Azerbaycan'daki 8. Küresel Bakü Forumu'nun son paneli Şuşa'da düzenlendi. Moderatörlüğünü 1992-2000 yılları arasında Dünya Bankası başkan yardımcılığı görevinde bulunan İsmail Serageldin'in yaptığı panele, Ekmeleddin İhsanoğlu ve Hikmet Çetin'in yanı sıra Dünya Anıtlar Fonu eski başkanı Bonnie Burnham, Dünya Miras Fonu eski başkanı Francesco Bandarin, ISESCO eski başkanı Abdulaziz Altwaijri katıldı.
Panelde konuşan İhsanoğlu, Ermenilerin Azerbaycan'ın kültürel yapılarına uğrattığı tahribatın kültür ve insanlık düşmanlığı olduğunu belirterek, “Bir seneki hadiseyi tam 1 sene sonra değerlendirmek çok daha anlamlı oluyor. Füzuli'ye uçakla geldik. Orada birkaç ay önce havaalanı yoktu. Fuzuli'den Şuşa'ya geldik. Muazzam topografyadan buraya geldik. Bir milletin kültürü onun yeryüzündeki asırlar boyu devam edecek vesikalarıdır, belgeleridir, bulgularıdır. Bunların korunması hem milli vazifedir o millete mensup olanların, hem de bütün dünya vatandaşlarının. Çünkü bu aynı zamanda müşterek bir mirastır. Böyle bir tarihin zirvesinin içerisinde Ermeni ordularının 91 senesinde buraları basması, tanklarla işgal edilmesi ve daha sonra yağma ederek bunları yağmalaması, bir kısmı yok etmesi, bir kısmını taşıması bir nevi sömürgecilik. Emperyalist bir ordu gibi hareket ettiler” dedi.
Nizami Gencevi Uluslararası Merkezi'nin Bakü'de düzenlediği global forumdan sonra Şuşa'ya ziyaret düzenlemesinin doğru adım olduğunu belirten İhsanoğlu, “Burada toplantı yapılması ve bizlere bu konuda konuşma yapmaya davet etmesi çok isabetli bir adımdır. Bence bu dünyanın dikkatini buraya çekecektir. Konuşmamda bazı dini fikirlere yer vereceğim. İnşallah onların etrafında bir konsensüs olur. Burası için milli hükümetin yapacağı hizmetlerin yanında da, uluslararası katkıların sağlanması imkan dahilinde olacaktır” ifadelerini kullandı.
“Kapsamlı bir barışa ihtiyaç var”
Paneldeki bir diğer konuşmacı olan Hikmet Çetin ise işgalin başından beri yanlış olduğunu vurgulayarak, “Gönül isterdi ki, bunu ilk baştan çözebilseydik. O zaman dışişleri bakanıydım. Ermenistan'ı hiç fark gözetmeden bağımsızlığını tanıdık. İlham Aliyev tarihe geçecek bir kahramanlık kazandı. Bunu yapmak kolay değil. Gerçekten çok üzüntülü. Burası tarihi bir yer. Muhteşem bir iklimi var, çok güzel bir yer. Keşke o tarihi, kültürel abideleri yok olmasaydı. Ben Azerbaycan'ın olabildiğince kısa bir süre içinde bu yaraları saracağını ve buranın çok önemli bir bölge olacağına inanıyorum. Türk firmaları geldiğimiz yolu çok kısa bir süre içinde yaptılar. Yeniden havaalanı inşa edildi. Azerbaycan'ın gönlünde Karabağ bir yaraydı. O da bitti diye düşünüyorum. Bundan sonra Azerbaycan'ın bütün gücüyle bölgesel işbirliğine öncülük etmesi lazım. Kısa süre içinde bu ateşkesin kalıcı olması ve İlham Aliyev'in de söylediği gibi kapsamlı bir barışa ihtiyaç var. Bu barış zaman içinde bütün bölge ülkelerini kapsamalıdır. Bunlar için de, Türkiye, Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, İran ve Rusya. Böyle bir işbirliği bütün ülkelere yarar sağlayacaktır, bölgeye barış gelecektir, buraya istikrar gelecektir. Türkiye de daha önce olduğu gibi bu konuda her türlü katkıyı yapacaktır. Bunun geleceğinin çok iyi olacağını inanıyorum” dedi.
Katılımcılar panelden sonra şehri gezerek incelemelerde bulundu. Ziyaretçiler Şuşa kentinde restorasyon çalışmalarını ve işgal döneminde Ermenistan'ın Azerbaycanlıların izlerini silmek için yaptığı tahribata şahit oldu.
Kamil Nadirli