SAÜ Afet Yönetim Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Utkucu, merkez üssü Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan, 10 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlere ilişkin rapor hazırladı.
Raporda, Doğu Anadolu Fay Zonu'nda (DAFZ) depremlerin olduğu kesimin en son 1114 ve 1513'teki depremlerde kırıldığı, en az 500 yıldır deprem sessizliği bulunmasının yer bilimi çalışmalarında "sismik boşluk" olarak nitelendirildiği belirtildi.
Yapılan modellemelerde, "2023 Gaziantep depremi kaynaklı kosismik gerilme değişimlerinin 2023 Elbistan depremi kırılmasını tetiklediğinin" görüldüğü anlatılan raporda, Kuzey Anadolu Fay Zonu (KAFZ) ile DAFZ arasında etkileşim bulunduğu kaydedildi.İKİNCİ ELBİSTAN DEPREMİ GAZİANTEP DEPREMİYLE TETİKLENDİ
Raporda, bölgedeki fay segmentlerinin en son ve kısmen 1114 ve 1513 yıllarındaki depremlerle kırıldığına işaret edilerek, şu değerlendirmeler yapıldı:
"Bu durum söz konusu fay segmentlerinin en az 500 yıldır kırılmadığını ve sismik boşluk oluşturduğunu göstermektedir. Maraş Sismik Boşluğu'nun hem DAFZ hem de KAFZ boyunca meydana gelen depremlerin neden olduğu gerilme yükleri altında olduğunu göstermektedir ve şimdiki depremlerin geri plan depremlerle etkileşimi için makul bir zemin sunmaktadır. Elbistan depreminin (ikinci ana şok) Gaziantep depremiyle tetiklendiğini açıkça göstermektedir."BAZI YERLERDE TETİKLEME YAPAR
Rapora ilişkin değerlendirme yapab Utkucu, modellemeler yoluyla ilk depremin oluşturduğu gerilme yükünün ikinci depremi tetiklediğini söyledi.
Utkucu, geçmişteki sarsıntıların bu iki deprem üzerindeki etkisini de araştırdıklarını, ilk depremin olduğu yerde 1513, ikinci depremin meydana geldiği mevkide ise 1544'te deprem gerçekleştiğini belirterek, "Geçmişteki depremler orada gerilme yükü oluşturmuş. Yaklaşık 500 yıldır burada sessizlik vardı. Bu yer bilimlerince de biliniyordu. Maraş Sismik Boşluğu olarak literatüre girmiş bir yer." dedi.
Doğu Anadolu Fay Hattı'nda 19. yüzyılda gerçekleşen deprem serisinde bir tek "Maraş boşluğu"nun kaldığı ve bunun da son depremlerde kırıldığı yorumunu yapan Utkucu, depremlerle ilgili geniş çaplı araştırmayı gelecek günlerde yapacaklarını dile getirdi.
Murat Utkucu, deprem büyüdükçe kırdığı fayın da büyüdüğüne, buna bağlı olarak fay kırılma süresinin de arttığına işaret etti.
Utkucu, 1999'da merkez üssü Kocaeli'nin Gölcük ilçesi olan afette fay kırılmasının 32 saniye, aynı yıl 12 Kasım'da Düzce'de meydana gelen kırılmanın 12 saniye sürdüğüne, Kahramanmaraş merkezli depremdeki sürenin Gölcük'ün iki katı uzunluk gösterdiğine dikkati çekti.
Bu depremin, olası Marmara depremini tetiklemeyeceğini savunan Utkucu, "Bir fay hattı sadece tetikleme yapmaz. Bazı yerlerde tetikleme yapar, bazı yerlerde tetiklemekten uzaklaştırır. Hep kötü yönü düşünmeyelim. 100 kilometrelik bir fay 200 kilometre ileriyi tetikleyebilir, tetikliyorsa. Tetiklemekten de uzaklaştırabilir, rahatlatabilir. Bu faya 200 kilometre dersek, 300-400 kilometrede etki oluşturabilir. Bir tetikleme olması imkansız" değerlendirmesinde bulundu.
"Daha fazla deprem bilimci yetişmesi gerekiyor"
Utkucu, Türkiye'de bilinen üç sismik boşluğun, Kahramanmaraş, Erzincan'ın doğusundaki Yedisu ve Doğu Marmara olduğundan bahsederek, bazı fayların 10 bin, 5 bin, 3 bin senede bir kırılabildiğini söyledi.
Kahramanmaraş'taki depremin 200 kilometrelik fayı kırdığını öngördüklerini ve bunu kesinleştirmek için modelleme ya da arazi gözlemleri yapılması gerektiğini belirten Utkucu, deprem faylarına odaklanmış çalışmalara ihtiyacın bulunduğunu ve bunun yapılabilmesi için daha fazla deprem bilimcinin yetişmesi gerektiğinin altını çizdi.