Muğla’nın Fethiye ilçesinde 9 Mart 2016 tarihinde av tüfeği ile öldürülen Cahit ve Hatice Paslı çifti cinayetiyle ilgili tutuklu bulunan Muhammet Ali V.’nin, yargılandığı Fethiye 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada tahliye talebi reddedildi.
Fethiye’nin Mendos Dağı Alışlıbaşı mevkiinde 9 Mart 2016’da motosikletiyle keçilerinin yanına giderken tüfekle öldürülen çoban çifti, o esnada bölgede antrenman yapan motosiklet sporcusu Serkan Özdemir bulmuştu. Yapılan ilk incelemede Cahit Paslı’nın (44) göğsünden, Hatice Paslı’nın (38) ise sırtından tüfekle yakın mesafe atışıyla vurulduğu belirlendi. Cinayetle ilgili fail ya da faillerin tüm araştırmalara rağmen bulunamaması üzerine Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla, İlçe Jandarma Komutanlığı Jandarma Suç Araştırma Timince (JASAT), cinayetin aydınlatılmasına yönelik çalışmalar çerçevesinde dosya yeniden ele alınarak, soruşturma derinleştirildi. Jandarma yapılan teknik ve fiziki takiplerin ardından, çoban çiftin ölümüyle ilgili olarak Paslı çiftinin arkadaşı olduğu öğrenilen Muhammet Ali V.’yi yakalayıp sorguladıktan sonra adliyeye sevk etti. Tutuklanan Muhammed Ali V., Eşen Kapalı Cezaevine gönderildi.
Fethiye 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Muhammet Ali V., SEGBİS ile katıldığı duruşmada suçsuz olduğunu tekrarladı. Duruşmaya tutuklu sanık Muhammet Ali V.’nin avukatları Bülent Demen, Coşkun Deniz ile Hatice Paslı’nın babası Baki Koç ve çiftin çocukları Ayşenur Paslı ile Tolga Paslı da katıldı. Duruşmada milli motosiklet sporcusu Serkan Özdemir tanık olarak dinlendi. Özdemir, "Taşyaka mevkiinden Oluklu yoluna girdikten 4-5 kilometre orman yolunda karşımdan gelen araç ile karşılaştım. Koyu renkli doblo tarzında bir araçtı. Daha sonra Amerika’dan gelen öğrencim ile birlikte bu yolda giderken saat 11.05 gibi yol kenarında 2 kişinin yattığını gördüm. Hemen akabinde saat 11.09’da yetkililere bilgi verdim. İlk aşamada motor kazası olduğunu düşündüm. Yanlarına gidip baktığımda ise cinayet olduğunu anladım. Yarım saat ya da 45 dakika sonra da ambulans ve güvenlik kuvvetleri geldiler. Maktullere hiçbir şekilde dokunmadım. Motorlarına da dokunmadım. Sadece o anda 45-50 saniye kadar video çektim" dedi.
Mahkeme başkanı ve savcının yanı sıra avukatların sorularını da cevaplandıran Serkan Özdemir, "Görmüş olduğum aracın rengini tam olarak hatırlayamıyorum. Koyu renkli, arkası doblo tarzı bir araçtı. İçinde de orta yaşlı bir kişi vardı. Olay yerine vardığımızda motor çalışmıyordu. Kontak açıktı. Sinyal çalışır vaziyetteydi. Sinyalde uyarı sesi vardı. Oradan birilerinin geçip görmemesi mümkün değildi. Profesyonel olarak yarışan milli bir sporcuyum. Maktullerin bulunduğu şekil itibari ile normal bir düşüş şekli değildi. Kadının ve erkeğin üzerindeki kıyafetleri hatırlıyorum. Düştükleri zaman kıyafetlerde ve motorda hasarlar olması lazım. Maktullere baktığımda kazaya ilişkin belirti göremedim. Bunun hareket halinde vurulmadıklarını düşünüyorum. Ya da çok düşük bir hızdayken vurulmuş da olabilirler. Yani normal bir motor düşmesi şeklinde değillerdi" diye konuştu.
Ayrıca duruşmada cinayetin olduğu dönemde Fethiye İlçe Jandarma Komutanlığı’nda görevli yetkililerden tanık K.B. ve M.D. de SEGBİS ile bağlanıp o dönemde getirilen kartuş ile ilgili soruları cevaplandırdı. Duruşmada S.A. isimli tanık da olayla ilgili olarak bildiklerini anlattı. S.A., "Ben olay tarihinde amcamın oğlunun yanına gitmek için köy dışına çıktığımda R.K. isimli kişiden telefon geldi. Muhtarın telefonunu sorup Mendos’ta 2 kişinin vurulduğunu söyledi. Ben de ’bana ambulansçının numarasını at’ dedim. Bana numarayı gönderdi. Ambulansçıyı aradım. Kısa boylu bir bayan bir erkek olduğunu söyledi. Ben de tahminen Cahit Paslı olduğunu düşündüm. Motor olarak Mez motor sadece onda vardı. R.K. bana telefon etmeseydi o an ben olanlardan haberdar olmayacaktım. O an saate bakmadım. Saat 09.00-10.00 gibi olduğunu söylemişim. Emniyetin bana söylediğine göre R.K. 11.12’de beni aramış. Muhtar veya M.’yi hangi numaradan aradığımı hatırlamıyorum. Ambulansçıyı aradıktan sonra muhtarı aradım. Benim maktullerle aram çok iyiydi. Hiçbir sorunum yoktu. Öldürülmeden 10-15 gün öncesinde Cahit’i aradım. Benden yem torbası istemişti. Bu yüzden aramış olabilirim" ifadelerini kullandı.
Maktul Hatice Paslı’nın acılı babası Baki Koç da, "Cinayet olduktan 3-5 gün sonra tanık S.A. benim önümü kesip arkamdan gelerek ‘benim bu işle alakam yok’ ifadelerinde bulundu. Ben de ’alakan yoksa neden kaçıyorsun’ dedim. O da bana ‘arada sen olmasan damat tarafının işini göreceğim’ dedi. Tanık S.A.’nın konuşmaları yalandır. Gece gündüz evimin etrafında dolaşıyor. Bana gözdağı vermektedir" dedi.
Tanık S.A. ise bu söz üzerine, "Ben Baki abiyi yolda gördüm. ’Bu işleri çok saptırıyorsunuz, ilgim yok’ dedim. Kimseyi de tehdit etmedim. Cinayetle suçlandım. İfadeye çağırıldım. Sosyal medyadan ’it ürür kervan yürür’ şeklinde paylaşım yaptım. Kimseye bir mesaj vermeye çalışmadım. Sonra da sildim" şeklinde konuştu.
Tutuklu sanık Muhammet Ali V. ise, "Ben suçsuz olarak yatıyorum, ben masumum" derken, maktul çiftin kızı Ayşenur Paslı da tanık olarak dinlenen S.A. ile babasının arasında samimiyet olmadığını, evinin çok uzakta olduğunu, babasının yanında da hiç görmediğini söyledi.
Duruşma sonunda tutuklu sanık Muhammet Ali V.’nin tutukluluğunun devamına karar verilirken, diğer tanıkların dinlenmesi için duruşma ileri tarihe ertelendi.