Deneyimli ekonomistler Prof. Dr. Işın Çelebi ve Dr. Mahfi Eğilmez, Altınbaş Üniversitesi’nde düzenlenen Kasım ayı “Ekonomi Söyleşileri” programında bir araya geldi. İki ekonomist, bölgesel savaşlar ve göç dalgalarıyla değişen dünya düzenini ve izlenmesi gereken yol haritasını anlattılar.
Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Mahfi Eğilmez, ABD’nin sadece batı dünyasının hegemon devletiyken şimdi bütün dünyanın hegemon devleti haline geldiğini belirtti. Ta ki Çin’in karşı çıkışı, Rusya’nın kendini toparlayıp tavır alışı son birkaç yıla gelene kadar. Eskiden dünyanın parasal sorunlarının IMF’de ya da G7’de konuşulduğunu anlatan Mahfi Eğilmez, IMF’in hakikaten bağımsız, objektif bir tavrı olduğunu söyledi. Günümüzde ise bunların geçmişte kaldığını, IMF’in tamamen Amerika’nın güdümüne girdiğine dikkat çekti. Mahfi Eğilmez, “Eskiden IMF başkanları Avrupalıydı ve Avrupa’nın ciddi bir etkisi vardı. Amerika, Avrupa birbirini dengeliyordu. Japonya denge unsuruydu. Şimdi bu dengeler tamamen gitti. IMF, bir yere yardıma gideceği zaman Amerikan hazinesi, bunun karşılığında ne alacak ne verecek? Bunun pazarlığını yaparak gidiyor. ABD’de de bunu kullanarak kendi politikalarını her yere empoze ediyor. Irak’ta ve Suriye’de olduğu gibi her tarafa müdahale ediyor. Zorla müdahale edilen yerlerde hiç de iyi gelişmeler olmuyor.” görüşlerini dile getirdi. “Yeni bir kurum çıkmalı.”
Mahfi Eğilmez, yeniden bağımsız, IMF’in bir zamanlar olduğu gibi finansal ve parasal konuların konuşulacağı, dayanışmanın olduğu, birlikte ve koordineli bir şekilde düzenin sağlanacağı bir kurumun varlığına ihtiyaç olduğunu anlattı. Eğilmez’e göre, Birleşmiş Milletler sistemi yenilenmeli. ABD’nin veto hakkı kaldırılarak, herkesin eşit oyuyla hareket edebilir hale getirilmeli. Diğer ülkeler, birleşip bir karar çıkarabilmeli ve buna herkes uymalı. “Su kıtlığı temel mesele”
Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Işın Çelebi de Birleşmiş Milletlerin artık hiçbir etkisinin olmadığını teyit ederek, günümüzde kimin gücü kime yeterse düzenine geçildiğine işaret etti. Oysa dünyanın, 2023’ten 2024’e geçerken iklim değişikliği ve su kıtlığına odaklanması gerektiğini vurguladı. Su kıtlığının 2024 sonrası en temel mesele haline geleceğini iletti. Deniz suyundan saf su elde etmek için teknolojiler geliştirilmesini tavsiye etti. Aksi takdirde dünyanın çok büyük bir kıtlıkla karşı karşıya kalacağı konusunda uyarılarda bulundu. “Dünya, göç politikaları konusunda nasıl bir yol izlemeli
Dünyanın giderek bir göçmen deposu haline geldiğini de vurgulayan Çelebi, “Şimdi deniyor ki Gazze’den insanları çıkaralım, buraya İsrail yerleşsin. Buradaki nüfusun bir kısmı Mısır’da, bir kısmı da Türkiye’de olsun. Bizde size 5-10 milyar dolar verelim. Türkiye ve Mısır göçmen deposu mu olmalı?” diyerek önemli bir konuya parmak bastı. Dünyanın eğer göçmenlere bir çözüm üretecekse, IMF gibi Dünya Bankası gibi uluslararası bir Göçmen Bankası kurulması gerektiğini söyledi. Çelebi, dikkat çeken önerisinin ana hatlarını şöyle anlattı: “Bu kurum, kamu yatırımlarını finanse eden Dünya Bankası gibi göçmenlere yer yapmalı, konut yapmalı, bunları finanse edebilmeli. Bunlar için tüm yardımların toplandığı bir sermayesi olması lazım. Bütün dünya ülkeleri katılmalı. Doğu Avrupa parçalandıktan sonra 1990’da kurulan Avrupa Yatırım Kalkınma Bankası kurulmuştu mesela. Ne Avrupa Birliği Türkiye’ye maddi yardımda bulunmalı, ne Amerika Gazze’deki insanlara şu kadar para vereyim demeli. Bütün bu paralar bir merkezde birleşmeli. O banka, banka gibi çalışıp kaynak oluşturmalı. O göçmenler hangi ülkeye gitmek istiyorsa kredi veya hibe almalılar. İstedikleri ülkede yaşamalarının önü açılmalı. Bunları sürü halinde bir ülkeye sürüp kapatmak doğru değil, insani de değil. Ama maalesef dünya bu konuyu işine gelmediği için bilerek konuşmuyor.”