mölln Belediye Başkanı Ingo Schaper, dernek temsilcileri, siyasiler ve vatandaşlarımızın katıldığı törende, Almanya’nın başka yerlerinde ırkçı saldırıya uğrayan ailelere de söz verildi. “Barış içinde yaşamak için mücadele edelim”
Yangında annesini, yeğenini ve kızını kaybeden acılı baba Faruk Arslan yaptığı konuşmada, “Aramızdaki yanlış anlaşılmaları veya diyalog eksikliğini, geçen 30 yılı geride bırakarak yeniden birlikte barış içinde yaşamak için mücadele edelim. Ama geçmişte yaşananları da unutmadan. 53 yıldır Almanya’da yaşıyorum ve 30 yıldır yüreğimde her geçen gün kararan, bir türlü kurtulamadığım ağır bir taş taşıdığım için üzgünüm. 30 yıldır olduğu gibi bugün de burada olarak acılarımızı hafifletmeye çalışan, ırkçılıkla mücadelede yanımızda olan insanlar gerçek anlamda kurbanların yanında olan insanlar, onlara teşekkür ediyorum“ ifadelerini kullandı. Arslan ayrıca, annesi ve kızının mezarını ziyaret eden Hamburg basınına teşekkür ederek, “31 sene mezarlığımıza giderek bizi anmanız, beni çok gururlandırdı“ dedi. “Irkçılığa karşı savaşmak bizim görevimiz”
Arslan konuşmasının ardından verdiği röportajda ise, “Bu 31. sene Mölln için bir başlangıç olsun. Önceden yapılan hatalar düzelir. Gelecekte güzel bir şeyler görüyorum. Irkçılığa karşı savaşmak bizim görevimiz. Meclisin içinde bu sağcılara söz verildiği zaman benim için Almanya bitmiştir. Eskiden yapılan hatalardan ders almadıysa bundan sonra bizim verdiğimiz dersler de yerine gelmez” dedi. “Bundan sonra Mölln’deki anma programlarının organizesini Arslan Ailesine devrediyoruz”
Mölln Belediye Başkanı Schaper, konuşmasına başlamadan önce İbrahim Arslan’ı sahneye çağırarak, “Bundan sonra Mölln’deki anma programlarının organizesini Arslan Ailesine devrediyoruz. Biz de belediye olarak sizin programınıza sadece katılım sağlarız“ ifadelerini kullandı. Yabancılaştırılma, düşmanlık, sevdiklerini kaybetme, fiziksel ve duygusal acı yaşamanın ne kadar acı olduğunu söyleyen Schaeper, “Bu durumla nasıl başa çıkabilecekleri konusunda herkes kendini sorgulasın” dedi. “Bütün ırkçı saldırılar gibi hafızalarımızda yerini korumaktadır “
Hamburg Başkonsolosu Derya Kara yaptığı konuşmada, “Bu korkunç saldırının üzerinden tam 31 yıl gibi uzun bir süre geçmiş olsa da acımız tazedir ve maalesef Almanya’da gerçekleştirilmiş olan diğer bütün ırkçı saldırılar gibi hafızalarımızda yerini korumaktadır. Toplumumuzda derin yaralar açan bu gibi elim hadiselerin unutulmaması ve unutturulmaması, benzeri saldırıların gelecekte yaşanmaması için son derece önemlidir ve hepimizin asli sorumluluğudur. Demokratik toplumlarda yeri olmayan ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslam düşmanlığına karşı siyasal, toplumsal ve yasal düzlemde tüm gerekli tedbirlerin alınması ve topyekün mücadele edilmesi son derece önem arz etmektedir. Bu çerçevede, Türk ve Alman toplumları arasındaki dayanışmanın pekiştirilmesine ve yabancı düşmanlığına karşı ortak bir güçlü duruş sergilenmesine değerli katkı sunan bu anma töreni için başta Mölln Belediyesi ve Schleswig-Holstein eyalet makamları olmak üzere tüm emeği geçenlere şükranlarımızı sunuyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle, Arslan ve Yılmaz ailelerinin acısını bir kez daha yürekten paylaştığımı ifade ediyorum“ dedi. Arslan ailesinin evine çelenk ve çiçek bırakıldı
Anma töreninin ardından saldırının yaşandığı eve, çelenk ve çiçek bırakıldı. Daha sonra Mühlen Strasse 9 adresinden ilk kundaklamanın yapıldığı ve can kaybının olmadığı Ratzeburger Strasse 13 adresinde bulunan binanın önüne yürüyüş yapılarak, buradaki anıt taşına da çiçekler bırakılarak saygı duruşu yapıldı. Yağmurlu ve rüzgarlı havadan dolayı törene katılım az oldu. Anma töreninin son programı ise Mölln Belediyesi’ne ait olan. Stadthauptmannshof binasında yapılan ikram ve sohbetle sona erdi. Katılımcıların ortak çağrısı ise Mölln, Solingen, Hanau gibi ırkçı saldırıların tekrar yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınması ve İslam fobiye geçit verilmemesiydi. Samsun‘da Arslan ailesinin mezarını ziyaret
Hamburg’daki gazetecilerden oluşan Hamburg Türk Basın Birliği (HTBB) yönetimi ve üyelerden oluşan 7 kişilik heyet anma töreni öncesi Samsun-Çarşamba’daki Göğçeli Mezarlığına giderek burada yatan Bahide ve Yeliz Arslan’ın mezarını ziyaret ettiler. Mezarlık ziyaretine ölenlerin yakınlarından Ali Kartal ve Yaşar Karaman da katıldı. HTBB adına bir konuşma yapan Ali Akdemir, “Mölln katliamı Almanya’nın tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Mölln kentinde ırkçı vahşet sonucunda ölen üç canın acısı bugün dahi tazeliğini hala koruyor. Bu alçak saldırı Almanya’nın utanç günlerinden biri olarak tarihe geçmiştir" ifadelerini kullandı. Daha sonra Başkan Mehmet Atak ve beraberindekiler mezarlığa karanfil bırakıp dua ettiler. Mölln Katliamı
Almanya’nın Mölln kentinde 1992 yılında 22 Kasım’ı 23 Kasım’a bağlayan gece, 2 Neonazi, önce Ratzeburgerstr’da bulunan Türklere ait binayı, daha sonra Arslan ailesinin Mühlenstr 9 adresindeki evini molotof kokteyli atarak ateşe vermişti. Kundaklanan ev 51 yaşındaki babaanne Bahide Arslan ile torunları 10 yaşındaki Yeliz Arslan ve o sırada Türkiye’den gelen ve misafir olan 14 yaşındaki Ayşe Yılmaz’a mezar oldu. Polise telefon edip “Yaşasın Hitler, pis Türkleri yaktık” diye mesaj bırakan 2 Neonazi’den biri yaşı küçük olduğu için sadece 7.5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Diğeri ise önce müebbet hapis cezası alırken, 15 yılın sonunda serbest bırakıldı.
Babaannesi Bahide Arslan’ın ıslak battaniyelere sarıp masanın altına soktuğu İbrahim Arslan ise saldırıdan ağır yaralı olarak kurtuldu. Annesi Ayten Arslan tarafından ıslak battaniyeye sarılıp ta 7 metre yükseklikteki camdan atılan Emrah, 2 sene süren tedavisinden sonra hayatta kalmayı başardı.