15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü anma etkinlikleri çerçevesinde Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) tarafından düzenlenen "Türkiye Yüzyılının Kahramanları: Yıpratma" adlı panelde, FETÖ tehdidinin hala tam olarak bitmediği ve FETÖ’yle mücadeleye yönelik yapılacak çok işin olduğu vurgulandı.
DEÜ, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nü bir dizi programla anmaya devam ediyor. Sabancı Kültür Sarayı’nda düzenlenen "Türkiye Yüzyılının Kahramanları: Yıpratma" adlı panelin moderatörlüğünü DEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Esra Bukova Güzel üstlendi. İstihbarat Albay, Güvenlik ve Terör Uzmanı Coşkun Başbuğ, Gazeteci Yazar Nedim Şener ve Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cafer Şen’in konuşmacı olarak yer aldığı panelde hain darbe kalkışmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunuldu. DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar’ın açılış konuşması yaptığı programda şehitler için saygı duruşunda bulunularak, İstiklal Marşı okundu. Ayrıca DEÜ Devlet Konservatuvarı, "Türkiye’nin Renkleri" adlı müzik dinletisi sundu. Programda DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi tarafından hazırlanan ve 15 Temmuz’u anlatan animasyon kısa film de katılımcılara izletildi. 15 Temmuz konulu öykü, şiir ve kompozisyon yarışmasında dereceye girenlere de Rektör Hotar tarafından ödülleri takdim edildi.
“FETÖ tehdidi, cumhuriyetimizin 100. yılında bile geçmiş değildir”
Programın açılış konuşmasını yapan DEÜ Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar, o geceyi anlattı. Sindirilmek istenen bir millete yapılan küstahlığı hazmetmenin aradan geçen yıllara rağmen kolay olmadığını ifade eden Hotar, “Sonuçta bu devletin asli unsuru milletin kendisidir. Dolayısıyla her kişi ve kurum, milletin selameti ve geleceği için hizmet etmelidir. Burada üzerimize düşen görev dikkatli davranmaktır. Karanlık emellerini yıllarca saklayan FETÖ tehdidi, cumhuriyetimizin 100. yılında bile geçmiş değildir. Dolayısıyla bu örgütle mücadelede kararlılık esas alınmalıdır. Bu mücadelede bireysel ve toplumsal bilinç düzeyini artırmak önem taşımaktadır. Bu bağlamda temel eğitimden yükseköğretime; ekonomiden adalet sistemine kadar sosyal hayatımızı şekillendiren bütün unsurlarda aklı ve bilimi ön planda tutacak yaklaşımlar benimsenmelidir. Milli ve manevi değerler, vatan ve bayrak sevgisi, çocuk ve gençlere aşılanmalı ve pekiştirilmelidir. Çünkü onlar, bu ülkenin geleceğini inşa edecek bağımsız ve özgür düşünebilen bireyler olacaktır” dedi.
“FETÖ militanları küresel ölçekte korunuyor”
Anayasal düzeni silah ve cebir yoluyla değiştirmeye teşebbüs eden FETÖ militanlarının küresel ölçekte korunduğuna işaret eden Hotar, şöyle konuştu:
“Bunların arkasında Türkiye’nin başarısından rahatsız olan hükümetler ve yapılar bulunmaktadır. Bu yüzden ülkemizde stratejik hedeflere yürürken atılan her adımı dikkatlice değerlendirmek şarttır. Cumhurbaşkanımız, ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonunu bu yüzden ortaya koymuştur. Bu kavramın anlamı ideolojisi, siyasi ve etnik kimliği ne olursa olsun hiçbir karşılık beklemeden 15 Temmuz gecesi sokağa dökülen insanlardır, onlarla birlikte geleceğe yol almaktır. Buradaki güç, ülkemizdeki refah, istikrar ve huzuru artıracak ruhu temsil etmektedir.”
“Unutursak kapımızı muhakkak bir daha çalarlar”
İstihbarat Albay, Güvenlik ve Terör Uzmanı Coşkun Başbuğ, “15 Temmuz, bir günlük bir temayla geçiştirilmeyecek veya 3-5 saatlik bir törenle anılıp kapatılmayacak kadar önemli bir olay. Burada atlatılan badire ortada. Bunu nesilden nesle aktardığımız takdirde, o günü unutmadığımız takdirde bir daha kapıyı çaldırmayız. Allah korusun bu işi uzun vadede unutturup ne olduğunu hatırlamazsak muhakkak kapımızı bir daha çalarlar. ‘Darbe girişimi’ deniyor ama bana göre burada yapılan işgal girişimidir. Burada inanılmaz sinsi, tehlikeli ve yıllar yılı süren bir yapılanmanın son kertesini yaşadık. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü kaybettikten sonra maalesef ülkeyi dantel gibi yavaş yavaş ele geçirmek üzere bir takım kirli planlar yapmışlar” ifadelerini kullandı.
“Hepsi bir merkez tarafından yönetiliyor ve yönlendiriliyor”
PKK ve FETÖ’nün bambaşka gibi durduğunu ancak arka planında kirli bir işbirliği olduğunu ifade eden Başbuğ, şunları söyledi:
“Bu söylediğim hayal gelebilir ama PKK’sı da, FETÖ’sü de bütün örgütlerin hepsi de bir merkez tarafından yönetiliyor ve yönlendiriliyor. Her darbe bir sonrakine ortam hazırladı. Küresel akıl son noktasını koyacaktı. Son nokta da FETÖ döneminde oldu. Bahsettiğimiz ihanet şebekesinin CIA tarafından donatıldığını, sahaya sürüldüğünü bilmekte fayda var. Küresel çete, onu temsilen Amerika bu işi üstlenmiş durumda. Her devlette paralel yapıları oluşturarak bu yapılar üzerinden bütün dünya coğrafyasını kontrol altına alma gibi bir sapkın ideoloji peşinde.”
“Daha yapacak çok işimiz var”
“30-40 yılda kurulan bir örgütü 3-5 yılda yıkamazsınız” diyen Başbuğ, “30-40 yılda geldiyse bir o kadar da temizlememiz sürer. Bu anlamda yapacağımız devlet ve millet olarak çok şey var. Bu işin de duayeni Erdoğan. Bu durumda Erdoğan’ı yalnız mı bırakmalıyız yoksa desteklemeli miyiz? Bu milletin mücadelesi. Kripto yapılar devletin içinde hala var. Birçok FETÖ firarisini bağrında besleyen küresel akıl, gün ve saat geldiğinde bunları kullanmak üzere kenarda bekletiyor. Daha yapacak çok işimiz var” dedi.
“İlacımız yine kendimiziz”
Nedim Şener, 15 Temmuz için bazı kimseler tarafından sarf edilen “kontrollü darbe, tiyatro” söylemlerine ilişkin, "Bu coğrafya, aldığımız her nefeste savaştığımız bir coğrafya. Öğrencilerinize ‘Evladım, sosyal medyadaki palavralara inanma. Bu coğrafya her gün bir şehit veriyor’ diyebilirsiniz. 15 Temmuz’u değerlendirirken de bu cümle çok önemli. Ben ‘tiyatro’ diyenleri çok iyi bilirim. Ben 16 Temmuz diye bir roman yazdım. FETÖ başarılı olsaydı 16 Temmuz’u ‘demokrasi bayramı’ diye kutlayacaklardı. 27 Mayıs darbesinden sonra darbe, bu ülkeye bayram diye kutlatıldı. O yüzden birileri 15 Temmuz darbe girişimini alkışladı. Çünkü bize darbede bayram yapmayı öğrettiler de ondan. Bizim kuşağımız hasta. Darbecileri seven bir ülkeden bahsediyorum. Darbecileri Atatürkçü zanneden bir ülkeden bahsediyorum. O yüzden 15 Temmuz’da darbecileri alkışlayanlara, göbek atanlara şaşırmıyorum. Onlara ‘Hasta’ diyorum. Ancak ilacımız yine kendimiziz, Anadolu irfanıdır. Zaten hesap edilemeyen de Anadolu irfanıydı” diye konuştu.
Program, Prof. Dr. Cafer Şen’in sunumu ve soru-cevap bölümü ile devam etti.