6,2 kilometrelik sur uzunluğuyla Anadolu’nun ikinci en büyük kalesi olan Niksar Kalesi’nde kazı çalışmaları devam ediyor.
Tokat’tın Niksar ilçesinde bulunan ve UNESCO Kültür Mirası Listesinde yer alan Niksar kalesi; Pontus, Roma, Bizans ve Türk-İslam medeniyetlerinden izler taşıyor. 6,2 kilometrelik sur uzunluğu ile Diyarbakır kalesinden sonra Anadolu’nun en büyük ikinci kalesi durumundaki Niksar Kalesi’nde iç sur kısmında kazı çalışmaları başladı. Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Turgay Yazar’ın kazı başkanlığında yapılan çalışmalar hız kesmeden devam ediyor. Devam eden çalışmaları Niksar Belediye Başkanı Özdilek Özcan yerinde inceledi. "Bu kale içerisinde 22 adet eser var"
Niksar Belediye Başkanı Özdilek Özcan, "Kültür Bakanlığından aldığımız izinle beraber kale içerisindeki arkeolojik kazılarımız devam ediyor. 19 Mayıs Üniversitesi arkeoloji bölümü hocalarımızdan Sayın Turgay yazar hocamız ve onun 5 kişilik ekibiyle beraber 18 öğrencimiz, 7 işçi arkadaşımızla beraber kazı işlemine devam ediyoruz. Kültür Bakanlığımızdan öncelikle gerekli izinleri ve destekleri alıyoruz. Buradaki kazı çalışması, buradaki eserlerin gerçek anlamda orginal haliyle gün ışığına çıkması için çalışıyoruz. Bunların canlandırmasını yapmak ve bu işlemden sonrasında restorasyon işlemine geçeceğiz. Bu kale içerisinde 22 adet eser var. Bunlara örnek verirsek mescit, kale tonozları gibi eserler var. Bunların her birinin sağlıklı ve doğru restorasyonu yapılması için kazı çalışmaları devam ediyor. "Kazı çalışmaları uzun soluklu bir süreç"
Niksar kalesini UNESCO listesinde kalıcı olarak kalmasını hedeflediklerini belirten Niksar Belediye Başkanı Özdilek Özcan, "Kalemizin iç kale dediğimiz bölgesindeyiz. Kalemiz 3 bölümden oluşuyor. Bu bölgedeki yaşayan kişiler sultan, kral ve onların tebaası, orta alanda komutanlar ve idari kesim, dış sura kadar olan kısımda ise halkın olduğu yerdir. Burası kalenin en üst noktasıdır. Bu en üst noktadan kazıları yaparak alt noktaya inerek eserlerimizin gerçek inşa şekillerini burada çıkarıyoruz. Kazıdan edindiğimiz doğru projelerle kalemizi ayağa kaldırılması ve restore edilmesi süreci devam ediyor. Her yıl yapılan 45 günlük kazı süremiz var, burada öğrenci kardeşlerimiz değerli hocalarımızdan bilgiler alıyorlar ve yetişiyorlar. UNESCO’nun geçici listesinde yer alan kalemizin kalıcı olabilmesi için bu kazı çok önemli bir noktadadır. Kazı çalışmaları uzun soluklu bir süreç ve iğneyle kuyu kazıyoruz ancak bu böyle ilerleyen bir süreçtir. Eserlerin yıpranmasına sebep vermeden deneyimli hocalarımız gözleminde bu böyle yapılmak zorundadır. Her yıl biraz daha netleşiyor ve yeni bir eser çıkıyor ortaya. Bu kazılarımız inşallah gelecekte restorasyon çalışmalarında fayda sağlayacak" şeklinde konuştu.