İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ), 10 bin 700 öğrencisiyle 2023-2024 Akademik Yılı’na ‘merhaba’ dedi. Büyük coşku ve heyecanla gerçekleşen açılış töreninin onur konuğu olan Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Şeref Üyesi Prof. Dr. Emin Kansu, ‘Akademik Mikroçevrede Mentor ve Mentee’ başlıklı ilk ders konuşmasında bilgi ve deneyimlerini öğrencilerle paylaştı.
Ege Bölgesi’nin ilk vakıf üniversitesi olarak 2001 yılından bu yana eğitimdeki başarı dolu yolcuğunu sürdüren İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde 23’üncü akademik dönem başladı. İEÜ Konferans Salonu’nda yapılan açılış törenine İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu ve İEÜ Mütevelli Heyet Başkanı Mahmut Özgener, İEÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Hakan Abacıoğlu, üniversitenin mütevelli heyetinde de yer alan İZTO Meclis Başkanı Selami Özpoyraz, Ege İhracatçılar Birliği Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, İZTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cemal Elmasoğlu, İEÜ Önceki Dönem Rektörü Prof. Dr. Murat Aşkar, Medical Point Hastaneler Grubu CEO’su Veysi Kubba, İZTO Eğitim ve Sağlık Vakfı üyeleri, mütevelli heyet üyeleri, akademisyenler, üniversite çalışanları, öğrenciler ve davetliler katıldı. İlk ders konuşması büyük ilgi gördü
2023-2024 Akademik Yılı’nın ilk ders konuşmasını ise onkoloji ve hematoloji alanında birçok önemli çalışmaya imza atan, çok sayıda ödül alarak ülkemize gurur yaşatan, 2014-2018 yıllarında Enternasyonel Hematoloji Derneği’nde başkanlık görevini yürüten TÜBA Şeref Üyesi Prof. Dr. Emin Kansu gerçekleştirdi. ‘Akademik Mikroçevrede Mentor ve Mentee’ başlıklı sunumunda üniversite eğitiminde ön plana çıkan noktaları anlatan Prof. Dr. Kansu, öğrencilere de verimli bir dönem geçirmeleri için tavsiyelerde bulundu. Bilgi ve deneyimlerinin yanı sıra kendi anılarından da bahsederek öğrencilerle yaklaşık 1 saat önemli bilgiler paylaşan Prof. Dr. Kansu, uluslararası alandaki mentorluk kavramını ve yapılması gereken çalışmaları da detaylıca açıkladı. "Çok az ülkeye nasip olan bir zenginliğimiz var"
Törenin açılışında konuşan İEÜ Mütevelli Heyet Başkanı Mahmut Özgener, dünya genelinde artık sadece ülkelerin, ekonomilerin ve sektörlerin değil, kentlerin ve üniversitelerin de yarıştığına dikkat çekti. Özgener, “Benim çok önem verdiğim ve ülkemizin geleceği için çok değerli bulduğum bir konuyu dikkatlerinize sunmak istiyorum. 11 Eylül’de, ilk ve orta dereceli okullarda eğitim ve öğretim yılı başladı. Türkiye’de her sabah 19 milyon 156 bin çocuğumuz okul yolunda. 2 Ekim’de de sayıları 7 milyondan fazla olan üniversiteli gençlerimiz kampüslerine kavuştu. Bu çocuklarımız, Türkiye’nin geleceğidir. Ülkemizin nüfusunun yaklaşık üçte birine karşılık gelen bu pırıl pırıl 26 milyon öğrenci, çok az ülkeye nasip olan bir zenginliktir. Ancak bu, bize çok büyük bir sorumluluk da yüklemektedir. İnsanları birleştiren, iyileştiren, barış ortamını besleyen ve geliştiren üç büyük güç; sevgi, kültür ve eğitimdir. Onları çevrelerine duyarlı, etik değerlere bağlı, doğa ve insan sevgisiyle yoğrulmuş, kültürlü, çalışkan, iyi eğitilmiş ve toplumun çıkarlarını bireysel çıkarlarının önünde tutan faydalı bireyler olarak yetiştirmek temel amacımız olmalıdır” dedi. "Topluma öncü olmayı görev kabul ediyoruz"
Özgener, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bilginin ve teknolojik değişimin ortaya koyduğu bir gerçek, eğitimin artık sadece örgün eğitimle sınırlı kalamayacak olmasıdır. Bizler de üniversite olarak bu değişimin tam merkezinde yer alarak topluma öncü olmayı görev kabul ediyoruz. Bu nedenle akıllı öğrenme, öğrenmeyi öğrenme, aktif eğitim, hayat boyu öğrenme ve okul dışı öğrenme gibi kavramların çağdaş eğitim ve öğretim sistemlerimizin temelini oluşturmasına çaba göstermeliyiz. Bir üniversitenin sürdürülebilir başarısının kilit göstergeleri akademik kalite, nitelikli öğrenci ve yönetim kalitesidir. Bu üçünün ortak paydası ise bu öğelerin hem kendi içlerindeki hem de birbirleriyle olan iletişimi de kapsayan (good governance) iyi yönetişimdir.” "İzmir Ticaret Odası da üniversitemiz için bir şanstır"
İzmir Ticaret Odası olarak eğitime büyük önem ve destek verdiklerini ifade eden Özgener, “Üniversitemiz, nasıl İzmir Ticaret Odası’nın en önemli değeri ve şansı ise, İzmir Ticaret Odası da üniversitemiz için bir şanstır. Üniversitemiz bünyesindeki bütün disiplinler için ekonominin 80 sektör ve alt sektörünü bünyesinde barındıran Odamız, hem öğretim üyelerimiz hem öğrencilerimiz için dev bir laboratuvar niteliğindedir. Her alanda mevcut iş birliğini farklı bir boyuta taşımak için birlikte çalışmalıyız. Odamız, üniversitemiz ve vakfımızın ortak gücüyle eğitimde ve araştırmada iz bırakacak bir başarı hikayesi yazacağımıza olan inancım tam” diye konuştu. "Sizi dinleyeceğiz ve duyacağız"
İEÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Hakan Abacıoğlu, konuşmasında öğrencilere mesajlar vererek, “Sevgili öğrencilerimiz, bize anlam kattığınız için çok teşekkürler. Biz, öğrenci odaklı bir üniversiteyiz. Öyle olmaya da devam edeceğiz. Eğitimin başlıca paydaşı olarak geri bildirim vermekten, yönetimde sesinizi var etmekten kaçınmayın. Sizi dinleyecek ve duyacağız. Bunu bir söz olarak kabul edebilirsiniz” dedi. "Yeni çözümler üretmeliyiz"
Bilginin çok hızlı yayıldığı bu dönemde eleştirel düşünebilen, problem çözme becerisine sahip gençler yetiştirmenin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Abacıoğlu, “Bugün, internet üzerinden bilgi olağanüstü bir hızla yayılıyor. Ancak büyük bir bilgi kirliliği de var. Üstelik yayılmakta olan bilginin bir bölümü de yapay zeka kaynaklı. Doğru, güvenilir bilgiye ulaşabilmek her zaman önemliydi ama şimdi daha da önemli. İklim krizi, afetler, çevre kirliliği, biyoçeşitliliğin azalması gibi yaşamsal sorunları görmek ve anlamak gerekiyor. Bu küresel sorunlara, yeni çözümler üretmek zorundayız. Sizlere bu çözümleri üretebilmeniz için nitelikli bir akademik eğitimin yanı sıra bilgiye ulaşma, eleştirel düşünme, problem çözme, etkili iletişim, ekip çalışması gibi beceriler kazandırmak için elimizden geleni yapacağız. Bunu da bir söz olarak kabul edebilirsiniz. Hepimize birlikte başardığımız, umudun hiç eksilmediği, keyifli bir akademik yıl diliyorum” ifadelerini kullandı. "Ülkemiz ve insanlık için çalışacağım"
Bu yıl İEÜ’ye birincilikle yerleşen Tıp Fakültesi öğrencisi Doğa Cansın Okan, bilimin ve aklın yolundan giderek Türkiye ve insanlık için çalışacağını söyleyerek, “Burada düşüncelerimi söyleme şansına sahip olduğum için çok gururluyum. Benim için ülkemize ve insanlığa değer katmak, dokunmak ve iz bırakmak hiçbir zaman yüzeysel bir gaye olmadı. Bu, benim başlı başına hayat amacımı ve bir Türk genci olarak hayata karşı duruşumu oluşturdu. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında da kendime tekrar hatırlatıyorum; bilimin ve aklın bizlere tuttuğu meşaleyi daha ileriye taşımak en büyük sorumluluğum, hepimizin en büyük sorumluluğu. Kıymetli hocalarımdan öğrenebileceklerimi, bana katabileceğiniz her değeri çok büyük bir şans olarak görüyorum. İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin geniş olanaklarıyla ve çağdaş vizyonuyla dünya çağında başarılı işler yapacağıma dair inanıyorum” diye konuştu.