Yazar Say CHP'nin bürokratları tehdit etmesine rağmen belediyelerde görev yapan vatansever çalışanlardan gelen belgelerle CHP'nin yeni rezaletlerini ifşa etmeye devam edeceklerini çarpıcı örneklerle köşesine taşıdı.
işte Zekeriya Say'ın "Bize de belge akıyor Kemal Bey…" başlıklı yazısı;
Meral Akşener, geçtiğimiz günlerde AK Parti’nin temelini atıp bitirme aşamasına getirdiği Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisi açılış töreninde, ablasının ‘Rabbi Yessir’ gördüğü CHP’li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yüzüne bakarak, “Bu çalışma performansınızın devamını dilerim, ki Cumhurbaşkanlığı seçiminde lazım” diyerek, İmamoğlu’na “adayımız sensin” mesajı vermişti.
Önceki gün İP’li Koray Aydın da, “Kazanma riski görünen bir adayı, İyi Parti olarak kabul etmiyoruz” diyerek, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına parti olarak sıcak bakmadıklarını ima etti.
Eğer Meral Akşener’in her hafta periyodik olarak görüştüğü ABD’nin Ankara Büyükelçisi David M. Satterfield aksi yönde bir talimat vermezse şimdilik İP, Kılıçdaroğlu’na adaylık kapısını kapatmış görünüyor.
Buna rağmen, daha önce CHP Genel Başkanlık koltuğunu kaybetmemek için partisinin cumhurbaşkanlığı adaylığını başkasına ikram eden Kılıçdaroğlu, tek aday gibi davranıyor.
Kılıçdaroğlu: Evet bürokratları tehdit ettim
Son dakika haberi: Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'nun bürokratlara tehdidine suç duyurusu
Kâh bürokratları kanunsuz emirlere uymayın diye tehdit ediyor…
Kâh tehdit ettiği bürokratlardan kendilerine el altından yolsuzluk ihbarları ve dosyaları ulaştığını belirtiyor…
Daha önce FETÖ’den gelen tapeleri teyit etme ihtiyacı hissetmeden partisinin haftalık Grup Toplantısı’nda tüm Türkiye’ye izleten CHP Genel Başkanı, güya gelen dosyaların sayıları fazla olduğu için bir ekip kurduklarını ve zamanı gelince bunları kamuoyuyla paylaşacaklarını söyledi. Kılıçdaroğlu’nun dediğine göre yaptığı tehditten sonra bürokrasiye güven gelmiş. Dosyaları sızdıran bürokratlar atık kendilerini yalnız hissetmiyorlarmış…
*
Kılıçdaroğlu’nun sızdırıldığını iddia ettiği ve ne hikmetse bir türlü açıklayamadığı sözde yolsuzluk belgelerinin, o belgeleri sızdırmakla itham edilen sözde iktidar bürokratlarının gerçek olup olmadıkları hakkında şüphem var…
Ya da kendilerini yalnız hissedip hissetmediklerini bilmiyorum ama bildiğim bir gerçek var..
O da CHP’nin ele geçirdiği belediyelerde görevli çok sayıda vatansever bürokratın, yaşanan talana isyan ettiği ve kendilerini yalnız hissettikleri..
Evet..
CHP’li belediyelerde yaşanan hırsızlığa karşı yükselen sessiz bir feryat var.
Bu belgeli hırsızlıkları birileriyle paylaşmak istiyorlar ama başlarına bir şey gelmesinden, en hafifinden işten kovulmaktan korkuyorlar.
Örneğin…
CHP’li Buca Belediyesi’nde yaşanan ve Akit’in ifşa ettiği yolsuzlukları, yandaş kadrolaşmayı duyurmak isteyen belediye çalışanı, ankesörlü telefondan arayıp mail adresi istemişti.
Sonra ne kadar haklı olduğunu…
Buca Belediyesi’nde tüm bilgisayarların tek tek geçmişine, hem de bilgi işlem müdürünün itirazına rağmen bakıldığını duyduğumda anlamıştım..
Bırakın haberi gazetemize ulaştıranı…
Sırf, belediyeye ait bilgisayarların geçmişine bakılmasının ‘Kişisel Verileri Koruma Kanunu’nun ihlali olduğunu hatırlattığı için Buca Belediyesi Bilgi İşlem Müdürü Gülay Kuşçu’yu görevden aldılar.
Ankara Yenimahalle Belediyesi’nde de benzer şeyler oldu.
300’den fazla akrabasını işe yerleştirip belediyeyi “akraba çiftliğine” çeviren CHP’li yöneticiler, gazetemizin haberlerinden sonra cadı avına çıkarak bilgileri sızdıranı bulmaya çalıştılar.
Bulamayınca da suçu çaycıya atıp, olayla hiç ilgisi olmayan gariban çaycıyı kovdular.
*
Akit’in sık sık manşetten rezaletlerini deşifre ettiği CHP’li Beşiktaş Belediyesi’nde de benzer şeyler yaşanıyor.
Her haberimizden sonra Belediye Başkanı Rıza Akpolat ve adamları köstebek avına çıkıyor…
Ama hamdolsun onların rezaletlerini deşifre eden vatanperver belediye çalışanlarını tespit edemiyorlar..
O nedenle şimdilik başını devekuşu misali kuma gömen CHP’li yöneticiler, şimdilik Akit’in daha fazla Beşiktaş Belediyesi haberi yazmaması için dua ediyorlar…
Onlara buradan kötü bir haber vermek istiyorum.. Kemal Bey’in dediği gibi belediyeden her gün “yolsuzluk belgesi yağıyor.
Bilgilerin teyit aşaması nedeniyle büyük kısmını bekletmek zorunda kalıyoruz.
*
Örneğin bugünlerde CHP’li Beşiktaş Belediyesi’nde istihdam edilen ve çalışmadan maaş alan bankamatikler üzerinde çalışıyorum.
Malumunuz, daha önce CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun ağabeyi Yusuf Ziya Kılıçdaroğlu’nun torununun işe gelmeden maaş aldığını hatta kıdemi dahi yükseltilerek özlük haklarının bile düzeltildiğini ifşa etmiştik.
Son gelen bilgiler, bankamatik rezaletinin sanıldığından daha büyük olduğu yönünde..
Haber kaynağımın anlattığı bir olay skandalın boyutunu gözler önüne seriyor.
Yakın dönemde gerçekleşen ibretlik olay şöyle:
Yolsuzluklar nedeniyle kasası boşaldığı için maaşları yatırmakta zorlanan CHP’li Beşiktaş Belediyesi, bir vefat nedeniyle belediyenin ambleminin giydirildiği bir aracı cenaze yakınlarına tahsis eder ve araç Tokat’a gider.
Cenaze yakınları defin ile ilgilenirken, aracı gören bir kişi şoförün yanına gelerek, maaşların neden yatırılmadığını sorar.
Bu duruma şaşıran şoför, karşısındaki kişiye maaşların yatmadığını nereden bildiğini sorar.
Karşısındaki kişi de “maaşım yatmadı da ondan” der.
Şaşkınlığı daha da artan aracın şoförü o kişiye belediyedeki görevini sorar..
Aldığı cevap ise,
“Orasını karıştırma olur..”
*
Evet…
Seçimlerden önce “Babamın oğlu olsa işe almayın” diyerek şov yapan Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki CHP’nin ele geçirdiği belediyelerden de bize yolsuzluk belgeleri akıyor.
Tek farkımız..
Biz biriktirmiyor, anında CHP’lilerin suratına çarpıyoruz.
KAYNAK : YENİ AKİT - ZEKERİYA SAY