Sosyal medya hesabından bir paylaşım yapan Fedaioğlu, CHP milletvekili Melih Meriç'in beyanatlarını açıklığa kavuşturdu. Fedaioğlu, "Sizi ve kamuoyunu bilgilendirmek adına yaşananları olduğu gibi aktarmakta fayda olacağını mülahaza ediyorum. Memohaber’in sahibi Mehmet Taşçı bey’in kızının nikah törenine katılmak için koltuklarda oturduğumuz sırada Gaziantep’imizin medyatik ve inşaat ihale işlerinde nam salmış milletvekili Melih Meriç de salona gelmiş ve bulunduğumuz sıraya doğru ilerlemiştir. Bir hayli aksiyonlu inşaat işlerinden de tanığımız, ortak arkadaşlarımızın olduğu, telefonlarımızı birbirimizle paylaştığımız ve merhabamız olan bu milletvekilimizi MÜSİAD başkanı olduğum yıllarda da misafir etmişliğim olmuştur. Melih beyin bulunduğumuz kısma doğru gelmesi üzerine örf, adet ve ananelerimiz gereği kendisine (Hoşgeldiniz’) diyerek AK Parti milletvekillerimiz ile birlikte aramıza buyur ettik. Masaya buyur ettiğimiz sayın vekile adabı muaşeret çerçevesinde nezaketle yaklaşım sergileyip, hürmet edip, yer gösterdik. Anadolu insanının masasına gelen herhangi bir bireye gösterdiği azami saygı, sevgi ve nezaketi gösterdiğimiz sayın milletvekili, bizim bu nezaketli yaklaşımımızdan cesaret almış olacak ki; henüz masaya oturur oturmaz direk üst perdeden konuşmaya başlamış ve şahsıma hitaben, nezaket kurallarını yok sayan bir üslupla (Başkan bana bak bu böyle olmuyor! Ankara’ya gidiyorsunuz ve bize haber vermiyorsunuz! bu böyle olmaz! Yürümez ! ) demiş ve parmak sallamıştır. Sayın milletvekilinin sabır sınırlarını zorlayan bu yaklaşımına rağmen tarafımca sayın vekile, (Bizim vekillerimiz de yoktu; malumunuz şehrimizle ilgili konular olduğu için valimiz, belediye başkanlarımız, oda, borsa ve birlik başkanlarımız ile birlikte gittik. Bizim vekillerimiz de olmadığı için tüm Gaziantep vekilleri adına randevu talep etmedik) şeklinde yine nezaket kuralları çerçevesinde cevap verilmiştir. Fakat bu sayın vekil, milletvekillerimizin yanında şahsıma saygısızlık yapmaya ve bu saygısızlığın dozajını artırmaya devam etmiştir. Hal böyle olunca sayın vekile (siz de istediğiniz zaman randevu isteyip gidebilirsiniz, buna mani bir hal yok) diye cevap verince sayın vekil bu kez de (Üstelik sosyal medya da paylaşıyorsunuz) gibi bir cümleyle tarafıma cevap vermiştir. Sayın vekilin üst perdeden yaptığı nezaket ve zarafet kurallarını hiçe sayan söylem ve eylemleri karşısında mütekabiliyet çerçevesinde (Yapacağımız çalışmalarda ya da görüşmelerde zatıâlinizden izin mi almamız gerek? Her çalışmamızdan, her görüşmemizden özel olarak sizi haberdar etmek, sizden izin almak zorunda değiliz……’) kabilinden karşılık verilmiştir" dedi. Melih Meriç ile aralarında geçen bu diyaloğun yine Melih Meriç tarafından her platformda çarpıtılarak algı oluşturma çabasıyla mizansene dönüştürüldüğünü anlatan Fedaioğlu, "Türkiye Büyük Millet Meclisinde konuşma imkanı bulunan, istediği bakan ile istediği zaman randevu alıp görüşme imkanı olan, gerek yazılı, gerek görsel, gerekse sosyal medya aracılığı ile meramını anlatabilme imkanına sahip bir milletvekilinin, yaşanan bu diyaloğu, mesnetsiz bir kurguyla dillendirmesi son dönemde CHP li yönetici ve milletvekillerinin yalan, kurgu ve çarpıtma siyasetinin bir kez daha tezahüründen öte bir anlam taşımamaktadır" bilgisine yer verdi. Milletvekili de olsa bir insanın ne ekerse onu biçeceğini bilmesi gerektiğini vurgulayan, "Nezaketle sorulan sorulara nezaketle cevap alınacağının, kabalık yaparak, racon keserek sadece kabadayılık yapılabileceğinin herkes tarafından bilinmesi gerektiği gibi sayın vekilce de bilinmesi gerekir. Milletvekiline yakışır nezaketi göstermeyen sayın vekilin kendisine saygı gösteren ve azami nezaket sergileyen bir il başkanına parmak sallaması, hesap sorması, üst perdeden konuşması kabul edilebilir bir durum değildir. Ancak şu da bir vakıadır ki bazı insanlar layık olmadığı şeyi üzerinde taşıyamaz. Bilgi fazla gelirse kibirlenir, haksız yere zenginleşirse görgüsüzleşir, samimiyetsiz ilişkide gösterişçi oluverir. Neyin fakiriyse; onun zenginiymiş gibi davranır. Yani özne ile edim arasında bozulan orantıyı saklayamaz ve mutlaka dışarı sızdırır. İnsanlara öfke dili ve ağulu bakışlarla hitap ederseniz, muhattabınızı uyandırmak, aydınlatmak bir yana; o zat-ı daha defansif ve agresif hale getirirsiniz. Sakin olun, esası, usule kurban etmeyin. Üslup, esas kadar kıymet ihtiva eder" dedi. Fedaioğlu, "40 küsur senelik siyaset ve sivil toplum üyeliği, kuruculuğu ve yöneticiliği tecrübem bana şunu göstermiştir; Yalan, iftira, mizansen ve mesnetsiz kurgular ile siyaset yapanlar hiç bir yere varmamışlardır, varamayacaklardır" paylaşımını yaptı. Söz konusu Türkiye ve Gaziantep'in menfaatleri olduğunda Ak Parti’nin her bir mensubunun kan kusup kızılcık şerbeti içmeye hazır bir iradeye sahip olduğunun gören gözlerin görmezlikten gelemeyeceği kadar açık ve net olduğuna dikkati çeken Fedaioğlu, "Hizmet siyasetini önceleyen AK Parti’nin bu perspektifini yalan, iftira, mizansen ve çarpıtmalarla gölgelemeye çalışanlara hak ettiği ortamda hak ettiği şekilde cevap vermek, temsil ettiğimiz makamların sorumluluğunun gereği olup, boynumuzun borcudur. Son olarak yalan, iftira ve çarpıtma siyasetiyle algı yönetmeyi hedefleyenlere İstiklal şairimiz Mehmet Akif’in de ifadesiyle seslenmek isterim: Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!”
Ne yaptın Selçuk hoca..
2024-09-14 21:02 - Spor