Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, doğaya atılan plastiklerin zamanla mikroplastiklere dönüşerek havadan ya da akarsular aracılığıyla denize ulaştığına, bu durumun ise deniz canlıları üzerinde öldürücü etkiye sahip olduğunu söyledi. Mikroplastikleri sualtı kamerasıyla görüntüleyen Gökoğlu, bu kirlilik yüzünden deniz canlılarının popülasyonunda azalmalar yaşandığını kaydetti.
Deniz ekosistemi üzerine araştırmalar yapan Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, dün Konyaaltı Sahili kıyı kesiminde gerçekleştirdiği dalış esnasında, mikroplastik kümesini sualtı kamerasıyla görüntüledi. Gökoğlu, gözle görülmeyen 5 milimin altındaki plastikleri su yüzeyinde görüntüleyerek, bu görüntüleri sosyal medya hesabından uyarı olarak paylaştı. “Plastikleri doğaya atmayalım”
Kullanım kolaylığı nedeniyle günümüzde plastik kullanımının arttığını ve doğaya atılan plastiklerin süreç içerisinde güneşle parçalanıp havadan ya da akarsulardan denize geldiğine işaret eden Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, oluşan mikroplastik sorununun denizlerde çağın en büyük sorunu haline dönüştüğünü bildirdi.
“Denizler bu yüzyılda adeta plastik çöplüğü haline gelmeye başladı” diyen Gökoğlu, “Vatandaşlarımız plastikleri doğaya atmasın” uyarısında bulundu. “Deniz canlılarını öldürüyor, hormonlarını değiştiriyor”
Mikroplastiklerin deniz canlılarına zarar verdiğine vurgu yapan Gökoğlu, “Deniz canlılarına dolaşma, boğulma, yutma sorunu oluşturuyor, sindirim sistemlerini tıkıyor, hormonlarını değiştiriyor. Ayrıca çöken plastikler, dipte yaşayan canlıların üzerine düşerek onların oksijen ile besin alışverişini olumsuz etkiliyor ve ölümlerine neden oluyor” diye konuştu. “Balıklardaki popülasyonda düşme var”
Prof. Dr. Gökoğlu, balıklardaki popülasyonda düşme söz konusu olduğuna da dikkat çekerek, “Bu nedenlerin başında kirlilik geliyor. Ayrıca kıyı ekosistemini destekleyen sulak alanları kaybediyoruz. Birçok yerin doldurulduğunu veya kirletildiğini görüyoruz. Oysa kıyısal alanlardaki o yerlere balık yavruları girer, beslenir ve deniz ekosistemine anaç olarak döner. Onların yavruları da aynı yerlere gelecektir. Ancak biz bu tür yerleri ya kirlettik ya da doldurduk. Aşırı avcılığın da bunda etkisi var ancak kirlenme baş faktörlerden bir tanesi. Doğayı hoyratça kullandığımız sürece, çocuklarımıza, torunlarımıza doğa diye bir şey kalmayacak ya da çok fakir bir şekilde devredeceğiz. Biz onlardan emanet aldık ve yaşanabilir bir şekilde doğayı onlara teslim etmemiz gerekiyor. Onlar için üzülüyoruz” ifadelerini kullandı.