Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop'un ev sahipliğinde İstanbul'da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği (İSİPAB) Konferansı 16. Oturumu sona erdi. Kapanış oturumunun ardından İSİPAB Türk Grubu Başkanı Orhan Atalay, üye ülkelerin imzaladığı 22 maddelik ‘İstanbul Deklarasyonunu' okudu.
İstanbul Deklarasyonu'nun girişindeki açıklamada maddeler halinde şu ifadeler kullanıldı:
“İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Üye Devletlerinin Meclis Başkanları, Delegasyon Başkanları ve Üyeleri olarak bizler, İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği'nin (İSİPAB) 09-10 Aralık 2021 tarihinde ‘Paylaşım, Vicdan ve İslam: Filistin, Göç ve Afganistan' teması ile İstanbul'da düzenlenen 16. oturumunda bir araya geldik. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Zât-ı Âlileri Sayın Mustafa Şentop'a bu Konferansın yüksek himayelerinde düzenlenmesi nezaketini göstermesi; böylece İslam dünyasını ilgilendiren güncel küresel meseleler üzerine verimli ve kaliteli bir tartışmanın yürütüldüğü müzakerelerin başarısı için tüm koşulları sağlaması nedeniyle en derin teşekkür ve şükranlarımızı ifade ederek;İslam İşbirliği Teşkilatı'nın (İİT) kurucu ilkelerine, özellikle diğer Devletlerin içişlerine karışmama,Devletlerin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine saygı gösterme ve ihtilafların diyalog ile barışçıl yollarla çözülmesi ilkelerine bağlılığımızı yineleyerek;Birleşmiş Milletler ve uzman kuruluşlarının, özellikle dünya barışının, bölgesel güvenliğin ve insan haklarına ve devlet egemenliğine saygının tesis edilmesine yönelik çalışmalarının geliştirilmesine olumlu ve verimli katkımızı sürdürme kararlılığımızı yeniden teyit ederek;İnsan haklarına saygının ve demokrasinin güçlendirilmesinin toplumlarımızın kalkınması, uyumu ve refahındaki asli rolünü yeniden teyit ederek;Parlamentolarımızın insan haklarına saygıyı, hoşgörüyü ve ayrımcılık yapmamayı ulusal ve uluslararası düzeyde teşvik etmedeki önemli rolünü ve sorumluluğunu hatırlatarak;Bölgesel ve küresel mesele ve krizleri vicdan ve paylaşımı ön planda tutan İslami bir anlayışla çözme çabalarının yararlılık ve gerekliliğine inanarak;Uluslararası toplumun, Arap-İsrail çatışmasının çözümünde özellikle Filistin halkının tüm meşru haklarından yararlanmasını ve başkenti Kudüs-ü Şerif olan bağımsız bir Devlet kurmasını ve böylece Filistinli mültecilerin Birleşmiş Milletlerin ilgili kararlarına uygun olarak anavatanlarına geri dönüş koşullarını sağlamadaki sorumluluğunu hatırlatarak;Afganistan'daki kritik insani durumun yanı sıra, devam eden terör tehdidi ve yüksek istikrarsızlık riskinden derin endişe duyarak;Süregelen bölgesel ve küresel sığınmacı krizinin ağır sonuçlarının bilincinde olarak ve mültecilere insanî yardım sağlamanın sadece ev sahibi ülkelere ve bölgedeki ülkelere yüklenemeyecek kadar büyük bir külfet olduğunu akılda tutarak;Irkçılık, yabancı düşmanlığı, İslamofobi ve nefret söyleminin dünya genelindeki rahatsız edici yükselişinden ve toplumlarımızın barış ve uyumuna karşı oluşturduğu büyük tehditten derin endişe duyarak;Kovid-19 salgınının, bu tehlikeli tehditlerdeki artışı şiddetlendirmek suretiyle halihazırda savunmasız durumdaki kişilere yönelik damgalama ve şiddetin artmasına yol açan olumsuz etkisinin farkında olarak;Yanlış bilgilendirme, dezenformasyon ve yalan haberlerin endişe verici oranda yayıldığı gerçeğini not ederek ve özellikle sosyal medya platformları üzerinden yayılan dezenformasyon ve yalan haberlerin halkı yanlış yönlendirmek, kutuplaştırmak, nefret suçları ile ayrımcılığı teşvik etmek için kullanıldığını ve İslamofobi, popülizm, ırkçılık ve yabancı karşıtlığının yükselişini artırdığını ve İSİPAB'a üye olmayan ülkelerdeki Müslüman azınlıklara yönelik şiddeti kışkırttığını endişeyle kaydederek;İslamofobinin, ırkçılığın en yaygın biçimleri arasında yer almasından derin endişe duyarak;İSİPAB'a üye olmayan ülkelerdeki Müslüman azınlık toplulukların maruz kaldığı insan hakları ihlallerinin, İSİPAB gündemine daha fazla dahil edilmesine ve kurumsal izlemeye ihtiyaç duyulduğunu vurgulayarak;Terör musibetinin kolektif güvenliğimize, istikrarımıza ve refahımıza yönelik risklerini ve İslam Dünyası'nın imajı üzerindeki haksız etkisini hatırlatarak ve terörizmle mücadelenin, terör örgütleri arasında ayrım yapılmaksızın kapsamlı bir strateji ile yapılması gerektiğini yeniden ifade ederek;İklim ve çevreye ilişkin eşi benzeri görülmemiş zorluklar ve bunların risk çarpanı olan doğasını derin endişeyle kaydederek;Kovid-19 salgınının insanlığa yönelik en hayati ve acil tehditlerden biri olduğunun ve herkes güvende olana kadar kimsenin korona virüse karşı güvende olmayacağının bilincinde olarak;Korona virüs hastalığına karşı tüm ülkelerin aşılara eşit, uygun maliyetle, zamanında ve evrensel erişiminin sağlanmasının önemini yineleyerek.”Deklarasyonun devamında maddeler halinde şunlar kaydedildi;“Filistin Davasının; Birliğimizin, ülkelerimizin ve halklarımızın kaygıları ve savunuculuk faaliyetlerindeki merkezi konumunu ve Birleşmiş Milletlerin ilgili kararları uyarınca, başkenti Kudüs-ü Şerif olan bağımsız bir Devlet kurmak amacıyla meşru haklarını arayan Filistin halkıyla dayanışmamızı yeniden teyit eder;Şehrin karakterini ve kimliğini değiştirmek amacıyla işgal kuvvetleri tarafından İslami ve Hıristiyan yerleşim yerlerinde ve Kudüs-ü Şerif sakinlerine yönelik yerleşim faaliyetlerini ve ihlallerini kınar;Birleşmiş Milletleri ve uzman kuruluşlarını, Filistin halkının yanı sıra işgal altındaki topraklarda bulunan anıtlar, mimari ve kültürel alanlar için gerekli korumayı sağlamaya ve işgalci İsrail kuvvetlerini Filistin halkına uygulanan haksız ablukayı kaldırmak için zorlamaya çağırır;Afganistan halkını oluşturan tüm etnik grupların temel insan haklarını koruyan kapsayıcı ve herkesi temsil eden bir siyasi sisteme yönelik desteğimizi vurgular;Uluslararası toplumu, etkin, şeffaf ve hesap verebilir mekanizmalar aracılığıyla Afganistan'a acil insani yardım sağlama çabalarını artırmaya ve Afgan halkının geçim kaynaklarını korumak için önlemler almaya çağırır;Kronikleşen mülteci durumlarını hafifletmek üzere adil yük ve sorumluluk paylaşımı çağrısı yapar;Üye devletler üzerindeki göç baskısını azaltmak ve yerinden edilmiş kişilerin güvenli, gönüllü ve onurlu bir şekilde geri dönüşleri için gösterdikleri çabaları desteklemeye yönelik ortak politikalar geliştirme ihtiyacını vurgular;Uluslararası toplumu, kaynak ülkelerdeki sığınmacı krizinin temel nedenlerini çözmek için ortak eylemlerde bulunmaya ve düzensiz göç akışlarının sürdürülebilir bir biçimde önlenmesi adına menşe ülkelerde asgari ekonomik, siyasi ve sosyal yaşam koşullarını sağlamaya yönelik politikalar geliştirmeye teşvik eder;İnsan ticareti ve göçmen kaçakçılığı ile mücadelede ve uluslararası koruma ihtiyacı olmayan kişilerin geri dönüşüne yönelik çabalarda operasyonel iş birliğinin geliştirilmesi gerekliliğinin altını çizer;Yanlış bilgilendirme, dezenformasyon ve yalan haberlerle uluslararası düzeyde mücadele edilmesinin önemini vurgular, uluslararası toplumun tüm aktörlerini bu sınamaların üstesinden gelmek için uluslararası standartlar ve mekanizmalar üzerinde çalışmaya çağırır;Uluslararası toplumu, özellikle Müslümanların giderek daha fazla şiddet içeren ayrımcılık, ırkçılık, İslamofobi ve nefret söylemine maruz kaldığı gayrimüslim ülkelerdeki tehlikeli eğilimlere karşı ortak somut adımlar atmaya çağırır;İslam İşbirliği Teşkilatı'nın 15 Mart tarihini “Uluslararası İslamofobi ile Mücadele Günü” olarak belirleyen kararını memnuniyetle karşılar ve uluslararası toplumu bahse konu günü tanımaya ve anmaya çağırır;Siyasi İşler ve Dış İlişkiler Komitesine İSİPAB üyesi olmayan ülkelerdeki Müslüman azınlık toplulukların yaşadıkları insan hakları ihlallerini ve karşılaştıkları zorlukları izlemek üzere özel bir komite oluşturması için yetki verir;İnsan haklarına, dinlere ve inançlara saygıya dayalı bir hoşgörü ve barış kültürünün her düzeyde desteklenmesi amacıyla küresel çaplı bir diyaloğu teşvik etmek üzere güçlendirilmiş uluslararası çabaların gösterilmesi çağrısında bulunur;Uluslarımızın ve diğer uluslararası ortakların mevcut ve gelecekteki güvenliği, istikrarı ve refahına yönelik büyük bir tehdit olmaya devam eden terörizmle mücadelede bölgesel ve küresel düzeyde ortak çabaların önemini vurgular;Terör propagandası, terör örgütlerinin finansmanı ve üye kazandırma faaliyetlerinin uygun şekilde üstesinden gelinebilmesi için terörizme karşı kapsamlı bir strateji benimsenmesi ihtiyacını kabul eder;Terör örgütlerinin kötü emellerine ulaşma amacıyla hak ve özgürlükleri kötüye kullanmasının önüne geçilmesinin önemini vurgular;Terör örgütlerine yönelik çifte standarttan kaçınma gereğini yineler;İklim değişikliğinin yıkıcı etkileriyle mücadele çabalarını arttırmak ve küresel iklim eylemine aktif bir şekilde katkıda bulunmak için ülkelerimiz arasında yakın iş birliği çağrısında bulunur;Güçlendirilmiş küresel iklim eylemine desteğimizi yineler ve iklim değişikliğine uyum ve dayanıklılık için iş birliğimizi ve ortak eylemlerimizi geliştirme taahhüdümüzü beyan eder;Uluslararası topluma, başta tüm insanlığın COVID-19 aşılarına ve tıbbi malzemelere zamanında erişimini sağlama bağlamında olmak üzere, dayanışma içinde daha eşgüdümlü çabalar göstermesi için çağrıda bulunur;Mükemmel çalışma koşulları, sıcak misafirperverliği ve konuk heyetlere gösterilen yoğun ilgiden dolayı Türkiye Büyük Millet Meclisine en derin şükranlarımızı sunarız.“