Antalya’da Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü’nde uyuşturucuyu bırakmak için yardım alan gençler konuştu. Küçük yaşta uyuşturucu ile tanıştığını belirten eski bağımlı genç kız, “Uyuşturucuya 13 yaşında daha adını bile bilmiyorken başladım. Şimdi herkesi, geçmişimi sildim” dedi. Uyuşturucu sebebiyle bir oğlunu kaybeden anne ise, diğer oğlunu yaşaması için kendi elleriyle cezaevine teslim ettiğini anlattı.
26 Haziran Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü nedeniyle uyuşturucu batağında yakınlarını kaybedenler ve madde kullanımını bırakarak temiz bir hayata merhaba diyen gençlerin de aralarında bulunduğu dernek ve STK’lar yürüyüş düzenledi. ‘Uyuşturucu gençliğin katilidir’ ve ‘Benim çocuğum içmez deme’ pankartları açan grup, düdük çalarak yaklaşık 1 kilometrelik yürüyüşün ardından Saat Kulesi önünde toplandı.
Eski bir madde bağımlısı olduğunu ve şu anda madde kullanan gençlere yardım etmeye çalıştığını belirten Abdurrahman Bolat, “Madde bağımlılığı tüm dünya genelindeki toplumların temel sağlık sorunlarından biridir. Sadece kullanılan maddenin ortaya çıkardığı yan etkiler değil, yol açtığı sosyal sorunlar ve fiziksel hastalıklar ele alındığında bireysel ve toplumsal maliyeti yüksek hastalıklar arasında yer almaktadır. Ne yazık ki uyuşturucu bağımlılığı gittikçe artmaktadır” dedi. "Çok çektik, hala çekiyoruz"
Uyuşturucu kullanımı nedeniyle bir oğlunu kaybettiğini söyleyen Şevkiye Güneş, “Oğlum çok istekliydi bırakmaya, bir süre bıraktı ama tekrar başladı. Yıllar boyuncu ilaçlar, antidepresanlar, uyuşturucu derken bir sabah kalktım oğlumu kaybettim. Şu anda bir oğlum kara toprakta, bir oğlumu da uyuşturucu yüzünden kendi elimle cezaevine attırdım. Sokakta ölmesin, nefes alsın, yaşasın diye. Eskiden geçici bir ülkeydik, şimdi içici olduk. Günde 4-5 genç uyuşturucudan ölüyor. Ama maalesef insanlarımız sağır, dilsiz olmuş. Bir tek bana değil, her an her yerde birisinin kapısını çalabilir. Çok çektik, hala da çekiyoruz, ciğerim yanıyor” ifadelerini kullandı. Adını bile bilmiyorken uyuşturucuyla tanıştı
18 yaşında olduğunu ve 13 yaşında bir arkadaşı tarafından uyuşturucuya alıştırıldığını, aldığı yardım sayesinde yaklaşık 2 aydır kullanmadığını söyleyen Rabia Aktaş ise, “13 Yaşında başladım, şu anda 18 yaşındayım. Bu sene bırakma yoluna girdim. Uyuşturucu gerçekten gençliği, çocukluğu, her şeyi bitiriyor. Bırakana kadar çok şey çekiyorsun. Başarmak çok önemli tabii, ama başarana kadar yanında bir destekçi olması lazım. Uyuşturucuya 13 yaşında daha çocukken, adını bile bilmiyorken bir arkadaşım ile başladım. 18 yaşıma kadar içtim” şeklinde konuştu. "Tüm herkesi ve geçmişimi sildim"
Uyuşturucuyu bırakma sürecini anlatan genç kız, "Bırakma süreci başlamaktan daha zor. Bırakamıyorsun, çok emek sarf ediyorsun, gelgitlerin oluyor. Ama en sonunda başarabiliyorsun. Herkesin kendi iradesine kalmış bir şey. Şu anda uyuşturucuya karşı savaş açmış durumdayım. Çok pişmanım, şimdiki aklım olsa 13 yaşında, ne o arkadaşlarımla görüşürdüm ne de başlardım. Tüm herkesi, geçmişimi sildim. Tüm konuştuğum arkadaşlarımı, arkadaş sandıklarımı, herkesi sildim. Uyuşturucu kullananlara çok üzülüyorum. Gerçekten farkında değiller ne kullandıklarının, ne yaptıklarının, gün geçtikçe ölüme gittiklerinin farkında değiller” şeklinde konuştu. "Hayata tutunuyorum"
6 yıl metamfetamin kullandığını ve 14 gündür uyuşturucuyu bırakmak için yardım aldığını belirten Orhan Dağ da, “Bir ‘met’ kullanıcısıyım ne yazık ki, 6 seneden bu yana hayatımı çalan, ömrümü çalan bir bağımlı olarak. Bu süreçte 3 yaşında bir kızım var. 3 yaşına kadar nasıl geldiğini, nerede büyüdüğünü gözümle görüp, beynimle algılayamadığım bir süreç geçirdim. Aslında met’i bırakmak gibi bir düşüncem yoktu Abdurrahman ve Deniz gibi arkadaşlarla tanışana kadar. Bir gün evde otururken, neden, niçin yaptığımı ve neler kaybettiğimin farkına varır gibi oldum. 14 gündür temizim. 14 gündür kendi kanımla hayata tutunuyorum. Yeni bıraktım. Met bir pişmanlık değil, bir bağımlılıktır. Bırakmakta bizim elimizdedir” dedi.