Geçtiğimiz yıl döviz kurunda yaşanan sert yükselişle birlikte fırsatçılar gıda ürünlerini stoklayarak âdeta büyük bir soyguna imza atmıştı. Böylece gıda ürünlerinde fiyat artışı enflasyonun da üzerinde 2-3 kat artış göstermiş, bunun üzerinde baklava üreticileri boykota kararı almıştı.
Baklava ve Tatlı Üreticileri Derneği (BAKTAD) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldırım baklavada fıstık kullanmama kararının fiyat artışlarını durdurduğunu belirterek, şu an üç yıllık fıstık stoku oluştuğunu söyledi.
Fıstıktaki stok oyunun perde arkasını anlatan Yıldırım “Döviz kurunda yaşanan atakla birlikte fıstık fi yatları 20 günde 200 lira arttı. Fıstık fi yatı 160 liradan 340 liraya kadar yükseldi. Artış 8 ayda 440 lirayı buldu. O zaman fıstığın fi yatının 600 liraya gideceğini söylüyorlardı. Fiyatlar daha da yükselecek diye 400 liradan stok yaptılar. BAKTAD olarak boykot kararı alınca fi yat artışı durdu. Ardından yeni mahsul toplanmaya başladı. Stokçular bu defa fıstığı düşük fiyattan alamadı. Eğer düşük fiyat teklif etselerdi ellerindeki stoklardan dolayı daha fazla zarar edeceklerdi. Şu an fıstığın fi yatı 450 lira civarında. Kuraklık olsa da afet olsa da üç yıl yetecek kadar fıstık stoku birikti” dedi.
Fıstıktaki en büyük sıkıntının kayıt dışılık olduğuna dikkat çeken Mehmet Yıldırım şunları kaydetti: Antep fıstığı bir yatırım aracı olarak görülüyor. Enflasyon artınca parası olan fıstığa yatırdı. Ama fıstık ticareti tamamen kayıt dışı. Fıstığı alıp stoklayanlar veri mükellefi bile değil. Sektörle alakaları olmayan kişiler. Biz bunlara ambarcı diyoruz. Fatura yok, belge yok. Fıstık üreticinin elinden çıktıktan sonra bu kişiler kendi aralarında ticarete başlıyor. Sistem şöyle işliyor: Stokçu önce bir çuval fıstık alıp borsaya götürüyor. 450 liralık fi yatın yerine 470 lira istiyor. Sonra yine tanıdığı bir geliyor ona 465 lira teklif ediyor. Satış gerçekleştiğinde ise fiyat otomatik olarak 465 liraya yükseliyor. Stokçular kendi aralarında böyle ufak ufak alışverişler yaparak fiyatları 480, 490, 500 liraya kadar suni olarak yükseltiyor. Bu soygunu yıldır Tarım Bakanlığına ve Maliye Bakanlığına anlatmaya çalışıyoruz. Bunun önüne geçmek için usulüne uygun lisanslı depoculuk olmalı. Ülkede amacının dışında kullanılıyor, halka hizmet etmiyor. Araziye değil üretime teşvik verilmeli ve ne kadar üretim olduğu ortaya çıkar diyoruz. Böylece çiftçi daha fazla üretim yapmaya çalışır.