Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, Liselere Giriş Sınavına (LGS) ilişkin açıklamalarda bulundu.
Sınav sistemindeki sıkıntılara değinen Parlakçı; “ LGS sınavının açıklanmasıyla birlikte sınav odaklı eğitim sisteminin yarattığı tahribatlar ve pandemi sürecinde eğitimde yaşanan kayıplar yeniden tartışılmaya başlandı. Yani sınav yapıldığından bugüne yaşanan sorunlar sıkıntılar hep tartışmalı oldu. Yani bunla ilgili çocuklarımız ciddi sıkıntılar velilerimiz ciddi sıkıntılar yaşıyor. Aslında hiçbir kurumun çocuklarımıza başarısızlık ve gençlik duygusu içinde gelecek kaygısıyla sınavdan çıkmalarına ve bu durumun öğrencilerimize velilerimize yaşatmaya hakkı yok. Bizler Eğitim Sen olarak tabii ki sınav odaklı bir eğitim sistemine karşıyız. Sınavlara endekslemiş bir eğitim sisteminin zaten nitelikli olması mümkün değil.”dedi.
ÖĞRENCİLERİMİZ KUŞATMADAN ÇIKARILMASI GEREKİYOR
Öğrencilerimizin sınav cenderesinden kurtarılması gerektiğini belirten Parlakçı, “Öğrencilerin etüt özel kurs özel okul kuşatmasından çıkarılması gerekmektedir. Sınav merkezli eğitim anlayışı terk edilmelidir. Öğrencileri birbiriyle rekabet eden değil onları geliştiren çok yönlü bilgi ve beceri kazandırıcı nitelikli bir eğitim anlayışı benimsenmelidir. Temel eğitimden yükseköğretime kadar öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini keşfetme ve geliştirme sürecine katkı sunmalı bütün bu yılların birikimi üzerinden doğru bir rehberlik ve ölçme değerlendirme yöntemi ile istedikleri okulda okuma koşulları sağlanmalıdır.”dedi.
GAZİANTEP, YİNE TÜRKİYE ORTALAMASININ ALTINDA
LGS sonuçlarını da değerlendiren Parlakçı, “Öğrencilerimizin bugünkü puan tablosuna baktığımızda
Gaziantep’in yine Türkiye ortalamasının altında olduğunu görebiliyoruz. Yine Gaziantep son sıralarda yer alması muhtemel. Bu sonuçlar, Gaziantep’te eğitimde yaşanan sorun ve sıkıntılarla ilgili ciddi eksikler olduğunu gösteriyor. Bunların da bu işin paydaşlarıyla oturup tartışılması ve çözüm bulunması gerekiyor.
Eğitim Sen olarak bu tablonun, çocuklarımızın öğrencilerimizin başarısını olarak değil izlenen eğitim politikalarının sonuçları olduğunu dolayısıyla başarısının Milli Eğitim Bakanlığı’nda olduğunu belirtmek isteriz. Öğrenciler arasındaki sınıfsal isteğini derinleştiren özel okulları avantajlı kılan eğitimin niteliğinin düşmesine neden olan politikaların çocukların ve öğrencilerimizin geleceği bu denli belirlemesi biz eğitim emekçileri açısından kabul edilemez. Eğitimin kamusal, bilimsel, laik, demokratik nitelikli ve anadilde örgütlenmesi eğitim öğretim ortamının var olan eksikleri giderecek şekilde yapılandırılması aciliyetini korumaktadır.
Aksi halde politika belirleyicilerin başarısızlığı çocuklarımızın ve öğrencileri bizim geleceğini belirlemeye onların emeklerinin haklarını yok saymaya devam edecektir.”şeklinde konuştu.