UNESCO tarafından 1985 yılında Dünya Kültür Mirası ilan edilen ve Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinden olan Kapadokya Bölgesi’nin oluşumun Erciyes, Hasan ve Güllü Dağları ile alakasının olmadığı ortaya çıktı.
Coğrafya kitaplarında; Kapadokya bölgesinin 60 milyon yıl önce; Erciyes, Hasan Dağı ve Güllü Dağı’ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıktığı yazarken, yapılan son araştırmalarda Kapadokya bölgesinin Erciyes, Hasan ve Güllü dağıyla alakasının olmadığı ortaya çıktı. "Kapadokya kendi volkanik bacalarından oluştu"
Kapadokya Üniversitesi Kapadokya Jeolojik Miras ve Kaya Oyma Yapıları Uygulama ve Araştırma Merkezi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mutluhan Akın, "Kapadokya Bölgesi’ndeki volkanik kayaçların çoğu kitaplarda Hasan dağı, Erciyes ve Melendiz volkanlarının püskürmesi sonucu oluştuğu yazmakta. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanan coğrafya kitaplarında da bu şekilde tanımlamalar yer almakta. Ancak son zamanlarda yapılan bilimsel çalışmalar, İstanbul Teknik Üniversitesinde görevli bilim adamları tarafından yapılan çalışmalar ve radyometik yaş tayinleri bölgedeki volkanik istifin söz konusu volkanların Erciyes, Melendiz ve Hasan dağından oluşmadığını, bölgenin kendi içerisinde bulunan çıkış bacalarından meydana geldiğini göstermekte. Özellikle Derinkuyu ve Acıgöl bölgesindeki çıkış bacaları bölgedeki volkanik istifin oluşmasında en önemli merkezler olarak görülmekte” dedi. "Erciyes ve Hasan dağının yaşı daha genç"
Prof. Dr. Akın, yaşlandırma olarak bakıldığında da Kapadokya Bölgesini’nin oluşumunun Erciyes ve Hasan Dağının oluşumundan daha eskiye dayandığını söyleyerek, "Yaşlandırma olarak bakıldığında bölgedeki kayalar 5 ila 9 milyon yıl yaşındayken, Erciyes, Hasan ve Melendiz gibi Stratovolkan yaklaşık iki milyon yıl yaşında ve daha gençler. Bu nedenle başta Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanan coğrafya kitaplarında ve diğer bilimsel kitaplarda yer alan bu yanlışlığın da düzeltilmesi gerekiyor. Daha doğru tanımlamaların yapılması için bölgenin kendi içerisindeki çıkış bacalarından kaynaklandığının belirtilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.