Türkiye ile Belçika arasında imzalanan Göç Anlaşması’nın 60. yıl dönümünü nedeniyle düzenlenecek olan Gurbet Kuşu Festivali’nin basın toplantısı gerçekleşti. Anlaşmanın yüz binlerce insanın hayatında etkili olduğunu belirten Belçika Başkonsolosu Tim Van Anderlecht, “Her ailede 60 yaş önemli bir dönem yani 3 kuşak anlamına geliyor. Vakti zamanında imzalanan bu sözleşme aslında yüz binlerce insanın hayatında etkili olmuştur. Anlaşma aynı zamanda her iki ülke arasında birçok insanın ilişki kurmasını sağlayan bir başlangıç oldu” dedi. Türkiye ile Belçika arasında 16 Temmuz 1964’te imzalanan Göç Anlaşması’nın 60. yıl dönümü 29 Haziran’da düzenlenen festivalle kutlanacak. Anlaşmanın 60’ıncı yıl dönümü vesilesiyle düzenlenecek olan ‘Gurbet Kuşu Festivali’ için Taksim’de basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşan Belçika Başkonsolosu Tim Van Anderlecht, “Bu festivali Türkiye ve Belçika arasındaki göç anlaşmasının 60’ıncı yılı vesilesiyle organize ettik. Her ailede 60 yaş önemli bir dönem yani 3 kuşak anlamına geliyor. Vakti zamanında imzalanan bu sözleşme aslında yüz binlerce insanın hayatında etki yapmıştır. Anlaşma aynı zamanda her iki ülke arasında birçok insanın ilişki kurmasını sağlayan bir başlangıç oldu. Festivalin amacı hem bu anlaşmanın 60. yılını kutlamak hem de Belçika ve Türkiye’de başarılara imza atmış olan kişileri tanıtmak ve bir araya getirmek. Sanatçılarımız arasında 3 tanesi Türk ve Belçika kökenli. Ali Pınar hem bir oyuncu hem de bir müzisyen. Kubat bildiğiniz gibi müzisyen. Doğukan Manço Dj’lik yapıyor aynı zamanda Barış Manço’nun oğludur. Festival vesilesiyle biraz Belçika’yı tanıtmak istiyoruz. Belçika’nın geniş ve farklı kesimlere açık olduğunu, dünya çapında değişik kökenlerden gelen kişileri kabul eden bir ülke olduğunu tanıtmak istiyoruz. Festivalimizin girişi ücretsiz. Katılmak istiyorsanız konsolosluğumuzun Instagram sayfasındaki linkten kayıt olmanız yeterli olacaktır. Ziyaretçilerimiz çeşitli Belçika yemeklerini tadabilecekler. Aileler de çocuklarıyla birlikte gelebilirler. 60’ıncı yıl 3 kuşak anlamına geliyor ve her yaş için çeşitli etkinliklerimiz var. Festivale siyasi bir davetlimiz olamadı. Haziran ayı sonunda Belçika Avrupa Birliği dönemsel başkanlığı sona erecek. Yeni bir seçim oldu. Siyasetçilerimiz yeni bir hükümet kurmakla da meşguller. Yeni hükümet kurulduktan sonra mutlaka görevlerini devraldıktan sonra bir ziyaretlerinin olacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı. “Belçika ile Türkiye arasında yaklaşık 13 milyar dolar bir ticaret hacmi var”
Belçika ve Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilerin iyi olduğuna değinen Anderlecht, “Türkiye ile ilişkiler iyi. Bunun sebeplerinden biri de hem Belçika’da önemli bir Türk topluluğu var. Hem Türkiye’de önemli bir Belçika topluluğu var. İnsanların varlıkları tabii ilişkilere katkıda bulunuyor. Vizelerle ilgili olarak biz sürekli olarak kapasitemizi arttırmaya çalışıyoruz. Zira Türkiye’de talep çok yüksek. Biz de taleplere karşılık vermek için elimizden geleni yapıyoruz. Gerek iş insanları gerek öğrenciler olsun artık bekleme süreleri bulunmuyor. Hızlı bir şekilde hareket ediliyor. Aile birleşimiyle ilgili vizelerde biraz daha beklemeler uzun oluyor. Bu sorunda yakında çözüme kavuşacak. Ekonomik ilişkilerimiz ise oldukça iyi durumda. Belçika ile Türkiye arasında yaklaşık 13 milyar dolar bir ticaret hacmi var. Avrupa Birliği için de bizden çok daha büyük ülkelerin ardından Türkiye’nin ticari partneri olarak 5’inci sıradayız. Kişi başı oranlaması yaparsak, Belçika Türkiye ile en yüksek ticaret hacmine sahip ülke olabilir. Gerek kişiler arasındaki bu yakın ilişkiler gerekse ticari ilişkilerimizin boyutu sayesinde Belçika, Türkiye’de 8. önemli yatırımcı konumunda” şeklinde konuştu. “Verilen vize sayısı sürekli olarak bir artış bulunuyor”
Belçika’ya verilen vize sayılarında artış olduğunu ifade eden Anderlecht,“Ben Ağustos 2022 yılında geldim. 2022 yılında verilen vize sayısında rekor kırdık. 2023 yılında bu rekoru daha da arttırdık. 2024 yılında ise yüzde 50 daha da arttırmayı planlıyoruz. Verilen vize sayısı sürekli olarak bir artış halinde. Biz de elimizden geleni yapıyoruz. Arz talep arasında denge oluşana kadar kapasiteyi arttırmaya devam edeceğiz. Türkiye’de bir başkonsolosluk görevi gerçekten çok etkileyici. Özellikle Türkiye’de yaşayan çok sayıda Belçika vatandaşı olduğu için görevimiz çok fazla. İstanbul, Türkiye’nin ekonomi başkenti. Türkiye’de yatırımı olan Belçika şirketlerinin çoğunun merkezi de İstanbul’da. Ayrıca İstanbul yüksek seviyede kültürel etkenlikleri organize etmek için de ideal bir şehir. Bir başkonsolosun işini düzgün yapabilmesini sağlayacak bütün imkanlara ekleştirmek bizim için önemli” diye konuştu.