Çanakkale Boğazı’nda bazı bölgelerde müsilaj (deniz salyası) tekrar görülmeye başlarken, bu durum özellikle balıkçılar arasında endişeye yol açtı. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Temel Bilimler Bölüm Başkanı ve Çanakkale Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yeşim Büyükateş, müsilajın ortaya çıkmasında su sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde olmasının etkili olduğunu belirtti.
Çanakkale Boğazı’nda müsilaj (deniz salyası) yeniden görülmeye başlarken, bu durum özellikle balıkçılar arasında endişelendirdi. 2020’de büyük sorunlara yol açan müsilaj, bu yıl da bazı bölgelerde etkili olmaya başladı.
Yaklaşık 1 ay, 45 gün öncesinden bu yana özellikle Güney Marmara’da balıkçılıkla uğraşan balıkçılardan müsilajla ilgili bir sorunun kendilerine iletildiğini ifade eden ÇOMÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi Temel Bilimler Bölüm Başkanı ve Çanakkale Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yeşim Büyükateş, "Bu konuda çalışmalarımıza devam ediyoruz. Özellikle 2020’de yaşadığımız büyük sorundan itibaren çeşitli projelerimiz, çalışmalarımız detaylı bir şekilde devam ediyor. Deniz suyu sıcaklıkları, meteorolojik şartlar, rüzgar durumu çok önemli. Su kolonunda bir yoğunluk var ancak 2-3 haftadır biz bunun yüzeyde de görülmeye başladığını gözlemliyoruz. Bunun en büyük sebeplerinden bir tanesi sistemin durgun olması ve özellikle su sıcaklıklarının müsilajı oluşturan organizmaların etkinliklerini kısıtlayacak düzeyin üzerine olması. Fotosentez aktivitelerinin bir şekilde kontrolde olabilmesi için su sıcaklıklarının 9 derece ve altında olması bekliyoruz. Şu anda mevsim normallerinde de değiliz. Su sıcaklıkları 13.5 derece ve zaman zaman üzerine çıkıyor. Dolayısıyla su sıcaklıkları düşüp sistemde rüzgarlılık arttıkça akıntılara bağlı olarak yoğunlaşmanın bir miktar azalacağını söyleyebiliriz. Bu organizmaların tüketicileri yok ya da çok sınırlı. Ayrıca sistemde bir besin elementi, kirlilik yükü var. Son dönemlerde oldukça fazla yağış almaya başladık. Bu da hem kentsel yüzey akışını hem de tarımsal yüzey akışıyla sistemin besin elementi yükünü arttırıyor. Sistemde de kontrol edemeyeceğimiz kısım iklim değişiminin etkileri, iklimlerin yer değiştirmesinin etkileri, mevsimlerin yer değiştirmesinin etkileri. Dolayısıyla bunu maalesef biz kontrol altında tutamıyoruz. Ancak kontrol edebileceğimiz kısım hangi kısım. Atıklarımızı kontrol altında tutabiliriz. Tarımsal girdileri kontrol altında tutabiliriz, yüzey akışını kontrol altında tutabiliriz. Buna önem vermemiz gerekiyor. Meteorolojik olarak önümüzdeki haftalara baktığımızda bir miktar sıcaklığın düşmesini ve rüzgar hareketliliğinin başlamasını bekliyoruz" dedi.