Çevre, Şehircilik Ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Brezilya donanmasına ait asbest yüklü Nae Sao Paulo gemisine İzmir'in Aliağa ilçesindeki söküm izni verilmesine tepkiler hakkında konuştu. Bakan Kurum, "9.2 ton asbest olduğu belirtiliyor. Bu oran kanunlara uygun. Ancak gemi karasularımıza girmeden kontrolden geçirilecek. Eğer belirtilen miktardan fazla asbest varsa geldiği yere geri gönderilecek" ifadelerini kullandı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in açıklamalarına atıfta bulunan Bakan Kurum, "Maalesef İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız çıkıp bunun artık bir kendisi için bu kadar iş varken, İzmir’de Bayraklı’da, Karşıyaka’da, Konak’ta millet depremle ilgili dönüşüm beklerken, dönüştürmediğin bir tek bina yokken, bir tek bina yok, 5 bin konut var üstüne üstlük, bak ben anlatıyorum, bir tek bina yokken ne hikmetse gidip 40 yıllık çamı keserken çevreci değilsiniz, ama asbestli gemi, çevre mevzuatına uyan, her türlü kanuna-yönetmeliğe uyan gemi gelirken de dünyanın en önemli çevreci kişisi oluyorsunuz. Diğer işlerinizi yapamadığınız ve bunu da böyle bir anlayışla örtme çabanız boşadır" dedi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, 17 Ağustos 1999 Depremi’nin yıl dönümünde İstanbul’da gazetecilerle bir araya geldi. Bakan Kurum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 19 Ağustos Cuma günü Türkiye’nin en büyük dönüşüm örneği olan 60 bin konutluk ‘Esenler Kentsel Dönüşüm Projesi’ kapsamında tamamlanan 1’inci etap teslim töreni hakkında da ön bilgi verdi. Bakan Kurum, Marmara depreminin üzerinden 23 yıl geçmesine rağmen acıların hala taze olduğunu belirterek hayatını kaybeden tüm vatandaşlara rahmet diledi.
Bakan Kurum, herkesin hayatının bu depremlerle birlikte değiştiğini vurgulayarak ‘’Son bir asra baktığımızda ülkemizde yaşanan depremlerde 80 bin canımızı yitirdik. Hakkari'de, Bartın'da Van'da, Erzincan'da, en son yaşadığımız Elazığ, Malatya, İzmir depremlerinde.. Bu hikayeler vatandaşlarımızın depremde yaşadığı hikayeler. Onlarla birlikte o acıları yaşıyorsunuz. Bu acıları paylaşıyorsunuz. Çok zor bir durum. Hele hele üstünüze bir sorumluluk varsa hele hele bu işe ilişkin sizin yapmanız gereken, takip etmeniz gereken bir sorununuz varsa çok daha zor oluyor. Çünkü biz hep söylüyoruz. Türkiye bir deprem ülkesi. Ve bir asırda 80 bin canını yitirmiş depremde.. Deprem değil maalesef küçük binalar öldürüyor. Dolayısıyla buradaki dönüşümü hep birlikte yapmamız gerektiğine inanıyorum" dedi.
‘’EVİNE GİRMEMİŞ HİÇBİR DEPREMZEDE KALMAYACAK’’
Bakan Kurum, tüm ekibiyle birlikte vatandaşlara söz verdiği gibi konutlarını teslim ettiklerini söyleyerek ‘’İki yıl önce Elazığ, Malatya'da büyük bir deprem yaşandı. Hemen olay olur olmaz iki saat sonra oradaydık. Elazığ' ve Malatya'da yaklaşık iki ay, sokak sokak tüm alanları gezdik. Elazığ ve Malatya'da yaklaşık 30 bin 700 konutun, yine beş bin köy eviyle hepsinin mahalle mahalle zemin artı beş katı geçmeyecek şekliyle bir kentsel tasarım anlayışıyla çizdik. TOKİ başkanlığımız eliyle de bir yılda teslim edeceğiz dedik ve bir yıldan daha önce teslimlerimizi başlattık ve bugün hamdolsun Elazığ Malatya'da yaklaşık 36 bin 500'e yakın bağımsız bölümü teslimini yaptık. İzmir'de yaşadığımız depremde de aynı afetlerde ne yapıyorsak İzmir'imizde de aynı anlayışla oradaydık. Bayraklı'da hızlı bir kentsel dönüşüm çalışmasına başladık. Burada da 5 bin 61 konutla İzmir'in tarihinde böyle bir dönüşüm projesi yok. Hızlı bir şekilde konutlarımızı bir yıl sürecinde tamamlayarak teslim etmeye başladık. Bu yılsonuna kadar İzmir'de evine girmemiş hiçbir depremzede kalmayacak" diye konuştu.
‘’PROJENİN HİÇBİR TARAFINDA RANT YOK’’
Esenler’de örnek gösterilecek bir kentsel dönüşüm sürecinin yürütüldüğünü ifade ederek ‘’Projenin hiçbir tarafında rant yok. Hiçbir tarafında vatandaşa rağmen bir iş yok. Tamamen İstanbul'a Esenler'e değer katacak ve örnek şehircilik modelini ortaya koyacak bir anlayışla tasarlandı. Ve 60 bin konutluk bu projenin ilk etabında 4 bin 941 konutun ihalesini yaptık. Konutların 2 bin 30'unu tamamladık. Teslim etmeye hazır hale getirdik. Cuma günü Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle vatandaşlarımıza konukları teslim edeceğiz. 2 bin 833 konutu da etaplar halinde vatandaşlarımıza teslim etmek suretiyle bu dönüşümü hızlı bir şekilde yapıp Esenler'deki riskli yapı sorunu bertaraf edeceğiz. Bugün İstanbul'un en büyük sorun. bir tanesi depremdir, riskli binalardır. Bundan sonra da yine büyük sorun olarak karşımıza şu geliyor; yeşil alan, toplanma alanı eksikliğidir. Bu proje bu ihtiyaçlarımızı karşılayacak anlayışla tasarlanmıştır. Ülkemizin şu an yüzde 66 deprem riski altındadır. Nüfusumuzun yüzde 71'i bu alanlarda yaşıyor. Ve her depremde de şunu gördük. Yani sağlıksız gerçekten içinde oturmamamız gerek binaların camlarımızı aldığını gördük, şahit olduk. Ve bu çerçevede de Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde önemli bir kentsel dönüşüm seferberliği başlattık. İstanbul'umuz da 1,3 milyon riskli konutumuz var. Ve bunların da 230 bininin acilen dönüşmesi gerekiyor. Bakanlık olarak İstanbul'umuzda bugüne kadar 300 bin konutun dönüşümünü tamamladık ve toplam büyüklüğü 412 milyon metrekare olan 188 farklı alanda çalışmamızı yürütüyoruz. İstanbul'un 39 ilçesinin tamamında projelerimiz var. Her geçen gün bunlara yenisini ekliyoruz. Örnek projeler olsun istiyoruz. İstanbul'un ölçeğine baktığımızda Fikirtepe kangren olmuş bir sorundur, problemdir. Ve bu çerçevede 15 bin konutluk bir kentsel dönüşüm projesini Emlak Konut Genel Müdürlüğümüz eliyle yürütüyoruz. Yarım kalmışlık vatandaşımızın mağduriyeti söz konusuydu. Emin olun vatandaşımız bu noktada bize tam anlamıyla güveniyor'' dedi.
‘’İSTANBUL’UN RİSKLİ BÖLGELERİNDE İRADE OLUŞTURDUK’’
İstanbul’da yürütülen çalışmaları sıralayan Bakan Kurum, ‘’Çamlıca Camimizin o sürecini koruyacak, İstanbul'a değer katacak bir proje olarak hayata geçirdik. Sütlüce, Kara mahallelerinde toplam 5 bin konutluk bir dönüşüm içerisindeyiz. 2 bin konutun ihalesi yapıldı. 800'ü tamamlandı, teslim edildi. Tekirtepe'de 1100 konutu teslim ettik. Kartal’da Yunus apartmanı çökmüştü. 6 ay geçmeden konuklarımızı bitirdik, teslim ettik. Ve vatandaşımız bizim bu duruşumuz karşısında şuan orada el birliği içerisinde 1500 konutun dönüşümünü yapıyoruz. Kağıthane'de, bütün bölgede kapsamlı bir dönüşüm sürecini başlattık ve yaklaşık 800 konut yine bu yıl içerisinde tamamlanıp vatandaşlarımıza teslim edilecek. Gaziosmanpaşa'da 6 bin konutluk projemiz kapsamında yine konutlarımız tamamlandı. Bu saydığım ilçelerin hepsinde 140 bin kentsel dönüşüm projesini yürütüyoruz. İstanbul'daki riskli bölgelerimizde kullanmak üzere bir irade ortaya koymuştuk. Bu irade çerçevesinde de hızlı bir şekilde TOKİ başkanlığımız konutlarımızın ihalesini yaptı. Kentsel dönüşüm genel müdürlüğümüz, belediyemizle birlikte vatandaşımızın taşınma sürecini görüştüler. 2 bin 30 konutu teslimi 17 Ağustos'un yıl dönümünde olması, bizim için çok önemli’’ ifadelerini kullandı.
‘’ÖNCELİĞİMİZ MİLLETİMİZİN CANIDIR’’
Esenler'de yaşayacak, her bir vatandaş için yaklaşık 15 metrekare ilave yeşil alan kazandırıldığını ifade ederek ‘’30 metrekare de sosyal donatı kazandırıyor. Sosyal donatı ne okul, cami, kütüphane, stadyum, hastane, karakol gibi vatandaşımızın yaşam ihtiyacı karşılamış oluyoruz’’ dedi. Kentsel dönüşüm sürecinin topyekün yürütüldüğünü belirten Kurum, ‘’Eleştirmek çok kolay. Yani projeyi beyan edebilirsiniz. 'Yüksek oldu, alçak oldu. Biraz daha fazla olabilirdi. Bu eleştirileri yapmak en kolayı. Ancak karşınızda bir can meselesi var, aile var. Ailenin yok olması var. Kıyasladığınızda kıyaslanmayacak bir durum. Önceliğimiz bizim vatandaşımızın, milletimizin canıdır. Bu önceliklerle tabii hareket ediyoruz ve ne zaman bir sel, afet, deprem yaşadıysak da hep milletimizin yanında olmaya gayret gösterdik. Acılarını paylaştık. Acılarını paylaşırken de bir taraftan yeni hayatların resmini çizdik" diye konuştu.
“2035 YILINA KADAR BÜTÜN TÜRKİYE’DE DÖNÜŞÜMÜN BAŞLAMASINI İSTİYORUZ”
Bakan Kurum konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
2035 yılına kadar ki konut yapımı hedefleri, inşaat maliyetlerinin artışı sorusuna ilişkin şunları söyledi:
‘’Tüm Türkiye’de 6,8 milyon riskli konut söz konusu. Bunların 1,5 milyonunun acilen dönüşmesi gerekiyor. İstanbul ölçeğinde ise 1,3 milyondan 230 bininin acilen dönüşmesi gereken konut var. Bugüne kadar hem yapı denetim sistemiyle, hem kentsel dönüşümle hem sosyal konut uygulamasıyla birlikte 3 milyon konutun dönüşümünü sağladık. Ülkemizdeki yapı stoğunun yaklaşık yüzde 65’ini güvenli hale getirdik. Önemli bir mesafe kat edildi. Yeni inşaatlar bu tedbir çerçevesinde yapılmaktadır. 1999 öncesi yapıların riskli olduğunu gördük. 2035 yılı için bir hedef koyduk. Her yıl 300 bin acil öncelikli dönüşmesi gereken konutları önümüzdeki 5 yıllık süreçte 6,8 milyon konuta ilişkin dönüşümü gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Bu ülkede evi olmayan tek bir dar gelirli vatandaşımız kalmayana dek bu çalışmalarımızı yürüteceğiz. 2035 yılına geldiğimizde vatandaşımız yapan, yapmayan, yapamayanı ayırt edecektir. Biz de 2035 yılına kadar bütün Türkiye’de bu dönüşümün başlamasını istiyoruz. Maliyetler artıyor. Tüm dünyadaki tedarik zincir kira fiyatlarını arttırıyor. Tedarik zincirinin bugün normale dönmesiyle gerilediğini düşünüyoruz. Biz devletiz, yapıyormuş gibi davranamayız. 20 yıldır böyle davranmadık. Sayın Cumhurbaşkanımız milletimizin ne alanda ihtiyacı varsa o alana hızlı bir şekilde koşulması talimatı verdi’’ dedi.
Kurum, pandemi dönemi dahil olmak üzere tüm sektörlere destek olunduğunu belirterek Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut projesinin Eylül ayında duyurulması karşısında konut fiyatları ve kiralarda düşüşler görüldüğünü söyledi.
‘’BİZE BİLDİRİLMEYEN BİR DURUMA RASTLARSAK BU GEMİYİ ÜLKEMİZE SOKMAYACAĞIZ’’
Bakan Kurum, İzmir Aliağa'da sökümüne itiraz edilen asbestli gemiyle ilgili sorulara ise şöyle cevap verdi:
‘’Uluslararası sözleşmeler gereği bu geminin tamamen dönüşümünün sağlanması üzerine, ‘Uluslararası Çevre Mevzuatı’ gereği bir başvuru yapılıyor. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı'nın ifade ettiği gibi 900 bin ton asbest değil, 9,2 ton asbest olduğu ve bu asbestle birlikte çevre mevzuatı gereği tüm tedbirler alınarak söküm işleminin yapılması, tehlikeli maddelerin bertarafı hem de geri dönüşümden elde edilen malzemelerin de ham madde olarak kullanılmasına yönelik uluslararası mevzuatlar çerçevesinde bir başvuru yapılıyor ve mevzuat buna izin veriyor. Yani uluslararası çevre mevzuatı, bizim ülkemizdeki kanunlarımız 9,2 ton asbest bulunan geminin ülkemize gelmesi noktasında herhangi bir çevresel risk içermediğini, bu 9,2 tonun mevzuat çerçevesinde absorbe edilebilen ve bunu çevre kanunları çerçevesinde de bertarafının sağlanabileceği bir tutar olarak görüyor, tüm dünya görüyor bunu. Ve biz şunu söyledik:
"Bu gemi ülke karasularına girer-girmez tespitlerimizi yapacağız, bize bildirilen vatandaşımızı-milletimizi bu manada hayatını riske atacak, çevreye zarar verecek, bize bildirilen tutarlar ve bilgiler dışında herhangi bir bilgiye rastlarsak bu gemiyi ülkemize sokmayacağımızı da net bir şekilde söyledik ve sokmayacağız. Karasularımıza girdiğinde, belki de girmeden önce gidip bunun denetimini yapacağız, bize bildirilen uluslararası çevre mevzuatı, ülkemizdeki mevzuatlar çerçevesinde bu sınırlara uyuyorsa eğer; evet, sen sınırlara uyuyorsun diyeceğiz. Ama uymuyorsa, biz karasularımıza girmeden bu gemiyi geldiği yere geri göndereceğiz. Olay bu kadar net. Olay bu kadar netken, maalesef İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız çıkıp bunun artık bir kendisi için bu kadar iş varken, İzmir’de Bayraklı’da, Karşıyaka’da, Konak’ta millet depremle ilgili dönüşüm beklerken, dönüştürmediğin bir tek bina yokken, bir tek bina yok, 5 bin konut var üstüne üstlük, bak ben anlatıyorum, bir tek bina yokken ne hikmetse gidip 40 yıllık çamı keserken çevreci değilsiniz, ama asbestli gemi, çevre mevzuatına uyan, her türlü kanuna-yönetmeliğe uyan gemi gelirken de dünyanın en önemli çevreci kişisi oluyorsunuz. Diğer işlerinizi yapamadığınız ve bunu da böyle bir anlayışla örtme çabanız boşadır. Biz, net olarak yapılması gerekeni ifade ediyoruz. Yani ben anlayamıyorum bazen, hakikaten anlamakta zorlanıyorum; biz iş yapacağız, üretim, biz vatandaşımızı senden daha çok düşünüyoruz kusura bakma. Yani vatandaşımızın can güvenliğini de düşünüyoruz, mal güvenliğini de düşünüyoruz, ona ilişkin yapılması gereken işleri de, işlemleri de iradeyi de ortaya koyarak yapıyoruz, yani hepimize düşen bu değil mi? Yani sen çok seviyorsun da ben sevmiyorum, öyle mi? Bu mu gösterge? O yüzden bu çerçevede süreç yürütülecek, milletimiz müsterih olsun"
‘’EMLAK KONUT KAMPANYASINA DESTEK OLACAĞIZ’’
Bakan Kurum, konut kampanyasını Eylül ayında Emlak Konut Genel Müdürlüğü koordinasyonunda yapılacağını belirterek ‘’Türkiye'de orta ve orta üstü proje yapan tüm sektörün içine dahil olacağı, bizim de bizzat bu projeye destek olacağımız bir kampanyayı Emlak Konut Genel Müdürlüğümüz daha önce de yapmıştı. Şimdi de inşallah tüm sektörle gayrimenkul firmalarıyla birlikte Eylül ayı içerisinde bu süreci başlatacaklar. Eylül ayında konut seferberliğimiz TOKİ başkanlığımız eliyle başlayacak. Topyekun bütün sektör olarak vatandaşımızın bu noktada yanında olmaya devam edeceğiz. Kentsel dönüşümle ilgili artan maliyetler çerçevesinde desteğimizi 600 bin liraya, 600 baz puanı çıkaracak çalışmayı yaptık. Sayın Cumhurbaşkanımızın onayıyla inşallah bu destekleri bundan sonra vermeye devam edeceğiz. Yine bir düzenleme yaptık. Belediyelerimizle yapacağımız kentsel dönüşüm projelerinde belediyelerimize yüzde 50'ye kadar faiz desteği vereceğiz. Kirayla ilgili güncel şartlara göre biz de artışlarımızı yapıyoruz’’ dedi.
‘KENTSEL DÖNÜŞÜMDE KİRA DESTEĞİ 1150’DEN 1500 LİRAYA ÇIKARILACAK’’
Bakan Kurum kentsel dönüşüm bölgelerindeki kira desteğinin 1150 TL'den 1500’e çıkarılmasına ilişkin güncelleme yapılacağını belirterek ’’Kira desteğinin hemen güncelleyeceğimizi müjdeleyebiliriz, İstanbul’daki konut kira yardımını bugün itibariyle 1150’den 1500 liraya çıkarıyoruz’’ dedi.
‘’HALİÇ BUGÜN İÇLER ACISI DURUMDA’’
‘’Müsilaj sorunuyla birlikte Marmara’da özel çevre koruma bölgesi ilan ederek seferberlik ruhuyla Marmara Denizi’mizi müsilajdan arındırdık ve tüm belediyelerle birlikte bir valilerimizin koordinasyonunda irade ortaya koyduk’’ diyen Kurum, ‘’Haliç kenarında atık su arıtma tesislerinin iptal edildiğini de duyuyoruz ve Haliç üzerine tenis kortu yapan kişiler de aynı. Büyük çabalarla temizlenen Haliç maalesef bugün içler acısı bir durumda. Buna ne İstanbullu ne de bizler müsaade etmeyiz arkadaşlar. Yani işimize odaklanmamız gerekiyor, işimizle ön plana çıkmamız gerekiyor. Kentsel dönüşümle ilgili Esenler kentsel dönüşüm, rantsal dönüşüm değil. Mevcut yasaların hiçbir işe yaramadığını söyleyip bir yere varamayız’’ diye ekledi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 6306 sayılı Afet Riski Yasasında eksiklerin olduğu söylemlerinin sorulması üzerine ‘’Biz hiçbir şekilde engellemeyiz merak etmesin. Verilebilecek her türlü desteğin verilmesini isteriz. Kentsel dönüşümde adım atmayan kira yardımını kime yapacak onu da bilmiyorum. Yani hiçbir adım atılmamış yerde kira yardımını nereye yapacağımızı da öğrenmek isteriz. İnşallah yaparlar daha fazlasını yapsınlar daha güzelini yapsınlar. Biz bu yasalarla mevcut yasalarla şu an bu saydığım projeleri İstanbul’umuzun 39 ilçesinde yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Yasada eksiklik varsa dersin ki, şu eksikliği şöyle tamamlayalım, biz de elimizden geleni yaparız. Biz kusursuz değiliz, her şey doğrudur, eksik değildir demiyoruz, muhakkak eksiklikler olabilir, muhakkak hata da olabilir. Ama bakın biz bunları işte Cuma günü 2 bin 30 konutun anahtarını vereceğiz, verilebiliyor demek ki, yapılabiliyor. Fikirtepe’de yarım kalanlar devam ediyor, İstanbul’da 140 bin konut devam ediyor, 300 bin konut tamamlanmış. Tüm Türkiye’de 1 milyonun üzerinde riskli yapı dönüşmüş. 412 alanda İstanbul’da dönüşüm çalışması yapılabiliyorsa demek ki bu yasalarla bu imkânlar olabiliyor, yapılabiliyor. O yüzden onlara da tavsiyemiz bunları bahane etmekten öteye geçip bir an önce vatandaşın, milletin yararına, faydasına, dönüşüm sürecine katılmalarıdır’’ diye konuştu.