Gaziantep’te yaşayan 3 çocuk annesi Emel Günsoy, kalp krizinden kaybettiği oğlu Erdem Günsoy’a olan hasretini resimle bastırdı. Oğlunun ölümünün ardından yaşadığı acı günlerde resimle güç bulan 63 yaşındaki Emel Günsoy’un hayatı gittiği resim kursuyla değişti. Küçüklükten beridir kurduğu yağlı boya ile resim yapma hayalini ilerleyen yaşına rağmen gerçekleştiren Günsoy, yaptığı resimlerle genç ressamlara taş çıkarıyor.
HAYATA RESİMLE TUTUNDU Genç yaşta kaybettiği oğlu Erdem’in acısını çocukluk hayaliyle bastıran Günsoy, yaşama resme olan tutkusuyla tekrardan tutundu. Genç yaşta evlendiği için hayalini küçük yaşlarda gerçekleştiremeyen Günsoy’un resim yapmadan geçirdiği tek bir gün bile olmuyor. Resim atölyesine çevirdiği evinin salonunda yaptığı resimlerden elde ettiği geliri ihtiyaç sahiplerine bağışlayan Günsoy, oğluna olan hasretini tuvale vurduğu fırçalarla bastırıyor. EV DEĞİL SANAT SERGİSİ Evinin her köşesini yaptığı resimlerle donatan Günsoy’un evine gelen misafirler sanat sergisi gezintisi havasına kapılıyor. Resimle yetinmeyip mefruşat, ahşap boyama, vitray gibi sanatlarla da uğraşan Günsoy’un elinin değdiği her nesne sanat eserine dönüşüyor. Şimdilerde ise öğrendiklerini gençlere aktarma hayali kuran Günsoy, yakın zamanda resim sergisi açmaya hazırlanıyor. Geçen yaz eşinin tatile gitme teklifini reddederek Şehitkamil Belediyesi’ne bağlı Hanımlar Lokali’ndeki yağlı boya kursuna gittiğini anlatan Emel Günsoy, oğlu Erdem’i kaybettikten sonra gitmeye başladığı kursun kendisine terapi gibi geldiğini söyledi.
RESİM AŞKI HİÇ BİTMEDİResmin kendisi için çocukluk yıllarda başlayan bir tutku olduğunu aktaran Günsoy, tutkusunun birinci sınıfta yazı defterlerinin kenarını süslemekle başladığını belirtti. Resme olan aşkının hiç bitmediğini söyleyen Günsoy, “Küçük yaşta ortaokulu bitirdikten sonra evlendim. Evlendikten sonra 3 çocuğum oldu. Çocuk büyütmek çok zordu. Sanatsal anlamda çok bir şey yapamadım ama yine de yapıyordum. Dikiş dikerek, güzel tasarımdan örgüler örüyordum. Okumayı istiyordum ama resim yapmayı çok seviyordum. Evliliğimin ilk yıllarında batik, mefruşat, ahşap boyama yapıyordum. Sonradan Ferah hocamla tanışınca her şey benim için değişti. Bir şeyler çizmek istiyordum. Ancak sabırsızdım. Hocamdan sabrı öğrendim. Çünkü yağlı boya zahmet istiyor. Bir başlayınca bir tarafı bitmeden diğer tarafa geçemiyorsun. Yağlı boya bana sabrı öğretti” ifadelerini kullandı. BANA TERAPİ GİBİ GELDİ Hanımlar Lokalinin kendisine bir terapi gibi geldiğini sözlerine ekleyen Günsoy, “Oğlumu kaybettikten sonra orası bana çok iyi geldi. Oraya gidince terapiye girmiş gibi hissediyorum. Oradan ve resimden kopmak istemiyorum. Okula devamlı gitmek istiyorum. Yazın eşim tatile Mersin’e giderken ben burada kalıp resim yapmaya devam ettim. Yaptığım resme farklılık katıyorum. Okuldan en son çıkan öğrenci ben oluyorum. Çevremdeki arkadaşlarım görüşemediğimiz için bana kızıyorlar. Onları kırmak istemiyorum ama resim aşkı daha önde geliyor. Resim bana yaşama sevinci veriyor. Resim beni terapi ediyor. Ben artık öğrendiklerimi gençlere aktarmak istiyorum. İleride sergi açma hayalimde var. Bana fırsat verilirse bende öğrendiklerimi öğretmek isterim. Bizlere destek verdiği için Şehitkamil Belediyesi Başkanı Rıdvan Fadıloğlu’na çok teşekkür ederim” diye konuştu. EMEL HANIM GİZLİ KALMIŞ BİR YETENEKTİ Yağlı Boya resim eğitmeni Ferah Güneş ise Günsoy’un gizli kalmış bir yetenek olduğunu belirterek, “Atölyeye geldiğinde azmiyle hemen kendisini fark ettirdi. Verdiğim tekniklerle kısa zamanda uzun yol kat etti. 2 yıldan beridir bizim yanımıza geliyor. Pandemiden dolayı uzun soluklu bir eğitim görmese de kendi sergisini açacak seviyeye ulaştı. Biz ve arkadaşları onu severek takip ediyor. Rıdvan Fadıloğlu başkanımıza bizi sunduğu imkanlardan dolayı çok teşekkür ederiz. Onun sayesinde Emel hanım gibi gizli kalmış yetenekleri topluma kazandırıyoruz” dedi.
KAYNAK : İHA