El değmemiş doğasıyla huzur şehri olan Bayburt'un lezzet dolu yemekleri İstanbul Maltepe'de sergilendi. Yöresel tatların buluştuğu “Bayburt Günleri” festivalinde; dokumadan pestile, peynir çeşitlerinden kavut çorbasından, 50 metrelik tel helvasına birçok lezzet yemek severlerle buluştu. Bayburt yöresine ait Kelkit peyniri beyaz kan hücrelerini beslemesi ile ünlü. Bayburtların vazgeçilmez lezzeti Kavut çorbası da bağışıklığı güçlendirerek hazmı kolaylaştırıyor. Enerji deposu olan Pestil'in faydaları da saymakla bitmiyor. En önemli özelliği Kalp ve Damar hastalıklarını önleme anlamında önemli bir yeri olduğu biliniyor. En yoğun ilgiyi gören pestil, onlarca çeşiti ile renkli görüntülere sahne oldu. Bayburt şifa dolu lezzetleri ve ünlü yemekleriyle 4 gün boyunca Maltepe Sahil etkinlik alanında sergilenmeye devam edecek.
Şef Ayvaz Akbacak, Keçi boynuzu pestilinin faydalarını sıraladıŞef Ayvaz Akbacak, keçiboynuzu pestilinin yararları hakkında bilgi verdi. Akbacak, “Bugün Bayburt'un yöresel günleri, Bayburt ürünleri var ama burada benimde dikkatimi çeken birkaç ürün vardı. Onlardan size bahsetmek istiyorum. Burada ilk defa keçiboynuzundan yapılmış pestil var. İçinde sıfır şeker, ceviz, var. Keçiboynuzunun faydaları ise birincisi cildi güzelleştiriyor. İkincisi kan şekerinizi dengelediği için sizi tok tutuyor. Aslında zayıflamaya da faydası var. Üçüncüsü kemik gelişiminde çok etkili, Dördüncüsü ise ciğerleri temizliyor. Şu salgın döneminde kesinlikle ara öğünlerimizde bir parça keçiboynuzu pestili veya keçiboynuzu tüketmenin faydalı olduğunu uzmanlarımız söylüyor“ dedi.
“Tel helvaya birkaç kişi önce başlar, büyüdükçe kişileri ekler, kıvıra kıvıra elimizle çekeriz”Bayburt'un ünlü tatlısı tel helva, 50 metrelik uzunluğuyla görenleri şaşırttı Tel helvasının yapılışı hakkında konuşan Nedime Aydın, “Malzemelerimiz un, şeker, limon tuzu, tereyağı, su başka bir şey yok. Bayburt tel helvasını ilk önce şekerini tencereye koyar. Ağda haline getirdikten sonra elimize Ağda'yı çekerek kıvamını tamamladıktan sonra bir taraftan da unumuzu tereyağıyla kavururuz. Ona biz miyane deriz. Miyanesini içerisine alıp elimizi hazırladığımız ağdayı birkaç kişi önce başlar. Güzelce kıvıra, kıvıra onu, elimizle çekeriz. Daha sonra birkaç kişi daha ekleriz. Ekledikten sonra bayağı bir büyüyor. Büyüdükçe de kişileri ekler. Onu çekeriz, uzatırız. Tel tel olana kadar işleme devam ederiz. Daha sonrasında zaten gördüğünüz hale geliyor. Afiyetle yiyoruz.” diye konuştu.
“Peynirin küflü hal alması, doğal antibiyotik dediğimiz peynir haline geliyor”Şef Ayvaz Akbacak, Bayburt'un doğal peyniri olan çivil peynir hakkında da konuştu. Akbacak, “Civil peynirinden şöyle biraz bahsedelim. Bu inek sütünden yapılan yağ oranı çok düşük olan bir peynir. Burada taze hali, burada da artık olgunlaşmış hali var. Ama olgunlaşma aşaması toprağın altında ya da mağara dediğimiz belli düşük nemlerde 8 ay, 9 ayda olgunlaştırılıyor. Ve bu küflü hali alıyor. Küflü hali alması aslında doğal antibiyotik dediğimiz çok faydalı bir peynir haline geliyor. Vücuttaki beyaz kanın hücrelerini güçlendirip beslediği için de vücut direncini artırıyor. Eskiden savaşa giden askerler civil peyniri, bu küflü peynirden yerlermiş ki vücut direnci yüksek olsun. Peynirler için plastik bidonlara ve küplere, konularak toprak altında saklanılırdı. Bakın bu tam topraktan yeni çıkmış hali. Bu da tam böyle yeşermiş. Doğal, antibiyotik halini almış durumda” ifadelerini kullandı.
“Ballarımız tamamen bin 218 rakımlıdır”Bayburt Günlerinde bal satan Sinan Bal ise, “Özellikleri; Akciğer dostudur, astım, nefes darlığı, bronşit, KOAH gibi hastalıklara iyi gelir. Ciğerleri tamamen tertemiz yapar. Sabahları aç karna bir tatlı kaşığı akşam yatarken bir tatlı kaşığı olarak tüketilmesi gerekiyor. Fazla yersek bu bal bizi tutar. Çok faydalı, şifalı bir balımız vardır. Ayrıyeten yanında kara kovan balımız var, tamamen doğaldır. Bu kasnaklara bomboş koyarız. Tamamını arı kendi üretir, mumuna kadar kendisi üretir. Yayla çiçek ballarımız var. Ballarımız tamamen bin 218 rakımlıdır. Çiçek yayla ballarımız var. Ve ayrıyeten şöyle Ayder yaylasının beyaz bir balımız var. Bunun içinde orman gülü var. Deli bal dediğimiz kestane var ve deri etkeni vardır.” dedi.
Enes Şamil Gönenç - Mustafa Ayabakan - Sevgi Canpolat