Diyarbakır’da Dicle Üniversitesi Hastanesi’nde kanser tedavisi için patoloji bölümüne 450 bin euroluk yatırım yapıldı.
Patoloji bölümünde son model cihazların açılış kurdelesini Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakoç, Dicle Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Akdağ ve hastane personeli kesti. Kanser tedavisinde erken tanı için önemli rol oynayan cihazların tanıtım konferansında konuşan Rektör Karakoç, hastaneye ciddi yatırımlar yaptıklarını söyledi. Karakoç, “Dicle Üniversitesi olarak 1-2 yıl içerisinde ciddi yatırımlar oldu. Sadece hastane için inşaat kısmına ayrılan para yaklaşık 30 milyon TL. Esas hedefimizi biliyorsunuz ki 2 yıldır uğraşıyoruz ama, inşallah formül olur. Yeni bir hastane kazandırırken yeni iyileşmeler, fiziki iyileşmeler ve cihaz olarak iyileşmeler oldu. Bunlardan bir tanesi patoloji bölümüne yatırımı yapılan çalışmaydı. Patoloji bölümümüze yaptığımız yatırım ise 450 bin euroya yakın oldu” dedi.
İhlas Haber Ajansı muhabirine açıklamalarda bulunan Dicle Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Akdağ ise, patoloji bölümünde yeni birimin açılışını yaptıklarını ifade etti. Daha önceden ışık mikroskobik ile kanser tanılarının koyulduğunu, şimdi ise ışık mikroskobik ile beraber ek teknolojik aletlerin devreye girdiğini belirten Akdağ, “Dicle Üniversitesi Hastanesi’nde yeni patoloji bölümünde yeni bir birimin açılışını yapmış olduk. Güçlü olmamızla beraber teknolojik ve lojistik desteğimizin de olması gerekiyor. Çünkü eskisi gibi daha önceden ışık mikroskobik ile kanser tanılarının koyulması yeterliyken, son yıllarda aynı zamanda ışık mikroskobik ile beraber ek teknolojik aletler devreye girdi. İlerlemiş ülkelerde olduğu gibi Diyarbakır’da da, Dicle Üniversitesi Hastanesi’nde de bir öğretim üyesi hocamızın proje aracılığı ile verdiği ve hizmete sunduğumuz FISH ve benzeri aletlerin devreye girmesi söz konusu oldu. Bunu aslında patolojinin önemli bir parametresi olarak değerlendirebiliriz. Örneğin bir hastayla ilgili kanser tanısı konuluyorsa, buna yönelik bir tedavi yapılacaksa, o tedaviyi o kişiye özel bir planlanma çerçevesinde yapıyoruz. Kişinin ailesinde kanser hastasının olup olmadığı veya hedefe göre nasıl bir tedavi yapılması gerektiğiyle ilgili devrim şeklinde önemli bir tanı aracıdır. Daha önceden herhangi bir kanser hastasına kemoterapi adı altında genel ilaç veriliyordu. Ancak şu an kişiye göre tedavi şeklini oluşturma çerçevesinde bir gelişme söz konusudur. Artık bizim bölgede Dicle Üniversitesi Hastanesi’nde patoloji birimi olarak birçok hizmet vermekteyiz” diye konuştu.
Patoloji bölümüne yapılan yatırım hakkında konuşan Akdağ, “Teknoloji her zaman için kur farkıyla beraber ekonomik anlamda anlamlılığını ifade eden bir süreç oldu. Birçok alet özellikle yurt dışında üretiliyorsa bunun maliyeti artıyor. Aşağı yukarı bu projeyle 450 bin euroya yakın bir yatırım yapılmış oldu. Bu da hem üniversite hastanesine hem de bölgemize önemli bir katkı sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.
Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı’nda çalışan Dr. Selver Özşener, 20 günde çıkan patoloji sonuçlarının süresinin FISH cihazı ile bir haftaya düştüğünü belirtti. Özşener, “Floresan in situ hibridizasyon (FISH), solit tümör dediğimiz lösemi ve lenfomalar dışındaki akciğer, böbrek, kaslarda çıkan tümörlerdeki genetik mutasyonları araştırmak için kullandığımız bir yöntem. FISH analizinde FISH’e özgü floresan mikroskop ve bir yazılımdan faydalanıyoruz. Öncelikle tümör hücrelerini ışık mikroskobunda seçiyoruz, daha sonra onlar üzerinde eşleştirmeyi yapıp, arkasından da burada incelememizi tamamlıyoruz. Sonrasında uluslararası dünyaca da belirlenmiş standartlar var. Belirli sayıda hücreyi sayıyoruz, belli sayıda eşit değerimiz ve katof değerimiz bulunmakta. O değeri bulunca da pozitif diyoruz. Bu esnada onkolog arkadaşımız hastaya akıllı ilaç tedavisine başlıyor” diye konuştu.