Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “İşgalci siyonist katillerin, tüm dünyanın gözleri önünde fütursuzca işlediği cinayetler, uyguladıkları soykırım, insanlığın merhametten ne kadar uzaklaştığını, nasıl kurak bir iklimden ve karanlık bir çağdan geçtiğini açık bir şekilde göstermektedir” dedi.
44. İl Müftüleri İstişare Toplantısı, “Değişen Dünyada Diyanet Hizmetlerinin Geleceği” gündemiyle Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın başkanlığında Ankara’da başladı. 15 Temmuz Milli İrade Şehit Ali Alıtkan Konferans Salonu’ndaki toplantının açılış konuşmasını yapan Erbaş, dünyanın uzun zamandır güçlü olanın zayıf olanı ezdiği, kan donduran görüntülerin yürekleri parçaladığı bir süreçten geçtiğini ifade ederek, “İnsan onurunu, hukukunu, hatta hayat hakkını hiçe sayan bir anlayış tarafından toplumlar ve ülkeler karanlık bir girdaba sürüklenmektedir. Emperyalist emellerle zulüm ve şiddet körüklenerek yeryüzü masumlar için bir zindana dönüştürülmektedir” ifadelerini kullandı. “İşgalci siyonist katillerin yaptıkları merhametten ne kadar uzaklaştığını göstermektedir”
Erbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Küresel ırkçı emperyalizm, sadece belli bir kesimin çıkarları üzerine inşa ettiği hükümranlığını devam ettirebilmek adına bütün insani değerleri adeta ayaklar altına almaktadır. Bu sebeple nice mazlum diyarlar, adaletsizlik, merhametsizlik, ayrımcılık, açlık, yoksulluk gibi sorunların cenderesinde hayatta kalma mücadelesi vermektedir. Nice masum beldeler, tarihte eşine ender rastlanan vahşetlere, katliamlara, soykırımlara sahne olmaktadır. İşte Filistin’i, Gazze’yi görüyoruz. Suriye’nin son durumda zalimlerin yapmış oldukları o zulümlerin adeta hangi aşamalara çıkmış olduğunu, zulmün boyutunun ne kadar yükselmiş olduğunu görüyoruz. İşgalci siyonist katillerin, tüm dünyanın gözleri önünde fütursuzca işlediği cinayetler, uyguladıkları soykırım, insanlığın merhametten ne kadar uzaklaştığını, nasıl kurak bir iklimden ve karanlık bir çağdan geçtiğini açık bir şekilde göstermektedir.” “İnsanlık, tam anlamıyla bir ahlak ve medeniyet krizi yaşıyor”
Bugün insanlığın en büyük sorununun varoluşun hikmetini kaybetmesinden ve hayatın anlamının unutulmasından kaynaklandığına dikkati çeken Erbaş, “Bilginin, bilimin ve teknolojinin, zihinleri işgal etme, toplumları ifsat etme ve toprakları istila etme aracı haline getirilmiş olmasıdır. İnsanlığın en temel ihtiyacı olan güven, adalet ve merhametten uzaklaşılmış olmasıdır. Bu sebeple yaşadığımız çağ, bilim, teknik ve zenginlik bakımından elde edilen devasa imkanlara rağmen, insani, vicdani ve manevi açıdan derin krizlere sahne olmaktadır. İnsanlık, tam anlamıyla bir ahlak ve medeniyet krizi yaşamaktadır” ifadelerine yer verdi. “Bugün dünya, büyük bir değişim sürecinin sancılarını yaşamaktadır”
Erbaş, son birkaç asırdır yaşanan sorunlardan en fazla Müslümanlar etkilense de gelinen noktada bütün insanlığı bunalttığını belirterek, “Müreffeh olduğu söylenen toplumlar bile dünyanın mevcut gidişatından endişe duymaktadır. Yıllardır devam eden savaş, işgal, göç gibi sorunlar ve sosyal, kültürel, siyasi, iktisadi krizler, dünyada yeni bir dönemin kapılarını zorlamaktadır. Yüzyılı aşkın bir süredir dünyaya egemen olan zihniyetin, insanlık için güzel bir gelecek vadetmediği ortadadır. Dolayısıyla bugün dünya, büyük bir değişim sürecinin sancılarını yaşamaktadır” diye konuştu. “Müslümanların anlamsız tartışmaları terk edip vahdet bilinciyle güçlü politikalar üretmesi gerekli”
İslam’ın inanca, bilgiye, bilince ve güzel ahlaka dayalı hayat tasavvurunun, bütün insanlığın kurtuluş reçetesi olacağına işaret eden Erbaş, şunları kaydetti:
“14 asır önce insanlık İslam’ın hayat veren ilkelerine ne kadar muhtaçsa günümüzde ondan daha fazla muhtaçtır ve bu ihtiyaç kıyamete kadar devam edecektir. Çünkü hak-batıl mücadelesi, iyilerin kötülerle imtihanı kıyamete kadar sürecektir. Bunun için Müslümanların öncelikle ezilmişlik duygusundan sıyrılarak cesaret ve özgüven ile imkanlarını seferber etmesi gerekir. Anlamsız tartışmaları terk ederek vahdet bilinciyle güçlü politikalar üretmesi gerekir. Fitne ve tefrika tuzaklarını boşa çıkartarak tüm insanlığa bir inşirah kapısı açması gerekir. Aksi halde başta İslam beldeleri olmak üzere tüm mazlum coğrafyalar, daha çok sıkıntı çekecek ve akıl almaz insanlık dışı muamelelere maruz kalmaya devam edecektir. İnsanlık, emperyalizmin küresel ifsat politikaları altında ezilmeye mahkum olacaktır.” “Bütün gayretimizi aydınlık bir gelecek inşası için teksif etmek zorundayız”
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, yaşanan sıkıntılar karşısında Diyanet İşleri Başkanlığına önemli görevlerin düştüğünü dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Diyanet İşleri Başkanlığı mensupları olarak omuzlarımızdaki bu asil görevin sorumluluğuyla hareket etmek zorundayız. İslam’ın vahdet mefkuresini gerçekleştirmek için gece gündüz demeden var gücümüzle çalışmak zorundayız. Bütün gayretimizi, kendi inanç ve medeniyet değerlerimiz ekseninde aydınlık bir gelecek inşası için teksif etmek zorundayız. Nesillerimizi ve tüm insanlığı İslam’ın hayat veren hakikatleriyle buluşturmak adına yaptığımız faaliyetleri, hizmetleri ve çalışmaları daha sistemli, düzenli ve organize bir hale getirmek durumundayız. İnanıyorum ki azim ve kararlılıkla yapacağımız çalışmalar, Allah’ın izni ve inayetiyle bizleri bu kutlu ideale mutlaka ve mutlaka ulaştıracaktır.”
Toplumun ilgi, eğilim ve beklentilerine uygun yeni yöntemlerin geliştirilmesinin elzem hale geldiğini söyleyen Erbaş, “Bu noktada öncelikle yapılması gereken, bir taraftan toplumsal dönüşümün saiklerini iyi okuyup hem bugüne hem de geleceğe dair mutemel etkilerini doğru bir şekilde analiz etmek, diğer taraftan da yeni şartlara uygun ve yeni ihtiyaçları gözeten bir yaklaşımla yeni bir hizmet perspektifi geliştirmektir. Açıkça ifade edeyim ki Diyanet İşleri Başkanlığımız, bu konu üzerinde hassasiyetle durmaktadır, yoğun bir gayretle çalışmaktadır. Hizmetlerini, çağın gerçekliklerini dikkate alan bir yaklaşımla her geçen gün daha ileri noktaya taşımanın mücadelesini vermektedir” diye konuştu.
Üç gün sürecek toplantının açılış programına, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Haçkalı, Başkan Yardımcıları Doç. Dr. Selim Argun, Prof. Dr. Huriye Martı, Doç. Dr. Burhan İşliyen, Prof. Dr. Hilmi Karslı, Kadir Dinç ile üst düzey yöneticiler katıldı.