Türkiye, Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremle sarsıldı. İlki 7,7 ikincisi 7,6 büyüklüğündeki deprem; Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay'da büyük yıkıma yol açtı. Doğal afetlerde her insanın çeşitli türden tepkiler gösterebileceğini belirten Çocuk Gelişimi Uzmanı Fatma Yıldız, afet sonrası verilen tepkilerin anormal duruma verilen normal tepkiler olduğunu söyledi. Yıldız, “Çocuklar deprem sonrası tepki vermeyebilir, korku hissetmediğini söyleyebilir. İlk dönemde tepki vermeyen bazı çocuklar, ilerleyen gün ve haftalarda daha farklı davranışlar sergileyebilir” dedi.
Çocuk Gelişimi Uzmanı Fatma Yıldız, çocuklarda deprem sonrası görülebilen tepkileri ya da tepkisizlikleri bilmenin yetişkinlerin yaklaşımları konusunda önemli olduğuna vurgu yaparak bilgilendirmede bulundu. Yıldız, “Çocuklarda aşırı korku, suçluluk, utanç, çaresizlik hissi görülebilir. Konuşmama ya da duygusal tepkilerde azalma yaşayabilirler. Deprem esnasında ve sonrasında gelişen olayları hatırlamayabilirler. İştahta artma ya da azalma olabilir. Uykuya dalmada güçlük, sık sık uyanma, kâbus görme, yalnız kalmaktan, kapalı yerlerden ve karanlıktan korkma görülebilir. Depremin gerçekleştiği saatlerde huzursuzluk yaşayabilir, öfke nöbetleri geçirebilir, saldırgan olabilirler. Sindirim sistemleri bozulabilir ve yaşlarından küçük davranışlarda bulunabilirler” diye konuştu.
“Ebeveyn ya da yetişkin desteği alınmalı”Çocuklardaki tepkilerin birkaç günden, birkaç haftaya kadar sürmekle beraber, azalarak birkaç aya kadar da sürebileceğini belirten İzmir Kavram Yüksekokulu Öğr. Gör. Fatma Yıldız, “Bu durum olağandır ve bir uzmandan yardım alma kararı; belirtilen tepkilerin süresi, şiddeti ve sıklığına bağlı olarak belirlenebilir. Çocukların; ebeveyn veya yetişkin desteği alması, güçlüklerle daha kolay baş etmelerini sağlamaktadır” dedi.
“Çocuğa fiziksel olarak yakın olun, elini tutun ve sarılın”Çocukların yaşadığı korku ve kaygının azalması için yetişkinlerin yapabilecekleri konusunda da konuşan Yıldız, “Her çocuğun ihtiyacı farklı olduğu için ihtiyaçlarını anlamak, çocuğu gözlemlemek, ona neyin iyi geldiğini belirlemek ve çocuğa iyi gelen davranışları sabırla yapmaya devam etmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Yıldız konuşmasını şöyle sürdürdü:“Çocuğa fiziksel olarak yakın olun, elini tutun ve sarılın. Çocukta güven duygusunu sağlamak için güvenli bir yerde barınıyor olmak, ebeveyn, kardeş veya aileden diğer yakın kişilerle birlikte olmak, sadece fiziksel değil duygusal yakın da önemli. Çocuğa hayatta olan yakınlarının, sevdiklerinin bilgisinin verilmesi, mümkünse onlarla görüntülü konuşması sağlanmalı. Çocuk, ebeveynle birlikte uyuma ihtiyacı hissederse buna izin vermeli (ilerleyen haftalarda durum tekrar gözden geçirilebilir), çocuklarla duyguları hakkında konuşmalı, sohbet etmeli ve yaşadıklarını anlatması konusunda desteklenmeli. Çocuğun ağlamasını engellememek, tekrarlayan sorularına yaşına uygun yanıtlar vermek, tepkilerinin son derece doğal olduğunu ve bunun bir hastalık olmadığını ona anlatmak gerekli. Çocuk; paylaşımda bulunmak istemezse zorlanmamalı. Yaşı küçük olan, duygusunu anlamlandıramayan ve ifade edemeyen çocuğun güvendiği bir yetişkinle evcilik ve kuralsız oyunlar gibi yapılandırılmamış oyunlar oynanmalı.”
“Deprem haberlerine ve görüntülerine maruz kalmamalı”Çocuğa yaşına uygun ve yapabileceği işlerin ve sorumlulukların verilebileceğini belirten Yıldız, “Okul öncesi dönemindeki çocuklarda, yaşanan kötü olaylara kendisinin neden olduğuna dair düşünceler olabileceği için yaşananların kesinlikle onun suçu olmadığını anlatmalı. Yaşanılan alanın güvenli ve mümkün olduğunca sakin kalması, televizyonun sürekli açık olmaması, çocuğun deprem haberlerine ve görüntülerine maruz kalmaması sağlanmalı. Çocukların yanında dehşet verici olaylarla ilgili detaylardan bahsetmemeli. Davranış değişiklikleri azalmayan, süren ya da gittikçe artan çocukları en yakın ruh sağlığı uzmanına, mümkünse de çocuk ve ergen ruh sağlığı uzmanına götürmek gerekiyor” dedi.