Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Avrupa’da İslam’a yönelik bir mühendislik çalışmasının varlığı büyük bir sorundur ve kabul edilemez. Bu tehlikeyi dikkate almak zorundayız” dedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı Dış İlişkiler Genel Müdürlüğünce “Türkiye Yüzyılında Yurt Dışı Din Hizmetlerinin Geleceği” başlığıyla Konya’da düzenlenen “10. Yurt Dışı Din Hizmetleri Konferansı”, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın katılımıyla gerçekleştirilen kapanış oturumuyla sona erdi. Buradaki konuşmasında dünyanın zor süreçlerden geçtiğine dikkati çeken Erbaş, “İnsanlığı kuşatan devasa küresel krizlerle karşı karşıyayız. Bunu her yerde fark ediyoruz. Diğer yandan Müslümanlar açısından ayrıca ciddi sorunların varlığını hepimiz görüyoruz, yaşıyoruz. Başta Avrupa olmak üzere birçok bölgede ötekileştirme, dışlama ve anti İslam, camilere ve Kur’an-ı Kerim’e yapılan saldırıları bazı arkadaşlarımızın çalıştığı ülkelerde görüyoruz” dedi.
İslamofobi kavramına da vurgu yapan Erbaş, “Dünyada İslamofobi yok. Christianizmofobi, Judaizmofobi, Hinduizmofobi, Budaizmofobi var, çünkü korkutan onlar, Müslümanlar korkutmuyor ki. Müslümanlara zulmedenler onlar. Madem ki İslamofobi kavramını oluşturdular, biz de buna karşı diğer kavramları, yani onların arkasına sığınarak yaptıkları korkutma hareketlerinden dolayı o kavramları kullanmalıyız” diye konuştu. “En temel görevimiz, sahih dini bilginin insanlığa ulaştırılmasıdır”
Erbaş, Başkanlığın yurt içi ve yurt dışında sürdürdüğü din hizmetlerinin, kurumsal aidiyet duygusu yüksek hocalarının rehberlik ettiği dernek ve vakıflar aracılığıyla tüm dünyada örnek bir kurum olduğunu belirterek, “En temel görevimiz, sahih dini bilginin insanlığa ulaştırılmasıdır. Yurt dışında yaşayan vatandaş ve dindaşlarımızın inanç ve duygu dünyasını, Kur’an ve sünnetin ışığında sahih dini bilgiyle beslemek amacıyla ülkemizin İslam düşünce geleneğindeki zenginliğini ve din hizmetleri alanındaki tecrübesini paylaşmak, Başkanlığımızın yurt dışı temsilciliklerinin öncelikli sorumluluğudur” şeklinde konuştu. “Başkanlığımız, toplumların barış ve huzur içinde yaşamasına rehberlik etmektedir”
İslami değerlerin ve iyiliğin dünya çapında yayılmasını hedeflediklerini dile getiren Erbaş, “Başkanlığımız, yurt dışında bulunan cami ve dini merkezler aracılığıyla kültürel etkileşim ve sosyal uyumu destekleyen faaliyetlerini artırmakta, böylece Müslüman toplulukların kendi içinde ve bulundukları toplumlarla barış ve huzur içinde yaşamasına rehberlik etmektedir” ifadelerini kullandı.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, dünyada yaşanan hak ihlallerine karşı mücadele verdiklerine vurgu yaparak, şöyle konuştu:
“Din hizmeti sunduğumuz ülkelerde ihlal edilen her hak, ihmal edilen her mesele, göz ardı edilen her sorun, tüm insanlık için potansiyel bir tehdit oluşturmakta ve küresel bir soruna dönüşmektedir. Bu ihlallerin önlenmesine yönelik farkındalık oluşturmak ve ilgili ülkelerin hukuki imkanlarını seferber ederek yasal zeminde hak arayışlarının güçlendirilmesi ve toplumsal destek mekanizmalarının oluşturulması yoluyla mücadele etmek görevlerimiz arasındadır. İslam’ın hak ve adalet anlayışını, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) üstün ahlaki vasıflarını, insanlık ailesinin her ferdine güzel bir dille ve hikmetli bir üslupla sunmak öncelikli sorumluluğumuzdur.” “İslam her zaman zarafeti, kibarlığı, kardeşliği, barışı öne çıkaran bir din”
İslam karşıtı söylem ve hareketlere karşı müşterek bir bilinç ve duyarlılık geliştirilmesi gerektiğinin altını çizen Erbaş, “Yurt dışında yaşayan Müslüman toplulukların, özellikle İslam karşıtı söylem ve hareketler karşısında savunmasız duruma düşmesine ve bu olumsuz akımların etkisinde savrulmasına asla fırsat verilmemelidir. İslam her zaman zarafeti, kibarlığı, kardeşliği, barışı öne çıkaran bir din” şeklinde konuştu.
Erbaş, Balkan coğrafyasının Türkiye açısından öneminden bahsederek, sözlerine şöyle devam etti:
“Balkanlar bizim beş asır yaşadığımız coğrafyadır. Balkanlar’da yaptırdığımız camilerimiz var ve bu camilerin bir an önce tamamlanmasını arzu ediyoruz. Balkanlar’da cami ve din hizmetlerinin devamlılığının sağlanması, bölgenin tarihi ve kültürel mirasının korunması, bu bölgede ihtiyaç duyulan alanlarda nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesi önceliklerimiz arasında yer almaktadır.”
Erbaş, Başkanlığın gençlere yönelik hizmetlerine önem verdiğine vurgu yaparak, küresel güç savaşları ve kirli çıkar ilişkilerinin bir neticesi olarak ortaya çıkan din istismarı ve terör örgütleri konusunda gençlerin daha etkin bir şekilde bilinçlendirilmesi gerektiğini belirtti. Aile kurumunun korunması ve devamlılığının sağlanmasının Diyanet İşleri Başkanlığının hizmet anlayışının odak noktasında yer aldığını ifade eden Erbaş, ailevi değerleri zedeleyen ve aile kurumunun temellerini sarsan, insanları aile kurmaktan alıkoyan sapkın ideolojilerin tehlikesine işaret etti. “İnsani ve ahlaki değerleri hiçe sayan propagandalara karşı uyanık olunmalı”
Erbaş, “Yurt içi ve yurt dışında aile konusunda insani ve ahlaki değerleri hiçe sayan propagandalara karşı uyanık olunmalı ve aile kurumunu bu tür zararlı yaklaşımlardan korumak için güçlü stratejiler uygulamamız lazım” dedi.
Erbaş, dünyadaki bütün sorunların çözümünün İslam’ın evrensel hakikatlerinde olduğunu belirterek, “Sosyolojik değişimler, konjonktürel yaklaşımlar ve farklılaşan paradigmalar neticesinde ortaya çıkan sorunları doğru anlama, yorumlama ve İslam’ın evrensel ilkelerini ve medeniyetimizin temel dinamiklerini esas alarak onlara çözümler üretme sorumluluğumuz var. Bu bağlamda tüm temsilcilerimiz bulunduğu ülkedeki gelişmeleri yakından takip etmeli ve her bir sorunun aynı zamanda bir fırsat olduğu düşüncesiyle hareket ederek stratejik çözümler üretmelidir” diye konuştu.
Son yıllarda Avrupa’da başlatılan İslam düşmanlığına yönelik faaliyetlere ilişkin Erbaş, şunları söyledi:
“Avrupa’da İslam’a yönelik bir mühendislik çalışmasının varlığı büyük bir sorundur ve kabul edilemez. Bu tehlikeyi dikkate almak zorundayız. Özellikle Fransa ve Avusturya örneğinde olduğu gibi yasal düzenlemeler aracılığıyla belirli kısıtlamalar getiriliyor. Bu kısıtlamalar yurt dışı din hizmetlerimizi olumsuz yönde etkilemektedir. Aşırı sağcı partilerin iktidara gelmesi ile birlikte bu tür baskıların arttığı ve gelecekte daha da artacağı öngörülmektedir. Bu baskılara karşı hazırlıklı olmak ve gerekli tedbirleri almak amacıyla stratejik hazırlıklar yapılmalı ve somut eylem planları geliştirilmelidir.”
Son olarak müşavir, ataşe ve yurt dışındaki din görevlilerinin bulundukları yerdeki sorunları tespit ederek çözüm teklifleri hazırlamaları çağrısında bulunan Erbaş, “Başarı noktasında en önemli husus, dert edinmek, gayret göstermek, bilgi ve strateji ile samimiyet ve özgüven ile çalışmaya devam etmektir. Dolayısıyla başta sizler olmak üzere yurt dışındaki her görevlimiz daha büyük bir heyecan ve özveri ile hizmet etmek zorundadır” dedi.
Konferansa Diyanet İşleri Başkan Yardımcıları Doç. Dr. Selim Argun, Prof. Dr. İbrahim Hilmi Karslı, Türkiye Diyanet Vakfı Genel Müdürü İzani Turan, Başkanlığın üst düzey yöneticileri ile ataşe ve müşavirler katıldı.