TEKİRDAĞ (İHA) – Soyluluk ve zenginlik göstergesi olan binlerce yıllık lahit mezarlar, Tekirdağ Arkeoloji ve Etnografya Müzesinde milattan önce ve sonrasındaki ölüm kültürünü günümüze taşıyor.
Helenistik Dönemden Traklara, Roma Döneminden Osmanlı İmparatorluğuna uzanan tarihi ile adeta bir açıkhava müzesi olan Tekirdağ’da bulunan eserler ziyaretçilerini bekliyor. Tekirdağ’ın Süleymanpaşa ilçesinde bulunan Tekirdağ Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nde yer alan eserlerin arasında heykeller, takılar, dönemine ait mutfak eşyalarının yanı sıra en çok dikkat çekenler ise lahit mezarlar göze çarpıyor. Soyluluk ve zenginlik göstergesi olan binlerce yıllık lahit mezarlar, milattan önce ve sonrasına ait mezar kültürünü yansıtıyor. Marmaraereğlisi ilçesindeki Perinthos Antik Kentinden çıkarılan bu lahit mezarlar, binlerce yıllık ölüm kültürünü günümüze taşıyorlar. Mezarlar ilgi çekiyor
Müzenin içerisinde ve bahçesinde bulunan lahitler ile ilgili açıklamada bulunan Tekirdağ İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Hacıoğlu, “İlimiz Arkeoloji ve Etnografya Müzesi gerçekten adeta bir Arkeopark şeklinde. Oldukça çok önemli eserlere sahip. Traklar Dönemi, Bizans Dönemi, Roma Dönemi, Osmanlı Dönemi mezarları mevcut ve mezar taşları mevcut. Aslında bir bütün olarak baktığınızda, Trakya çok eskiden beri tümülüslerin varlığı ile zaten doğal mezar alanların çok olduğu bir yer. Örnek, ilimizde bizim 240 tane bilinen tümülüs var. Bunlardan 122 tanesi tescilli ve bunlarda Trakların mezar yerleridir aynı zamanda. Ama Arkeoloji ve Etnografya Müzemizin bahçesindeki lahitler şehir kültürünün olduğu yerlerin buraya gelinmiş taşınmış haldeki mezarlarıdır. Lahitlerde; Latince yazıları olanlar Roma Dönemine aittir. Bildiğiniz gibi, Roma dönemi milattan sonra birinci yüzyıldan başlar. Yazıları olmayanlar daha eski dönemlere, Helenistik döneme ait olan lahitler vardır. Bizim zaten Arkeoloji ve Etnografya Müzemizde en fazla ilgiyi çeken bu Arkeopark şeklinde müzemizin bahçesinde sergilenen, hatta bir kısmı da müzemizin içerisinde olan mezarlardır” dedi. Hepsi birer kültür varlığı
Hacıoğlu, lahitlerin oldukça ilgi gördüğünü belirterek, “Kimisi Roma Dönemi, kimisi Bizans Dönemi olan bu mezarlar ilgilileri tarafından, bu işe ilgi duyanlar tarafından Tekirdağ Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’ni en fazla gezme sebeplerinden bir tanesidir. Dolayısıyla bunlar milattan önce altıncı yüzyıldan başlayarak hatta milattan sonra yedinci yüzyıla kadar olan süreçte değişik bölümleri kapsayan mezarlardır. Dediğim gibi yazısız olanlar Helenistik döneme ait. Latince yazılı olanlar Roma dönemine ait Çünkü o dönemin gereğidir. Altını çizerek söylüyorum bunların hepsi Herakleia diye de bilinen Marmaraereğlisi ilçemizdeki Perinthos Antik Kentinden çıkarılan mezarlardır, lahitlerdir ve buraya taşımışlardır. Bunların hepsi birer kültür varlığıdır, tescillidir. Amacımız bunları hem tanıtmak hem de gelecek kuşaklara aktarmaktır” ifadelerini kullandı.
Lahitlerin soyluluk ve zenginlik göstergesi olduğunu ifade eden Tekirdağ İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Hacıoğlu, “Lahit şeklinde olanlar üst tabakadaki insanların mezarlarıdır. Yani o şehrin yöneticilerinin aristokratların, ekonomik yönden de çok gelişmiş zengin insanların mezarlarıdır. Halk mezarları değildir. Sıradan bir vatandaş mezarı değil, önemli devlet adamları ve aristokratların mezarıdır. Taştan olması azametini gösteriyor. O bir zenginliği gösteriyor. Yani o lahdi oluşturmak, yapmak, oyma olarak işlemek, bir bütün haline getirmek zenginliğin ifadesidir. O yüzden zenginliğin ifadesi olarak bu haldedir bu lahitler” dedi.