Türkiye’nin jokey yetiştiren tek eğitim merkezi olan Türkiye Jokey Kulübü Ekrem Kurt Apranti Eğitim Merkezi’nde öğrenim gören geleceğin jokeyleri, 3 yıllık yoğun ve zorlu eğitimlerden geçiyor. Ülkenin dört bir yanından gelerek burada bir çok eğitim alan öğrenciler, aidiyet duygusuyla disiplinli şekilde hedefleri için çalışmalarını sürdürüyor.
Jokey yamağı anlamına gelen aprantiler, birçok şampiyonun yetiştiği Veliefendi Hipodromu içerisinde yer alan merkezde eğitim görüyorlar. Haftanın 5 günü farklı çalışmalar yapılan okulda, kursiyerler günün ilk saatlerinde bağ kurdukları atlarla idman için hazırlıklarına başlıyor. Ahırlarda atların tımarlanması, yemi verilmesi, temizlik gibi çalışmaların yanı sıra eğitim merkezinin müfredatı kapsamında öğrenciler, teorik binicilik eğitimi, davranış bilimleri ve birçok dersin eğitimini alıyor.
3 yıl boyunca eğitim alan kursiyerlerin eğitim ve sağlık başta olmak üzere tüm masrafları Türkiye Jokey Kulübü (TJK) tarafından karşılanıyor. Bu yıl 31 Temmuz 2023 tarihinde sona erecek müracaatlar sonrası ağustos ayında bedeni yetenek, yazılı ve sözlü olmak üzere sınavlar yapılacak. Başarılı olan öğrenciler eylül ayında kayıtlarını yaptırabilme şansına sahip olacak. Zeynep Haldan Postalcı: “Öncelikle biniciliğe uygun şartlar arıyoruz”
Türkiye’de Jokey yamağı yetiştiren tek kurum olan merkezin 1985 yılından bu yana hizmet verdiğini ifade eden TJK Ekrem Kurt Apranti Eğitim Merkezi Müdürü Zeynep Haldan Postalcı, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine yaptığı açıklamada, “3 yıl boyunca kursiyerlerimize tatbiki binicilik eğitiminin yanı sıra teorik binicilik eğitimi, davranış bilimleri, İngilizce, spor kondisyon çalışmaları da yaptırmaktayız. Eğitim merkezimiz sporcu yetiştirmesi nedeniyle öncelikle biniciliğe uygun şartlar arıyoruz. Verdiğimiz eğitim ve öğretimi Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yürütülen at yarışları yönetmeliğinde belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yapıyoruz. İlköğretimin ikinci 4 yıllık kısmını tamamlamış olmak, 30-45 kilogram arasında bulunmak, 130-165 santimetre arasında boy uzunluğu ve 1 Ocak 2023 tarihi itibarıyla 17 yaşından gün almamış olmak şartlarını taşıyan adayların başvurularını 31 Temmuz’a kadar kabul edeceğiz” dedi. “Mezuniyetten sonra güzel bir iş bulma şansı”
Çocuklarının jokey olmasını isteyen ailelere de seslenen Postalcı, şunları söyledi:
“Eğitim merkezimizdeki eğitimleri 3 yılda başarıyla tamamladıkları takdirde hipodromlarda hem idmanlarda at çalıştırabilme, hem de koşulara katılabilme şanslarını bulacaklar. Başarılı olanlar Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından lisanslanıyorlar ve 150 yarışı kazanan apranti jokey olma hakkına sahip oluyor. Mezuniyetten sonra güzel bir iş bulma şanslarına sahip olabilecekleri için velilerimiz de bizim şartlarımızı taşıyan çocuklarını yönlendirmeleri için bekliyoruz.” Bercis Merdanoğlu: “Çocuklar aidiyet hissiyle okula bağlanıyor”
TJK Ekrem Kurt Apranti Eğitim Merkezi Müdür Yardımcısı ve Klinik Psikolog Bercis Merdanoğlu, 7 ilde at terapi merkezinin olduğunu ve onları sürdürdüklerini söyledi. Okulda farklı kültürden öğrencilerin eğitim aldığını belirten Merdanoğlu, “Türkiye’nin her yerinden öğrencilerimiz geliyor. Farklı illerden geldikleri için kültürel olarak değişik bir topluluk oluyoruz. 3 ay içerisinde hem doğudan hem batıdan gelen öğrenciler, kültürel olarak karmaşa yaşıyorlar, hem ev özlemiyle farklı bir yerde olmasıyla bir çatışma yaşanıyor. Ama bunun sonrasında çocuklarımızda bir aidiyet yaşanıyor. Aidiyet hissiyle okulumuza bağlı oluyorlar, böylelikle 3 yıl geçirmiş oluyoruz. Mezun olduktan sonra İstanbul’da yaşayan öğrencimizle, Adana’da yaşayan veya Diyarbakır’da yaşayan öğrencimiz birbirlerinin evinde birbirlerini misafir ediyorlar. Çok güzel bir kültürel paylaşım oluyorlar. Bu yüzden Türkiye’nin her yerinden gelen renklere sahibiz. Öğrencilerimizin belli bir boy ve kilo kriterlerimiz var. Genelde sınıflarında boylarının kısa olması, kilolarının az olması her zaman dezavantajken burada avantaja dönmüş oluyor. Burada o baskı gitmiş oluyor ve aidiyet oluşuyor” şeklinde konuştu. Ömer Ay: “Atların ne kadar asil, ne kadar sevecen olduğunu öğrencilerimize tanıtıyoruz”
Aprantilerin pistte yaptığı çalışmalar ve kursiyerlere verilen eğitimlerle ilgili bilgiler aktaran Baş binicilik öğretmeni Ömer Ay, “Haftanın 5 günü, her gün kendi içerisinde farklı çalışma programına sahibiz. Pazartesi günü öğrencilerin atlara daha yumuşak geçiş yapacakları gün oluyor. Salı start makinesinden çıkış çalışması, çarşamba günü ise 20 atın bir arada arkalı-ölü yan yana çalışma programlarını yapıyoruz. Perşembe günü grup çalışması yapıyoruz; cuma günü öğrencilerin atları belli bir hıza çıkartarak kendi yaptıkları meslek olan doğru kamçı tekniklerini uyguluyoruz. Atların ne kadar asil, ne kadar sevecen, ne kadar iyi hayvanlar olduğunu öğrencilerimize tanıtıyoruz. Öğrencilerimiz her gün farklı atların farklı psikolojilerini anlayabilmek ve o atlara iyi uyum sağlayabilmeleri açısından farklı atlarla değiştirebiliyoruz” diye konuştu. İyi bir jokey olmanın püf noktaları
Apranti okulunda eğitim gören çocukların hayatlarından feragat ettiğini belirten Ömer Ay, “Özellikle iyi bir sporcu olabilmek. Bu yapılan mesleğin aslında çok üst seviyelerde disipline, çalışma ahlakına ve sporcuda olmazsa olmaz dediğimiz zekiliğe ve çevikliğe ihtiyaç duyuyor. İyi bir jokey olabilmek için bir kere bu işi seviyor olmak lazım. Çünkü hayatınızdan feragat ediyorsunuz; sabah erken kalkmalar, aileden uzak kalmalar, sürekli yollarda olmalar. Karşılığında da dünyanın çok kısıtlı insanların yaptığı elit sporcu; ‘Kralların sporu, sporların kralı’ diye adlandırılan dünyanın her yerinde çok farklı yakınlığa sahip olan bir spor” diyerek sözlerini sonlandırdı. Sahada çalışabilmeleri için kilo çok önemli
Öğrencilerin beslenme programlarını belirleyen ve 3 yıldır okulda görev yapan Diyetisyen Muttalip Ayar ise şunları söyledi:
“İlerleyen dönemlerde jokey olacak, binicilik yapacak, profesyonel şekilde bu işi yapacak olan arkadaşlarla çalışıyoruz. Beslenme ve kiloları sahada çalışabilmeleri için çok önemli. Kilolarını belli bir seviyenin üzerine çıkardıkları zaman maalesef problemler yaşayabiliyorlar. Bunun için belli kilonun altında sporcuların olması gerekiyor. Burada biz onlara beslenme programları ve kendileri için uygun olabilecek menülerini belirliyoruz. Yılın belirli periyotlarında sağlık testlerini yapıyoruz. Üç ay bir, bazen ayda bir antropometrik ölçümlerini gerçekleştiriyoruz. Sporcularımızı, aprantilerimizi bireysel olarak takip etmeye çalışıyoruz. Öğrencilerin hedefi başarılı bir jokey olmak
Apranti Eğitim Merkezi 3. sınıf öğrencisi Yusuf Talha Akkaya, yapılan çalışmalarla ilgili bilgiler vererek, “Öncelikle sabah atlarımızın yemlerini verdikten sonra ahırlara girip temizlik yapıyoruz. Daha sonra yukarı çıkıp kahvaltımızı yaptıktan sonra hocalarımız tarafından günlük bineceğimiz atlar belirleniyor. Atlarımızın yanlarına gidip, atları hazırlıyoruz. İdmana çıkıp hocalarımızın bizlere verdiği direktifleri uyguladıktan sonra tekrar okula gelip, atlarımızı temizledikten sonra yukarı çıkıyoruz” dedi.
Okula giriş süreciyle ilgili de konuşan Akkaya, sözlerini şöyle tamamladı:
“Küçüklüğümden beri yaşıtlarıma göre fiziksel olarak küçük olduğum için babam her zaman ‘seni jokey yapacağım’ diye söylerdi. Daha sonra benim bu işi öğrendikten sonra bir gün sosyal medyada TJK’nın paylaşımı karşıma çıktı. Sonra gitmek istediğimi babama söyledim. Spor lisesinde bir başarım olmuştu oraya gitmekten vazgeçtim, buraya gelerek mülakatlara girdim ve kazandım. Ailem de çok mutlu oldu.”
Jokey olan akrabasının söylemiyle jokeyliğin hayalini kuran 3. sınıf öğrencisi Ömer Faruk Özen, pandemi döneminde kayıtların açıldığını öğrendikten sonra ailesiyle gelerek kayıt olduğunu söyledi.
Apranti Eğitim Merkezi’nden iyi şekilde hazırlanarak sahaya gitmeyi istediğini ifade eden Mehmet Ali Akgöbek (16) ise, şampiyon jokey Halis Karataş’ı örnek aldığını ifade etti.