Bingöl’de yaşayan Yılmaz Kaya (53), küçük yaşlarda babasının tıraş olduğu fırçayı resim fırçasına dönüştürmesiyle başladığı sanata, doğada bulduğu kemikleşmiş odunlara çeşitli şekiller vererek sürdürüyor.
1970 doğumlu 3 çocuk babası Yılmaz Kaya’nın, resim ve sanata olan ilgilisi küçük yaşlarda başladı. Rahmetli babasının marangoz olmasından dolayı ahşapla, doğayla iç içe büyüyen Kaya, resim yapmaya da ilk olarak babasının tıraş olduğu fırçayı resim fırçasına dönüştürmeyesiyle başladı. Tahta bir parçayı da o dönemlerdeki imkansızlardan dolayı tual olarak kullanan Kaya, şimdilerde doğada bulduğu kemikleşmiş odunlara çok fazla müdahalede bulunmadan hayvan figürleri yapıyor. Yaklaşık 3 dönümlük bahçesindeki barakada çalışmalarını yapan Kaya, kendi yetiştirdiği su kabaklarıyla gramafon, abajur, avize, bayan kol çantası gibi ürünler de yapıyor.
Dere yataklarından, dağlardan bulduğu odunlara timsah, su samuru, yılan, goril yüzü gibi hayvan şekilleri veren Kaya, odun parçalarının çok fazla orijinal yapısını bozmadan hayal gücüyle yaptığını söylüyor. ’’İmkansızlıklar içinde sanatsal faaliyetler yürütmeye çalıştım’’
Sanata olan ilgisinin nasıl başladığını İHA muhabirine anlatan Kaya, “Küçük yaşlarda sanata duyduğum ilgi, hikayem resimle başladı. İmkansızlıklar içinde sanatsal faaliyetler yürütmeye çalıştım. İlk yaptığım, unutmadığım babamın sakal fırçasıyla yaptığım resim fırçasıydı. Kontapilak parçasını tual diye kullandım. Tabi malzeme arayışım doğada daha çoktu. Dere yataklarında, dağlarda odun parçaları, ağaç parçaları, kemikleşmiş, ruhunu bırakmış odun parçalarından hayal gücüyle bir şey üretmeye çalıştım, hayvan figürleri oluşturmaya başladım. Odun parçasının doğal yapısına fazla dokunmadan yaptım. Bazen doğada kendini anlatıyor sanat. Orijinal yapısıyla, hayal gücüyle bütünleştiği zaman gerçek sanatın doğada olduğunu keşfettim” dedi. Halk Eğitim Merkezinde kurslar düzenledi
Bahçesinde ektiği su kabaklarıyla da çeşitli ürünler çıkartan Kaya, bu alan üzerine kurslar vermeye devam ettiğini aktardı. Kaya, “Yaklaşık 3 dönüm üzerindeki derme çatma barakada ve bahçemden beslenerek yaptığım geri dönüşüm malzemeleriyle bir şeyler yapmaya başladım. Özellikle, kümes hayvanlarına, kedilere barınak yapmaya başladım. Kendi bahçemde ektiğim su kabakları var. Bunlarla farklı ürünler geliştirmeye çalıştım. Gramafon, abajur, avize, bayan kol çantası gibi ürünler çıkardım. Doğadan kazandıklarımızı modernize bir hale getirerek sunmaya çalıştım. Bu işimi daha geniş alanlara yaymak için kurslar vermeye başladım. Halk Eğitimi Merkezinde kurslar düzenledik. Şuanda da Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü bünyesinde kurduğumuz atölye ile su kabağı ve ahşapla ilgili eğitimler vermeye başladım” diye konuştu.