Kahramanmaraş merkezli depremlerde 11 akrabasını kaybeden Hatay Büyükşehir Belediyesi çalışanı Mehmet Bayraktar, yıkılan kurum binasındaki evrak ve malzemeleri enkazdan çıkarmak için nöbet tutuyor.
Emlak ve İstimlak Daire Başkanlığı personeli 61 yaşındaki Bayraktar, Pazarcık ve Elbistan merkezli 6 Şubat'taki depremlerde yaşamını yitiren 11 akrabasının defin işlemlerinin ardından acısına rağmen belediye binası enkazının başına geldi.
Depremin 6. gününden itibaren iş makineleriyle yürütülen çalışmaları takip eden Bayraktar, "milli servet" diye tanımladığı belgeleri korumak için gönüllü çalışıyor.
Her sabah enkaz başına gelerek nöbet tutan Bayraktar, molozların arasında bulduğu evrak ve malzemeleri toparlıyor.
Bayraktar'ın kendisine yardım eden mesai arkadaşlarıyla muhafaza altına aldığı belgeler, kentin çeşitli bölgelerindeki prefabrik yapılarda çalışmalarını sürdüren daire başkanlıklarına götürülüyor.
Mehmet Bayraktar, AA muhabirine, Hatay'da deprem nedeniyle tarifsiz acılar yaşadıklarını söyledi.
Depremin ilk günlerinde yakınları için enkaz başında beklediğini anlatan Bayraktar, "İlk 5 gün enkazdan yakınlarımızı çıkardım. Daha sonra belediyemizin enkazına geldim. Enkazda 'Artık ne kurtarabilirsek' diyerek o günden beri çalışıyorum. Bilgisayarların disklerinden dosyalara varıncaya kadar birçok şeyi kurtardık. Bir nebze memleketimize faydası olsun, bir şeyimiz eksik kalmasın diye çaba harcadım." diye konuştu.
Bayraktar, vatandaşların mağdur olmaması için elinde geleni yapmaya çalıştığını belirtti.
"İnsan kurtarır gibi evrak kurtardık"
Çalışma arkadaşlarının da kendisine destek verdiğini aktaran Bayraktar, şunları kaydetti:
"Bu evraklar önemli çünkü vatandaşları mağdur etmemek amacıyla yapılan çalışmalar var. Bu çalışmaları ortaya çıkarmamız gerekiyordu. Enkazın içinde tırnakla kazıyarak zorla çekip aldık. Kepçe kazıyor, sen iniyor ve alıyorsun. İnsan kurtarır gibi evrak kurtardık. Büyük bir çaba harcadık. Bunun sonucunda gerçekten başardığımızı düşünüyorum. Bunların içinde belediyedeki daire başkanlıklarının hepsinin evrakları var. O günden sonra 'Bir parçamız kaybolmasın' diye gece gündüz buranın bekçiliğini yaptık. Şu an hala gidesim yok. Buraya yıllarımızı vermişiz. 'Acaba bu belediye tekrar ayağa kalkabilecek mi, bu parçalar yetecek mi' diye düşünüyorum."