Haber7 Yayın Koordinatörü ve İçerik Sorumlusu İbrahim Günay, bugünkü köşesinde, seçimler öncesi gerçekleştirilen son anketler ve muhalefet partilerinin anketler üzerinden yaptığı algı operasyonunu köşe yazısında kaleme aldı.
İşte İbrahim Günay'ın yazısı:
Araştırmaların insan davranışı üzerindeki etkisini hepiniz çok iyi tahmin ediyorsunuzdur. Hele bu araştırmalara bir de bilimsel kelimesi eklendi mi tadından yenmez... Tecrübeler bize gösteriyor ki bilimsel araştırmaların sonucuna göre ‘İnsan Oğlu’ da ya güçlü olanın, ya da kaybetme ihtimali olanın (kaybetmesinler bari) mantığıyla hareket edip yanında yer alıyor.
Muhalefetin de son günlerde bu gerçekten yola çıkarak atağa geçtiğini siz de hissetmediniz mi?
Adı ya yanlış seçim tahminleri ile kamoyundan silinmiş, ya da ilk defa duyduğum bazı anket firmaları ‘Bilimsel Araştırma’ adı altında bazı sonuçlar yayınlıyor. Sonuçlar AK Parti ve ortağı MHP için o kadar vahim ki inanamazsınız.
Önce sonuçları önüme aldım ve sorgulamaya başladım.
“Gerçekten Cumhur İttifakı 2023 seçimini kaybedecek mi?”
Sonra “Kafamdaki soruları neden muhataplarına sormuyorum ki?” dedim ve telefona sarıldım.
İlk olarak AK Parti AR-GE ve Eğitimden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen, ile görüştüm.
Öncelikle havalimanında uçağının kalkmasına dakikalar kalmasına rağmen telefonda sorularıma içtenlikle cevap verdiği için Mustafa Şen’e teşekkür ediyorum.
Mustafa Bey cümleye çok samimi bir giriş yaparak diyor ki: Bir kısım araştırma kuruluşları maalesef açık söylemek gerekirse yalan söylüyor. Araştırma hata yapılabilecek bir alan, bunda bir sorun yok. Ama hata sistematik bir biçimde yapılıyorsa ben bunun altında bir şey ararım. Aradığımızda da zaten buluyoruz. Bu firmalar diyorlar ki “yüzde 25 – 30 bandında kararsız var” Politize olmuş ve kutuplaşmış bir toplumda yüksek oranda kararsız olmaz. Bu işin teorisine ters. O kadar yüksek bir kararsız çıkartan firmanın bilimsel olarak hiçbir geçerliliği olamaz. Her şeyden önce ben bu arkadaşları bilimsel etik kurallarına uymaya davet ediyorum.
Birkaç ay önce Kemal Kılıçdaroğlu’nun özel avukatı Mustafa Kemal Çiçek’in neden istifa ettiğini hatırlayın. Sayın Çiçek şöyle demişti: “Son üç yıldır bir kısım araştırmacı ve gazetecilere 650 milyon lira dağıtıldı. Artık benim vicdanım kaldırmıyor”
Bu kocaman kocaman paralar psikolojik harp için kullanılıyor. Bu kocaman kocaman paralar manipülasyon için kullanılıyor. Bazı gazeteciler de maalesef muhalefetin yürüttüğü gayrinizami harbin aparatları olarak sahaya sürülüyor. Bu bazı gazeteciler dezenformasyon yapmaya çalışıyor. Dezenformasyonun çıktılarından birisi de “Sisli Beyin” diye yeni bir hastalıktır. Bu dezenformasyonla bu hastalık üretiliyor.
Araya girip hemen soruyorum “Rakibiniz henüz bir aday açıklamadı. Bu durumda anket firmalarının sonuç tahmin etmeleri sizce ne kadar doğru olabilir?”
Tabi ki doğru tahmin etme ihtimalleri sıfır. Kabaca tahminde bulunabilirsiniz. Hiçbir adayın belli olmadığı, seçime 2 sene olan bir ortamda zaten bilimsel olarak tahmin etmenizin imkanı yok.
AK PARTİ’NİN ELİNDEKİ SON OY ORANI
Peki elinizde yaptığınız bir saha çalışması var mı, Sonuçlar ne gösteriyor?
Biz parti olarak her ay düzenli çalışma yapıyoruz. Ayrıca işini düzgün yapan firmaları da izlemeye çalışıyoruz. Ekim ayında gördüğüm rakamlar 37-39 bandında olduğumuzu gösteriyor. Sayın Erdoğan’ı açık uçlu sorduğumuzda (Rakip olmadığı için) rakip ismi vermeden “Siz 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kimi cumhurbaşkanı olarak görmek istiyorsunuz?” dediğimizde Sayın Erdoğan yüzde 40 civarında çıkıyor. Kendisini takip eden isimlere iki kat, üç kat, dört kat fark atıyor. Dolayısıyla seçmenin aklında cumhurbaşkanının ismi net.”
*
Telefonu kapattığım gibi “Son durumu güvenilir araştırma şirketlerine de teyit etmem gerek” düşüncesiyle OPTİMAR Araştırma Merkezi Başkanı Hilmi Daşdemir’i aradım.
OPTİMAR Araştırma Şirketi “Türkiye’nin Nabzı Araştırması”nı her ay yapan ve hatırlanacağı üzere 2014, 2018 seçimlerini en yakın tahminle bilen firmaların başında geliyor.
Hilmi Bey ise sahadaki durumu şöyle yorumluyor:
“Son dönem gördüğüm anketlerde İyi Parti 15-16 seviyelerinde gösteriliyor. Hatırlanacağı üzere 2018’de de benzer rakamlar zikredildi. Ben o dönem de katıldığım yayında bulduğumuz rakamın yüzde 8-9 olduğunu söyledim. Nitekim İyi Parti 9 küsur aldı. Sonuç olarak bazı araştırma şirketlerinin verdiği rakamların bilimsel bir karşılığı yok. AK Parti çok iyi günler geçirmiyor bu bir gerçek, ama AK Parti de bitmiş değil. AK Parti hala 37-40 arasında bir bantta gidip geliyor. Bu da ciddi bir oran. 20 Yıl iktidar olup, iktidarın tüm yıpratıcı süreçlerini yaşayıp hala yüzde 40 oy alabilmek müthiş bir başarı.
Peki Cumhurbaşkanı Erdoğan faktörü seçmenin tavrını nasıl değiştiriyor?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendi oyu partisinin çok üzerinde görünüyor. Belki parti olmasa Sayın Erdoğan daha yüksek oy alabilir. Çünkü; parti Erdoğan’a yük. Partinin oluşturamadığı sinerji ortada. Ama bu aşılabilir.
Sonra Hilmi Bey kuracağı yeni cümlenin ciddiyetinin farkında olacak ki, “Bunu yazabilirsiniz” diyerek söze başlıyor:
AK PARTİLİ BAZI İSİMLER BİLE SONUÇLARIN KÖTÜ OLDUĞUNA İNANIYOR!
Bizim yaptığımız araştırmalara muhalefet inanmıyor. Onları anlıyoruz. Yerel seçim sonuçlarından dolayı bizim sonuçlarımıza inanmıyor olmalarını yadırgamıyoruz. Ama AK Parti’de siyaset yapan bazı milletvekilleri ve etkin pozisyondaki isimler zaman zaman bizim rakamlarımıza inanmıyorlar. Sonuçların daha düşük olduğu yönünde yorumlar yapıyorlar. En büyük problem AK Partililerin heyecanını kaybedip sonuçlarımıza bile inanmama noktasına gelmeleri ve negatif bir enerji yaymaya başlamalarıdır. Bunun aşılması gerekir. Halbuki biz sahadaki sonuçlar neyse onu olduğu gibi analiz edip kamoyu ile paylaşıyoruz.
VATANDAŞIN BEKLENTİSİ
Vatandaş en büyük sorun olarak ekonomiyi görüyor. Beklenti daha yapısal önlem ve çözümler üretmek gibi görünüyor..
*
Son olarak araştırma sonuçlarına ciddi anlamda güvendiğim Areda-Survey Genel Müdürü Yusuf Akın’ı aradım. sorularıma büyük bir içtenlikle yanıt verdi ve elindeki son anketi paylaştı.
Akın, öncelikle muhalefetin ciddi anlamda bir manipülasyon başlattığına dikkat çekiyor ve ekliyor:
Bizim sahada gördüğümüz ve anlatılan aynı değil. Dikkat ettiyseniz son günlerde özellikle Youtube üzerinden bazı araştırma şirketleri ısrarla bazı oranlar zikrediyor. Ben muhalefetin alternatif oluştuğu algısını geliştirmek için bu oranları bir argüman olarak kullandığını düşünenlerdenim. Kendisinin dahi tam ikna olmadığı bazı durumlara kamuoyunu ikna etmek için araştırma verilerini alet edenleri görmek, sektörün itibarı açısından bizleri üzüyor. Bir diğer örnek mesela yeni kurulan partilerin oy oranı zikredildiği gibi değil. Bunlar tamamen birer Pr çalışması olarak görülüyor.
Partilerin açmazlarını veri anahtarıyla açmaya çalışmak etikle bağdaşmaz. HDP seçmeni “Her şeyi açık yaşayalım” diyor. İYİ parti, HDP’ye “Sakın yanıma gelme” diyor. CHP ise “Bu konuları herkesin önünde tartışmayalım, mutfakta tartışalım” diyor.
Elinizdeki anket sonuçları neyi gösteriyor?
Öncelikle şunu söylemem gerek, Cumhur Başkanı Erdoğan’ın oyu AK Parti’nin oyunun çok üstünde görünüyor. Bizim gördüğümüz şu ki, ekonomik iyileşme gerçekleştiği takdirde Cumhur ittifakı kazanmış olur.
Peki bu Pazar seçim olsa sonuç ne olur?
AREDA’NIN SON SEÇİM ANKETİ
Yusuf Akın Areda Survey’in, Eylül Sosyometre raporu için PBDP si aracılığıyla veri toplayarak 24 Eylül-1 Ekim tarihleri arasında 2000 katılımcı ile görüşülerek yaptığı anket sonucu için şu rakamları paylaşıyor:
AK PARTİ: YÜZDE 38,5
CHP: YÜZDE 25,3
İYİ PARTİ: YÜZDE 12,1
HDP: YÜZDE 9,2
MHP: YÜZDE 9,9
DEVA PARTİSİ: YÜZDE 1,7
GELECEK PARTİSİ: YÜZDE 1,1
DİĞER: YÜZDE 2,2
Sonuçlar ve yorumlar böyle…
Ben de “Keşke muhalefet adayını belirleyebilseydi de bir tahminde bulunsaydım” diyorum…
Kalın sağlıcakla…
İbrahim.gunay@haber7.com
Twitter: ibrahimgny7
KAYNAK : Haber7