Hamas’ın üst düzey liderlerinden Sami Ebu Zuhri, "Aksa Tufanı harekatı ciddi şekilde başarılı olmuştur. Vatanımızı, kutsal topraklarımızı düşmanlarımıza karşı mezarlık yapacağımıza inanıyoruz ve buna hazırlıklıyız" dedi.
İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı saat 06.30 sıralarında İsrail’e "Aksa Tufanı" adıyla kapsamlı saldırı başlatmıştı. Gazze’den İsrail yönüne binlerce roket atılırken, Filistinli silahlı gruplar Gazze-İsrail sınırındaki Beyt Hanun-Erez Sınır Kapısı’na baskın düzenleyerek, burayı ele geçirmişti. Silahlı gruplar daha sonra buradan İsrail içindeki yerleşim yerlerine girmiş, İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi’ne saldırı başlatmıştı. Hamas’ın üst düzey liderlerinden Sami Ebu Zuhri, İHA muhabirine Aksa Tufanı ve İsrail ile süren çatışmalara ilişkin açıklama yaptı. “Vatanımızı, kutsal topraklarımızı düşmanlarımıza karşı mezarlık yapacağımıza inanıyoruz ve buna hazırlıklıyız”
İsrail’in kara harekatı tehditlerinden anlaşıldığı üzere ABD’den çok ciddi destekler aldığını söyleyen Zuhri, “Hatta destekten ziyade ABD’nin talebiyle böyle bir kara savaşının başlatılması ve Gazze’nin işgal edilmek istenmesi anlaşılıyor. Siyonistlerin Gazze’ye karşı yapmış olduğu insanlık dışı katliama baktığımızda anlaşılıyor ki ABD ciddi bir destek vermiş bulunmaktadır, arkalarında durmaktadır. Ciddi bir lojistik destek vermiş bulunmaktadır. Siyonizm ve destekçileri bilsin ki siyonist İsrail kara savaşını başlatsın veya başlatmasın halkımız ve bizim silahlı kuvvetlerimiz her türlü savaşa hazırlıklıdır. Vatanımızı, kutsal topraklarımızı düşmanlarımıza karşı mezarlık yapacağımıza inanıyoruz ve buna hazırlıklıyız” diye konuştu. “Mescid-i Aksa’nın mescitten kiliseye çevrilmesi için emek sarfediyorlar”
7 Ekim’de başlatılan saldırıların İsrail’in Filistin halkına ve Mescid-i Aksa’ya karşı yapmış olduğu düşmanca tecavüzlerin sonucunda başlatıldığını söyleyen Zuhri, “Halkımızın sesi olarak özellikle son aylarda Mescid-i Aksa’ya karşı çok sık saldırılar olmuştur. Hatta öyle bir duruma geldi ki sanki kutsal mabedimiz mescitten bir kiliseye ya da havraya çevrileceği kanaati oluşmuş oldu. O kadar ciddi saldırılar söz konusu oldu. Yüzlerce İsrailli, kutsal mabedimiz Mescid-i Aksa’ya girip avlusunda ve içeride ayin yaptılar. Yüzlercesi Yahudi rahipliğinin kıyafetlerini giymiş ve cami boyunca trompet üflemişti, içip oynuyorlar ve ibadet eden Müslümanlara hakaret edip ve dövüyorlardı. Müslümanlara küfür, hakaret etmeleri, tartaklamaları, saygısızca davranmaları gösterdi ki bu siyonistlerin kastı kesindir. Mescid-i Aksa’nın mescitten kiliseye çevrilmesi için emek sarfediyorlar” açıklamasında bulundu. “Artık bizim başka çaremiz kalmadı, başka bir çıkış yolu bulamadık”
Zuhri, bütün Filistin topraklarında Filistinlilerin şiddete uğradığını dile getirerek, “Ağaçları kesilmektedir. Köyleri, kasabaları işgal edilmektedir. Hukuk dışı yerleştirmiş oldukları İsrail vatandaşları tarafından her gün bir insanımıza saldırı gerçekleşmektedir. Görmüş olduk ki bu şiddete, zulme başkaldırmak, mücadele etmek gerekmektedir. Bu sebepten bu harekat başlatıldı. Artık bizim başka çaremiz kalmadı, başka bir çıkış yolu bulamadık. Bölgesel ve uluslararası yetkililerden bunları durdurmalarını talep etmemize rağmen hiçbir şekilde durdurulamadı” dedi. “Aksa Tufanı harekatı ciddi şekilde başarılı olmuştur”
Zuhri, şöyle devam etti:
“Aksa Tufanı harekatı ciddi şekilde başarılı olmuştur. Ciddi şekilde siyonist rejimi ve destekçilerini düşündürmüştür. Durdurma noktasına da getirmiştir. Aksa Tufanı harekatıyla tekrar Filistin ve Mescid-i Aksa davası uluslararası arenada gündem oluşturmuştur. Bölgesel İslam memleketlerinde de ciddi şekilde gündem oluşturmuştur. Bu harekatın, Aksa Tufanı harekatının başarısıdır. Kendisini dünyanın 13’ncü askeri gücü ve efsanesi olarak adlandıran İsrail’in imajı paramparça oldu. Filistin davası daha da görünür hale geldi ve Filistin’i özgürleştirme projesini gerçekleştirmeye çok yakınız. Uluslararası güçler de bilmektedir ki Filistin topraklarında siyonist rejimin yapmış olduğu yanlış adımlar sadece Filistin topraklarıyla münhasır kalmayacaktır. Bölgesel ve uluslararası ciddi problemlere, savaşlara sebebiyet vereceğini bütün dünya biliyor. Yıllarca Filistin halkının sivillerini katleden, şiddete uğratan siyonist askerlere yapmış olduğumuz bu saldırılardan ciddi kayıplar verdiler. Çok miktarda askerlerini öldürmüş olduk.” “(İsrail ordusunun) Bizim yapmış olduğumuz saldırılara karşı ne kadar zayıf kaldığını ne kadar kayıp verdiğini bütün dünya görmektedir”
Bütün dünyanın İsrail’in çok zayıf ordusunun olduğunu gördüğünü belirten Zuhri, “Bizim yapmış olduğumuz saldırılara karşı ne kadar zayıf kaldığını, ne kadar kayıp verdiğini bütün dünya görmektedir. Bu nedenle siyonist İsrail ve destekçisi ABD bu imajı tekrar düzeltmek için Gazze halkını katletmeye, karayoluyla işgal etmeye, susuz ve gıdasız bırakmaya, çocukların ölümüne izin vermektedir. Kendi uçak gemilerini Filistin topraklarına yanaşmış bulunmaktadır. Bunu da bu harekat başarmıştır” ifadelerini kullandı. “Filistin davasının sekteye uğradığını söyleyenlere bu Aksa Tufanı’ndan önceki şiddeti kim yapıyordu?”
Bu harekatın Mescid-i Aksa davasına zarar verdiği yönündeki eleştirilere de değinen Zuhri, “Bu füzeler fırlatılmadan, bu savaş başlatılmadan önce kim kime saldırıyordu? Kim kime şiddet uyguluyordu? Bilmiyor musunuz işgalci siyonistler her gün Filistin topraklarına saldırmaktaydı. Her gün gözyaşı vardı. Filistin davasının sekteye uğradığını söyleyenlere bu şekilde soru soruyoruz. Aksa Tufanı’ndan önceki kan ve şiddeti kim yapıyordu?” açıklamasında bulundu. “İslam alemi soykırımı nasıl kabul ediyor? Buna şaşırıp kalıyoruz maalesef”
Aksa Tufanı’nın Filistin halkının kutsal topraklarını korumak için başlatıldığını belirten Zuhri, “Bu savaşın başlatılmasının ana sebebi kesinlikle işgalci siyonistlerdir. Biz kendi vatanımızı korumak amacıyla başlatmış bulunmaktayız. Başka çıkış yolumuz yoktu. Arap memleketleri Gazze’den sivillerin çıkartılıp sürgün edilmesine karşı olduklarını dile getirmekle beraber Arap dünyası Filistin davasında maalesef birlik beraberlik içerisinde olamamaktadır. Bu nedenle gün geçtikçe İsrail’in baskısı ve düşmanlığı artmaktadır. Bunun yanında Batı ülkelerinin başta ABD olmak üzere onların katliama giren siyonist işgalcilerin yanında kaldıklarını, çok ciddi miktarda teçhizat gönderdiklerini görmekteyiz. Her türlü desteği veriyorlar. Bunu biz gördüğümüzde nasıl sessiz durup kabul edebiliriz? İslam alemi, Arap Birliği, insanlık bu baskıyı, soykırımı nasıl kabul ediyor? Buna şaşırıp kalıyoruz maalesef. Batı’nın tutumu genel olarak Filistinlilere düşmanca davranıyor. Bu eylemler bölgede bir savaşın ateşlenmesine yol açacaktır” ifadelerini kullandı.