AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli, sosyal medya hesabından, altılı masanın mutabakat metnindeki ekonomi vaatlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Altılı masanın mutabakat metninin ekonomiyle ilgili bölümünde en dikkat çekici vaatlerin para politikası alanını ilgilendirdiğini belirten Canikli, şunları kaydetti:
"Metinden, altılı masanın iktidara geldiklerinde pozitif reel faiz politikasını uygulayacakları anlaşılmaktadır. Kısaca enflasyon oranının üzerinde nominal faiz olarak tanımlanabilecek pozitif reel faiz hususu mutabakat metninde açıkça yer almamaktadır. Ancak, Ekonomi, Finans ve İstihdam başlıklı bölümdeki 261 adet hedef ve öneri arasında, pozitif reel faizin etkili bir şekilde uygulanacağını deşifre eden birçok öneri bulunmaktadır."
"ALTILI MASA FAİZİ ENFLASYONUN ÜZERİNE YÜKSELTECEKTİR"
Söz konusu vaatlerin altılı masanın pozitif reel faiz politikasına geçeceğini ve mevcut negatif reel faiz politikasının terk edileceğini açıkça gösterdiğini vurgulayan Canikli, altılı masanın Kur Korumalı Mevduat hesabı açılmasını durduracağına ilişkin vaadiyle ilgili şu tespitlerde bulundu:
"Kur Korumalı Mevduat uygulaması özellikle hane halkının dövize yönelik talebini büyük oranda engellemiştir. Hatta döviz tevdiat hesaplarının bir bölümünün TL'ye dönüşümünü sağlayarak döviz üzerindeki baskıyı ciddi ölçüde hafifletmiştir. Şu ana kadar ters para ikamesine (ters dolarizasyon) geçişte dikkate alınması gereken önemli bir katkı sağlamıştır. Kur Korumalı Mevduat sistemi uygulamadan kaldırıldığında, Kur Korumalı Mevduat hesaplarındaki paranın tamamı dövize yönelecek, doların fiyatı patlayacaktır. Böyle bir tabloda, altılı masanın elinde doların fiyatının kontrolden çıkmaması için faiz oranlarını artırmaktan başka bir seçeneği bulunmamaktadır. Altılı masa da faiz oranını hane halkının dövize yönelmesini engelleyecek bir orana, asgari olarak enflasyon oranının üzerine yükseltecektir."
"HAZİNE ÇOK BÜYÜK MİKTARDA İLAVE FAİZ YÜKÜ İLE KARŞI KARŞIYA KALACAK"
Canikli, pozitif reel faiz uygulamasının başta bütçe dengesi, cari denge üretim ve istihdam olmak üzere makro yapısal değişkenlere etkisine değinerek devletlerin piyasadan borçlanmaları karşılığında borç aldıkları kesimlere faiz ödediklerini hatırlattı. Faiz ödemelerinin bütçelere gider yazılarak yapıldığını ve bunların büyük rakamlara tekabül ettiğini kaydeden Canikli, Hazine'nin bugün yüzde 10-11 gibi son derece düşük bir faiz oranıyla borçlandığını belirtti.
"Enflasyon oranının yüzde 55 olduğu dikkate alınırsa Hazine'nin ne kadar büyük avantajlı negatif reel faizle borçlandığı görülecektir" ifadelerini kullanan Canikli şöyle devam etti:
"Eğer, Hazine, altılı masayı oluşturan partilerin uygulayacaklarını taahhüt ettikleri pozitif reel faiz oranı ile borçlanmış olsaydı Hazine'nin borçlanma faizi en düşük yüzde 56 olacaktı. Yani, enflasyon oranının en az 1 puan üzerinde faiz oranı ortaya çıkacaktı. Faiz oranının yükselmesi en fazla Hazine'yi, yani Bütçeyi olumsuz yönde etkileyecek ve Hazine'nin faiz yükü artacaktı. Hazine çok büyük miktarda ilave faiz yükü ile karşı karşıya kalacaktı."
"IMF'NİN PARASAL GENİŞLEMEYE YOL AÇACAK UYGULAMAYA İZİN VERMEYECEĞİ AÇIK"
Altılı masanın olası uygulamalarıyla borçlanmaların ve faiz politikası arasındaki faiz yükü farkının yaklaşık 284 milyar lira civarında olacağına dikkati çeken Canikli, şunları kaydetti:
"2023 bütçesinde 284 milyar liralık ilave faiz ödemesi için doğal olarak herhangi bir ödenek tahsis edilmemiştir. Bu noktada sorulması gereken soru şudur: Altılı masa bu parayı nereden bulacaktır? İki seçenek söz konusudur. Birincisi; 284 milyar liralık ilave faiz ödemesi doğrudan veya dolaylı olarak Merkez Bankası tarafından finanse edilebilir. Altılı masa bu yöntemi kullanamaz. Çünkü, mutabakat metninin para politikası başlığı altında yer alan vaat gereği, parasal genişlemeye yol açacak bir uygulamanın yapılmayacağını ifade ederek kendilerini bağlamışlardır. Ayrıca, altılı masanın IMF ile bir stand-by düzenlemesi yapacakları hususu dikkate alındığında ve parasal sıkılaştırmanın da IMF programlarının vazgeçilmez unsurlarından biri olduğu göz önünde bulundurulduğunda, IMF'nin parasal genişlemeye yol açacak bir uygulamaya izin vermeyeceği açıktır. İkincisi; diğer yöntem, Hazine'nin 284 milyar milyarlık ilave faiz ödemesi için borçlanmaya gitmesidir. Altılı masanın bu yöntemi kullanma imkanı da bulunmamaktadır. Parasal sıkılaştırmayı merkeze alan bir para politikasının uygulandığı dönemde Hazine para piyasasına 284 milyar lira tutarında bir miktarla alıcı olarak girdiğinde faiz oranları uçuşa geçer."
"SOSYAL GÜVENLİK HARCAMALARINDAN KESİNTİ YAPACAK"
Altılı masanın bir IMF programı uygulayacağı dikkate alındığında sadece yatırım harcamaları, sosyal harcamalar ve sosyal güvenlik harcamalarından kesinti yapabilecekleri sonucuna ulaşılacağını belirten Canikli, "Sosyal harcamalar, fakir fukaraya aktarılan kaynaklardır. Sosyal güvenlik harcamaları, emekli maaşları için SGK'ye aktarılan kaynaklardır." ifadelerini kullandı.
Altılı masanın, uygulayacağını vaat ettiği yüksek faiz politikasına bağlı artan faiz harcamaları nedeniyle sosyal harcamalardan kesinti yapacağını anlatan Canikli, "Yani altılı masa EYT'lilerin emekli maaşlarını ödeyemeyecektir. Emekli maaşlarının ve hatta memur maaşlarının ödenmemesi tehlikesi geçmişte de gündeme gelmiştir. Faiz ödemelerinin bütçe içindeki payının yüksek olduğu dönemlerde, bütçe ödeneklerinin önemli bir bölümü (yüzde 43'e kadar yükselmiştir) faiz harcamalarına aktarılınca, devlet yatırıma, sosyal alanlara ve sosyal güvenliğe kaynak bulmakta zorlanmıştır." değerlendirmesini yaptı.