Enerjide Rusya'ya bağımlı olan Avrupa kış aylarının da yaklaşması ile beraber kara kara düşünüyor. Hem pandeminin ekonomide bıraktığı etkiler hem de Rusya ve Ukrayna savaşı ile aşırı yükselen enerji fiyatları, enflasyonu rekor seviyelere çıkarırken Rusya'nın bir de gaz vanasının kapanması Avrupa'yı içinden çıkılmaz bile hale soktu.
Avrupa Merkez Bankası'nın faiz kararı öncesi enerji fiyatları ve enflasyon üzerine Avrupa'daki son durumu özetleyen HaberTürk yazarı Abdurrahman Yıldırım, 'Yüksek enflasyona karşı en acı ilacı en şok Avrupa içmek zorunda kalacak' yorumunda bulundu.
İşte Yıldırım'ın o yazısı;
Sonunda Rusya Avrupa’ya gazın vanasını belirsiz bir süre için kapattı. Gazprom hafta başında “Batı yaptırımları kalkıncaya kadar Kuzey Boru Hattı’ndan gaz aktarımının durdurulduğunu” duyurdu. Avrupa doğalgaz fiyatlarının göstergesi TTF gaz megavat/saat başına 215’ten 290 euroya fırladı. Ardından da 240 euroya geri geldi.
Sonbahara girilirken Avrupa’nın enerji krizi kendini elektrik fiyatlarında gösterdi. Bir yıl önce elektrik fiyatlarının megavat/saati 50-100 euro iken, 1.000 euronun bile üstüne çıktı. Sonrasında 500-600 euroya indi ama bu düzeyi dahi uzun dönemli fiyatının 10 katını buluyor.
Avrupa doğalgaz fiyatlarının megavat/saati 2021 yılı ortalaması 47.84 euroydu. Bu yılın geride kalan döneminin fiyat ortalaması 130.35 euroya yükseldi ve 3 katına yaklaştı.
Henüz sonbahara girmedik. Nasıl bir kış geçireceğimizi bilmiyoruz. Aynen yaz aylarının çok kurak geçmesinin elektrik fiyatlarını fırlatmasında olduğu gibi, sert ve uzun sürecek bir kış mevsimi gelirse Avrupa’nın vay haline.
Enerji krizi asıl böyle bir ortamda domino etkisi gösterecek. Ekonomiden başlayarak toplum hayatını derinden etkileyecek.
HÜKÜMETLERDEN YARDIM
Hükümetler bu durumu görmüş olacaklar ki, rekor düzeylere çıkan elektrik ve doğalgaz fiyatları karşısında toplumun en zayıf kesimlerine yardım kararı aldı.
En başta Almanya 65 milyar euroluk enflasyonla mücadele yardım paketi açıkladı. Paketle emeklilere aylık 300, öğrencilere 200 euro yardım yapılacak.
İngiltere’nin açtığı paket de 46 milyar sterlin büyüklüğünde.
Ancak her ülkenin cüzdanı Almanya gibi kalın değil. Benzer yardımları yapamayacak olanlar da olabilir.
9 Eylül’de AB enerji bakanlarının olağanüstü toplantısında benzer yardım paketlerini her ülkenin kabul etmesi bekleniyor.
Avrupa başka bazı önlemleri de yürürlüğe koydu. Bunlardan birisi enerji tüketiminde yüzde 15 tasarruf sağlamak için su ısıtıcıların 2 derece düşürülmesi, oda sıcaklığının 21 dereceye indirilmesi, binaların ısı yalıtımının yapılması gibi önlemleri kapsıyor.
Diğer önlem de enerji yoğun çalışan sektörlerin kısıtlaması, üretimin düşürülmesi, başka bir ülkeye taşınmasının teşvik edilmesini içeriyor.
Önce gübre şirketlerinden üretime ara verme haberleri gelmeye başladı.
ARCELORMİTTAL’DEN ALMANYA KARARI
Son olarak Çin dışında dünyanın en büyük demir çelik üreticisi ArselorMittal Avrupa’daki faaliyetlerini kısıtlamaya yöneldi. Hem resesyon nedeniyle talepte azalma beklenmesinden hem de yüksek enerji fiyatlarından dolayı.
ArcelorMittal Almanya CEO’su Reiner Blaschek “Kısa bir süre içerisinde gaz ve elektrik fiyatlarında yaşanan 10 katlık artış rekabet gücümüzü çok olumsuz etkiledi. Siyasetin acil önlem alması gerekiyor” dedi.
Eylül sonunda Bremen’de üretim duracak, Hamburg’da ise dördüncü çeyrekte.
Her iki üretim merkezinde kısa çalışma başladı. Şirketin Almanya’daki diğer iki üretim merkezi olan Eisenhüttenstadt ve Duisburg’da da kısa çalışmaya geçildi.
ArcelorMittal’in Almanya’da 8.500 çalışanı var. Kısa çalışmaların toplam kaç kişiyi etkileyeceği ise sendikalarla yapılacak görüşmeler sonucunda netleşecek.
ArcelorMittal’in Fransa’daki üretim merkezi Florange’da kısa çalışmaya dahil edildi ve yıl sonuna kadar devam edeceği duyuruldu. Haberle birlikte tesis çevresinde protesto ve gösteriler başladı. Florange tesisinde 2.000 kişi çalışıyor.
ArcelorMittal’in Fransa’da Dunkirk, Mardyck, Desvres, Montataire, Basse-Indre ve Mouzon’da da tesisleri bulunuyor. Bu tesislerde gelecek haftalarda kısa çalışma ve kapama tehlikesinin bulunduğu belirtiliyor.
Bu arada henüz resmi bir açıklama yapılmasa da ArcelorMittal’in İspanya tesislerinde kısa çalışmaya gidileceği haberleri duyulmaya başladı.
Hala daha bol ve ucuz para ortamı varken, maliyet artışlarından dolayı üretim kısıtlamasına gidiliyor, üretim daralıyor. Üretimdeki azalma elbette mevcut enflasyonun üzerine yeni yükler getirecek.
ECB DE, AB DE FENA SIKIŞTI
AB’de tüketici enflasyonu yüzde 9.1, üretici fiyatları yüzde 37.5 düzeyinde. Fiyat artışlarına enerji fiyatları öncülük ettiğinden, devamı bekleniyor. Çift haneli rakamı geçmesine geçecek de, bir yerden de geri döndürmek gerekecek. İşte o dönüş seviyesinin çok da yukarıda olmaması lazım.
Ayrıca enflasyonla mücadele açısından euronun fazla değer kaybetmemesi tercih edilir. Bu nedenledir ki, AB ekonomileri resesyona doğru ilerlerken dahi Avrupa Merkez Bankası ECB yüzde 0.75 puanlık faiz artırımını masada tutabiliyor.
Böyle bir faiz artırımını yapar mı, yapmaz mı bunu yarınki toplantısında göreceğiz. Arkasından Başkan Lagarde’ın basın toplantısında söyleyeceklerine göre euro belki biraz olsun toparlanabilir.
Ancak nasıl bir karar alırsa alsın, ECB yanlış yapmaktan kurtulamayacak. Çünkü yükselen enflasyona karşı önlem almakta çok geç kaldı.
Şimdi faizleri hızla artırsa resesyona doğru yol alan ekonomik gidişi daha hızlandıracak. Artırmasa euronun kaybı derinleşecek ve enflasyonla mücadeleyi tamamen kaybedecek.
ECB enflasyonla resesyon, AB ise ABD ile Rusya’nın arasında fena sıkıştı. Avrupa için durum kötüden berbata doğru gidiyor.
Dün işlediğimiz konu yüksek enflasyon karşısında acı ilacı herkes içmesine içecek ama en acısını Avrupa içmek zorunda kalacak.