?>

Başkan Erdoğan: Millet sana hizaya gelmeyi gösterecek

Başkan Erdoğan 7. Anadolu Medya Ödülleri töreninde önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, bölücü terör örgütüne karşı suskunluğunu koruyan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na da tepki gösterdi.

Siyaset - 2 yıl önce

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Anadolu Yayıncılar Derneğince (AYD) Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen "7. Anadolu Medya Ödülleri" Töreni'nde çok çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Bazı medya kuruluşlarının, hükümetleri döneminde yaptıkları bir yasa değişikliğine "411 el kaosa kalktı" diye başlık attığını hatırlatan Erdoğan, konuşmasının ardından hak kazanan gazetecilere ödüllerini verdi.

Başkan Erdoğan'ın açıklamalarının satır başları şöyle:

"LAFA GELİNCE ÖZGÜR BASINDAN DEM VURANLARIN DARBECİLERE ALKIŞ TUTTUĞU DÖNEMDE DEMOKRASİMİZE SAHİP ÇIKTINIZ"

Toplam 320 mahalli radyo, televizyon, gazete ve dergiyi aynı çatıda bir araya getiren Anadolu Yayıncılar Derneği her gün başarısını bir adım yukarıya taşıyor. Türkiye'nin kültürel zenginliğini yansıtan Anadolu medyası ne kadar etkin ve yaygın olursa demokrasimiz de o derece güçlü olacaktır.

Anadolu medyasının sesi ne kadar güç çıkarsa milletlerimizin beklenti ve talepleri o derece makes bulacaktır. Mahalli medyanın halkımızın yönlendirmesindeki kritik role özellikle son yıllarda şahit olduk.

Lafa gelince özgür basından dem vuranların, darbecilere alkış tuttuğu dönemde sizler cesaretle demokrasimize sahip çıktınız. Küresel sistemin çarpıklıkların temsilcisi odaklarla bir olup siyasete ayar veren kalemşörler karşısında yerli ve milli basının nasıl olması gerektiğini yine sizler gösterdiniz. Örnek duruşunuzdan ötürü sizlere ve yerel medyamıza şahsım, ülkem ve milletim adına bir kez daha teşekkür ediyorum.

Bürokratik iş ve işlemlerin kolaylaştırılması başta olmak üzere pek çok alanda sizlerin yükünü hafiflettik. Her zaman güçlü bir iradeyi sorunlarınızın çözümlenmesi noktasında sergiledik. İnşallah bundan sonra da sizlere desteği sürdüreceğiz. Özgür, tarafsız, halka karşı kendini sorumlu hisseden bir medyanın demokrasiler açısından taşıdığı önemi hepimiz biliyoruz. Bunun için literatürde medyayı takip ederken 'dördüncü kuvvet' kavramına başvurulduğunu görüyoruz.

Dördüncü kuvvet ifadesi bizim medyamızın da sahiplendiği bir kavramdır. Kamu adına siyaset kurumunu izleyen, denetleyen, varsa hatalarını ortaya çıkaran bir medya elbette bu tanımı ziyadesiyle hak eder. Medyanın asıl görevi zaten vatandaş adına gözcülük yapmaktır.

Ancak ülkemizde 'dördüncü kuvvet' ifadesi genellikle yanlış yorumlanmış, millet ve milletin seçtiklerinin üzerinde bir tahakküm aracı olarak vurgulanmıştır. Halkın sesi olmak yerine anti demokratik güç odaklarının dümen suyuna girmeyi tercih etmiştir. Gazete manşetleri, televizyon ekranları siyasetçiyi hizaya sokmak; hatta alenen tehdit etmek amacıyla kullanılmıştır. Hatırlarsanız 27 Mayıs öncesinde ana akım medya yalan ve iftira dozu yüksek utanç verici manşetlerle resmen darbeye ortam hazırlamıştır.

Aynı şekilde 12 Eylül darbecilerine manşetlerden selam çakan medya kuruluşlarımız olmuştur; hatta ileri gidiyorum kalemşörler olmuştur. Ülkenin seçilmiş başbakanına diktatör diyen gazeteci kılıklılar gördük. 28 Şubat döneminde muhtıracıların haber bülteni gibi yayın yapan medya organlarımız vardı. Okuduğumuz şiir sebebiyle hakkımızda verilen mahkeme kararını 'muhtar bile olamayacak' şeklinde adeta kutlayan gazeteler gördük.

Burada bir muhtarları küçümsemek, iki yarının siyasetine kendine göre yön vermek. Ne oldu? Ufkunuz o kadar dar ve kısır ki, muhtar bile olamaz dediğiniz kişi cumhurbaşkanı oldu. Önce bu başlıkları atanlara bir şeyi hatırlatmak lazım; kendinize ayar verin ayar. Ayar vermezseniz millet size ayar verir. Hükümetlerimiz döneminde hak ve özgürlükleri genişletmek için yaptığımız bir yasa değişikliğine '411 el kaosa kalktı' diyerek saldıran, vesayet odaklarına davetiye çıkaran medya kuruluşları oldu.

"MİLLET SANA HİZAYA GELMEYİ GÖSTERECEK"

Kandil'deki terör baronlarına 'yere izmarit atmıyorlar' diye övgü yağmurları yapan gazeteler gördük. Şu anda o baronlar kız yavruların taciz edildiği merkezler hale geldi. Bay Kemal niye konuşmuyorsun? Oraya niye sesin çıkmıyor? Diyarbakır annelerine niye bir ziyaret etmiyorsun? Orayla niye bir irtibat kurmuyorsun. İşte sen kurmazsan millet sana hizaya gelmeyi gösterecek.

Biz bugünlere sadece darbecilere çetecilere, terör örgütlerine meydan okuyarak gelmedik; biz aynı zamanda şahsımızı, davamızı, milli iradeyi hedef alan kirli manşetlerle çarpışa çarpışa bugünlere geldik. Gerçeğin peşinden koşmak, yerel ve küresel güç odaklarına tetikçilik yapanlara rağmen mücadelemizi yürüttük. Duruşumu bozmadık, yalan ve iftiraya asla teslim olmadık. İtibar suikastları karşısında geri adım atmadık.

Karşımızdakiler ne yaparsa yapsın biz hakkın ve hakikatin hatırını üstte tuttuk. Milletimizle ve milli iradenin sesi olan basın yayın kuruluşlarımızla omuz omuza hareket ederek, ülkemizde tarihi nitelikte pek çok demokratik kazanıma imza attık. İnşallah Türkiye Yüzyılı'nı da medyamızla yükseltip, gençlerimize emanet edeceğiz.

Ülkemizin basın yayın tarihini bilen, elini vicdanına koyup, objektif muhasebe yapan herkes medyamızın daha bağımsız, çoğulcu zengin bir yapıya sahip olduğunu kabul edecektir. Basın daha özgürdür, halkın gözünde daha çok itibar kazanmıştır. Hangi cenahta yer alırsa alsın, basın yayın kuruluşları asli görevleri hakkıyla yerine getirebilme salahiyetine bizim dönemimizde kazanmıştır.

Eski Türkiye özlemiyle yanıp tutuşanların siparişleri üzerine hazırlanan sözde raporlar bu gerçeği değiştirmeyecektir. Bunların ne bizim ne de milletimizin nazarında hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Demokrasi, insan hakları, basın özgürlüğü karnesi düzenleyenlerin söz konusu kendi çıkarları olunca nasıl faşizanca davrandıklarını hepimiz çok iyi biliyoruz.

SOSYAL MEDYA PLATFORMUNA TEPKİ

Güya özgürlükten, kişi mahremiyetinden asla taviz vermeyen bu sosyal medya platformunun kimlerle iş tuttuğu, perde arkasından neler yaptığı, hazzetmediği kişilerle ilgili nasıl sansür uyguladığı tek tek ortaya çıkıyor. Ağızlarını her açtıklarında Türkiye'yi sansürcülükle suçlayanlar, sansürün daniskasını yapanlar hakkında tek bir kelime dahi etmiyorlar.

Sadece bu örnekler bile ülkemizi eleştirenlerin ne kadar bozuk ve kirli bir sicile sahip olduklarını ispat etmeye yeterlidir. Bunların hiçbirinin derdi basın özgürlüğü, insan hakları, demokrasi değildir. Bunların tek derdi kendi çarpık düzenlerini ayakta tutmak, Türkiye gibi tekerlerine çomak sokanların önünü her türlü aracı, yalanı, iftirayı kullanarak kesmektir. Ama artık Türkiye'nin önünü kesemeyeceksiniz. Onlar eski Türkiye'de kaldı, şimdi yeni Türkiye Yüzyılı var.

Herhangi sınırlama olmadan herkesin eşit şartlarda üye olabildiği küresel, sosyal medya platformları adeta tek kişilik mecrayı ortaya çıkarmıştır. Her türlü yalan, iftira ve çirkinliğin önünü açmıştır. Maalesef bu hastalık medya kuruluşu sıfatıyla faaliyet yürüten yapıları da sarmıştır. Meydanı insanların haklarına, hukuklarına, onurlarına, mahremiyetlerine saldıranlara karşı boş bırakamayız.

"BU NE PERHİZ BU NE LAHANA TURŞUSU"

Geçtiğimiz aylarda Meclis'te kabul edilerek yürürlüğe giren kamuoyunda dezenformasyon yasası olarak bilinen hukuki düzenlemenin gerisinde bu gaye vardır. Birileri hemen Anayasa Mahkemesi'ne koştular. Ama Meclis'te öyle yapmadılar, hepsi oy kullandılar. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. Artık gerçekten gazetecilik faaliyeti yürütenler ile gazetecilik görüntüsü altında şarlatanlık yapanların ayırımı daha da kolaylaşmıştır.

Her alanda olduğu gibi medya mecralarında da idari ve hukuki düzenlemelerden daha önemlisi, bunun altını çiziyorum ahlaki ilkelerdir. Enflasyonla mücadele kapsamında faiz, fiyat artışlarına karşı kamuoyunu ikaz ederken de aynı hatırlatmayı yapıyoruz. Ahlaki ilkeleri bir kenara bırakarak, Allah korkusu olmadan hareket edenleri hiçbir kaide, kural durduramaz. Bunlar her kuralın arkasında fırıldak gibi dönecek, dolaşacak sinsi bir yol bulurlar.

Aileden başlayarak eğitimin tüm kademelerine ve çalışma hayatına kadar her alanda insanlarımızı medeniyetimizin değerleriyle buluşturacak bir iklim inşa etmeyi hedefliyoruz. Medya bu gayretin hem önemli unsuru hem de taşıyıcısı olacaktır. Anadolu medyasının bu mücadelede en ön safta yer alacağına inanıyorum. Sizlerin şahsında hakkın hatırını yere düşürmeyen tüm gazetecilerimize, medya kuruluşlarımıza tekrar teşekkür ediyorum.

Haftanın Öne Çıkanları

Gaziantep Defin Listesi( 3.01.2023 Salı)

2023-01-03 14:37 - Defin Listesi

Gaziantep Defin Listesi(4.01.2023 Çarşamba)

2023-01-04 14:49 - Defin Listesi

Gaziantep Defin Listesi (2.01.2033 Pazartesi)

2023-01-02 14:02 - Defin Listesi

Gaziantep Defin Listesi ( 01.01.2023 Pazar)

2023-01-01 19:59 - Defin Listesi

Gaziantep Defin Listesi (31.12.2022

2022-12-31 16:12 - Defin Listesi

Gaziantep Defin Listesi (30.12.2022 Cuma)

2022-12-30 15:15 - Defin Listesi

Dikkat! Gaziantep'te yarın birçok bölgede kesintisi olacak...

2023-01-03 17:05 - Elektrik ve Su

Arabanın su sorunu çözülüyor

2023-01-04 10:33 - Elektrik ve Su

Dikkat! Gaziantep'te yarın birçok bölgede kesintisi olacak...

2023-01-02 16:13 - Elektrik ve Su

Gaziantep Defin Listesi (29.12.2022 Perşembe )

2022-12-29 17:13 - Defin Listesi

İlgili Haberler

TBMM Genel Kurulu'nda 'Kürt illeri' tartışması

21:12 - Siyaset

Şamil Tayyar’dan Asgari Ücret Tepkisi: “Olmadı”

21:02 - Siyaset

Eski ABD Başkanı Clinton, tedavi gördüğü hastaneden taburcu oldu

20:33 - Siyaset

Katar’dan Gazze’de ateşkes açıklaması: "Anlaşmaya varmak için hiçbir boşluk bırakmayacağız"

19:42 - Siyaset

Malatya Sofrası’nın ikinci şube açılışı yapıldı

19:01 - Siyaset

Günün Manşetleri

Gaziantep’te Silahlı Kavga: Biri Ağır, İki Yaralı

21:52 - Asayiş

Gaziantep’te Yaşlı Kadın Yüksekten Düşerek Hayatını Kaybetti

21:45 - Asayiş

TBMM Genel Kurulu'nda 'Kürt illeri' tartışması

21:12 - Siyaset

Şamil Tayyar’dan Asgari Ücret Tepkisi: “Olmadı”

21:02 - Siyaset

Son dakika: Asgari ücret belli oldu

20:53 - العربية