Türk Silahlı Kuvvetlerinde (TSK) önemli kademelerde görev alan Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık, 2018 yılında bir inşaat alanında ölü bulunan ve kayıtlara ’yüksekten düşme’ diye geçen oğlunun ölümünün ardından dedektif gibi çalıştı. Büyükışık’ın oğlunun ölümünde şüphelerin yer aldığını öne sürmesinin ardından 4 yıl sonra dosya yeniden açılırken, soruşturma polisten alınarak jandarmaya devredildi.
Olay, 13 Mayıs 2018 günü Narlıdere ilçesinde bulunan bir inşaat firmasının şantiyesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, TSK’da önemli kademelerde görev alan Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık’ın oğlu Dorukhan Büyükışık (26), gece saatlerinde doğa yürüyüşü yapmak için dışarı çıktı. Sabah saatlerinde ise Dorukhan Büyükışık’ın cansız bedeni, evinin 600 metre ilerisinde bir inşaat firmasının şantiyesinin istinat duvarında bulundu. Olay, kayıtlara ’yüksekten düşme’ olarak geçti. Adli Tıp Uzmanı’nın raporu kafaları karıştırdı
Aldığı bir iş teklifi sonrası Rusya’ya gitmeye hazırlanan Dorukhan Büyükışık’ın intihar etmesinin mümkün olamayacağını öne süren baba, oğlunun bedeninde yüksekten düşme izlerinin olmadığını iddia etti. Olay yerinde incelemelerde bulunan Adli Tıp Uzmanı’nın tuttuğu "Yüksekte düşme bulgusu yoktur. Otopsi yapılmalıdır" raporu bulunduğunu da ileri süren baba Ethem Büyükışık, oğlunun ölümündeki sır perdesini aralamak için mücadele başlattı. Delillerin kaybedildiğini, karartıldığını iddia etti
Oğlunun şüpheli ölümünün aydınlatılmasıyla ilgili 4 senedir mücadele verdiğini söyleyen Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık, yaşanan süreçle ilgili basın açıklaması yaptı. Açıklamasında, olayla ilgili inşaat firması sahiplerinin ve bazı kamu çalışanlarının delillerin karartılması yönünde bir şeylerin üzerinin örtüldüğünden bahseden Büyükışık, olay yerinde tutulan rapordaki bilgilerin gerçek olmadığının ortaya çıktığını söyledi. Ethem Büyükışık, Dorukhan’ın öldüğü şantiyenin etrafında birçok kamera olmasına rağmen bu kameraların kayıtlarının alınmadığı hatta bölgedeki Mobil Elektronik Sistem Entegrasyonu (MOBESE) kamerasının kayıtlarının da alınmadığı dile getirdi. "Cep telefonundan parmak izleri yok edildi"
Büyükışık, telefon üzerinde inceleme yapan Jandarma Kriminal ekiplerinin de telefondaki parmak izlerinin silindiğini tespit ettiğinden söz etti. Büyükışık, oğlunun cep telefonunun arabadan alınarak intihar ettiği denilen 7. kata çıkarıldığını, “intihar” iddiasını güçlendirmek için otomobildeki telefonu, Dorukhan Büyükışık’ın düştüğü öne sürülen 7. kata taşındığını söyledi. Soruşturma jandarmaya verildi
Öte yandan olay yerine gelen Adli Tıp Uzmanı’nın “yüksekten düşme bulgusu yoktur” sözlerini içeren videolu tespitlerinin soruşturma dosyasına koyulmadığını söyleyen Ethem Büyükışık, bu videonun 3,5 sene sonra dosyaya girdiğini aktardı. Bu olayın ardından da o dönemki İzmir Cinayet Büro Amirliği ve olay yeri inceleme polisleri hakkında soruşturma açıldığı öğrenildi. Ortaya çıkan durum sonrası soruşturma, 9 Eylül 2022’de emniyetten alınarak, jandarmaya verildi. Soruşturma dosyasındaki tüm veriler tekrardan incelenmeye başlandı. İnşaat şirketi yetkilileri ifadeye çağrıldı
Olayın meydana geldiği tarihten 2 yıl sonra ise, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine İzmir 2. Sulh Ceza Hakimliği’nce ölüm olayının meydana geldiği inşaat alanında bulunan güvenlik kameralarının kayıt yaptığı kamera kayıt cihazında olay tarihi itibarıyla herhangi bir silinme olup olmadığı görüntülerin silinip silinmediği, silinen görüntü var ise geri getirilmesinin mümkün olup olmadığı hususlarında inceleme yapılmasına karar verildi. Ankara Bölge Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü tarafından yapılan inceleme sonrası 31 Ağustos 2021 tarihli “Yapılan incelemede söz konusu tarihe ait herhangi bir görüntü tespit edilemedi” raporunun ardından ise, ilgili inşaat firması yetkililerinin cinayet şüphelisi olarak ifadelerinin alındığı öğrenildi. "Adaleti Türk ulusunda aramaya karar verdim"
Olayla ilgili 4 senedir dedektif gibi çalışarak mücadele veren baba Ethem Büyükışık, "Devletin yıpratılmaması için uzun süre adaleti tek başına aradım. Ancak işin gelip bir yerde tıkanması sonucu bu olayı kamuoyu ile paylaşmaya karar verdim. Bugüne kadar devletimizin ve devlet kurumlarının zarar görmemesi için büyük bir özen ve itidalle hareket etmeme rağmen karşılaştığım tüm bu hukuksuzlar, adalet dağıtmakla görevli kurumlarımıza duyduğum itimat ve güven hissimi derinden sarstı. Bu nedenle adaleti, parçası olduğum Türk ulusunda aramaya karar verdim" dedi.