Minibüs beklerken üzerine çürümüş ağaç düşen ve yaralanan Hatice İnce, olayda kusurlu olduğu gerekçesiyle Karabağlar Belediyesine tazminat davası açtı. Mahkeme, Karabağlar Belediyesinin İnce’ye 40 bin TL manevi tazminat ödemesine hükmetti.
Olay, 5 Şubat 2020 tarihinde Karabağlar ilçesi İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi yanında bulunan Karabağlar Belediyesi Egeli Sabah Parkı’nda meydana geldi. Annesini hastaneye götüren 55 yaşındaki Hatice İnce, hastane çıkışında minibüs durağına gitti. Bu sırada parktan üzerine ağaç düşen ve yere yığılan İnce, hemen hastanenin acil servisine yatırıldı. Çürümüş ağacın üzerine düşmesi nedeniyle yaralanan İnce, bir gün süren tedavisinin ardından taburcu edildi. Olayda kusurlu olduğu gerekçesiyle Karabağlar Belediyesine maddi ve manevi tazminat davası açan Hatice İnce, 2 yıllık hukuk mücadelesini kazandı. İzmir 5. İdare Mahkemesinde görülen davada, hizmet kusuru işlediği değerlendirilen belediyenin İnce’ye 40 bin TL manevi tazminat ödemesine hükmedildi. Olay sonrası fiziksel ve psikolojik olarak sorunlar yaşadığını, söz konusu çürümüş ağacın kaldırılması için belediyeye defalarca şikayette bulunulduğunu belirten İnce, “Karabağlar Belediyesinin çürümüş ağaçları denetleyerek temizlemesi gerekirdi. Bakım yapmaları gerekirdi. Ben canımla uğraşırken belediye hemen o sırada ağacı kaldırıp üzerine beton dökmüş. Benim yaşadıklarım başkalarının başına gelmesin. Bu dava ile hak yerini buldu” dedi. “Felç olabilirdim”
Yaşadığı olayı anlatan İnce, “Sabah saatlerinde annemi hastaneye götürdüm. Öğlen saatlerinde işimiz bitti. Minibüse binmek için durağa gittim. Annem o sırada arkamdan geliyordu. Çantamdan yol parasını çıkarayım derken birden ağaç üzerime geldi. Sonrasını hatırlamıyorum. Ağaç kurumuş vaziyette, kökü bile kalmamış. Zaten Karabağlar Belediyesine sürekli ağacın kaldırılması için şikayet ediliyormuş ama ilgilenen olmamış. Annemin anlattığına göre ağaç üzerimdeymiş ve kafamdan dökülen kanlar gözüme dolmuş. Şok halindeymişim. Uyandığımda şiddetli ağrılarım oldu. Boyunluk takıldı, çeşitli filmler çekildi. Boynumda ve gözlerimde hasar meydana geldi. Olay sonrası gözlerim daha az görmeye başladı. Denge problemleri yaşıyorum. Psikolojik olarak da çok etkilendim. Bu olay nedeniyle felç de olabilirdim. O sırada çocuk veya yaşlılar da olabilirdi. Daha kötü bir sonuç yaşanabilirdi” diye konuştu. “Ağacı mı şikayet edeceksin?”
İnce, “Hukuk mücadelesini başlatmadan önce kararsızdım. ‘Bu iş Allah’tan geldi’ diyordum ama ağaç yeşil değildi. Tamamen kurumuştu. Bu bir ihmalkarlıktı ve önlem alınması gerekiyordu. Benim başıma gelen başkasının başına gelmesin istedim. Çevremde ‘Davayı kazanamazsın’ diyenler oldu, ‘Ağacı mı şikayet edeceksin?’ diye dalga geçenler oldu ama ben yine de Karabağlar Belediyesine tazminat davası açtım. O sırada fırtına olduğu için ağacın düştüğünü belirttiler ama olay sırasında fırtına yoktu. Hava rüzgarlıydı ama buna rağmen ağaç üzerime düştü. Geçen süre zarfında davayı kazandım ve Karabağlar Belediyesinin tarafıma 40 bin lira tazminat ödemesine hükmedildi” sözlerine yer verdi. “Hizmet kusuru”
İnce’nin avukatı Mutlu Çakır ise belediyenin hizmet kusuru işlediğini ifade ederek şunları söyledi: “Olay günü İzmir fırtınalıydı ama doğal afet boyutunda bir fırtına değildi. Bu kaza müvekkilimin başına geldikten sonra konu bize intikal etti. Belediye bir idaredir ve idarenin kusurlu eylemi şahıslara, herhangi bir yere maddi manevi bir zarar ortaya çıkartırsa idarenin sorumluluğu doğar. Bunun hukuktaki temel dayanağı da hizmet kusuru diye ifade edilir. Orada bir park var ve bu parkın sorumlusu Karabağlar Belediyesi. Bu ağaç da o belediyenin sorumluluk sahasında olan bir ağaç. Hatta çevredeki vatandaşlar da ‘Bu ağaç birinin üzerine düşebilir diye ağacın kaldırılması için belediyeyi aramıştık’ diyerek tanıklık yapmak istedi. Ağaç çürümüş bir ağaç ama ayakta duran büyük bir ağaç. Bu ağaç düştükten sonra idarenin hizmet kusuru olduğunu tespit ettik. Müvekkilim çok büyük bir hayati tehlike atlattı ama şansı vardı ki olay acil servisin hemen yakınında oldu.” "Emsal niteliğinde"
Olayla ilgili hem maddi hem de manevi tazminat davası açtıklarını kaydeden Çakır, “40 bin TL manevi, 10 bin lira da maddi tazminat talep ettik. Mahkeme, delilleri değerlendirip tarafları dinleyerek şöyle bir karar verdi; ‘İdare bir hizmet kusuru işlemiştir. Bu hizmet kusuru nedeniyle zararın doğmasına sebep olmuştur. Zararla kusur arasında nedensellik bağı vardır. Bu zararı tazmin etmelidir.’ Sağlık hizmeti ücretsiz olduğu için ‘Maddi bir zarar yoktur’ dendi ama manevi yönden davamızı tam olarak kabul etti ve 40 bin TL manevi tazminata hükmetti. Bu emsal bir karar niteliğindedir. Bu tür durumlarda insanlar haklarını bilirse belediyeler de daha dikkatli olacaktır. Bu kararın bizim için böyle bir anlamı vardır” dedi. Çakır, belediyenin davayı istinafa taşıdığını sözlerine ekledi.