Bu kutsal şehrin fethi, İslam dünyasında büyük bir sevinçle karşılandı. Kudüs, yeniden Müslümanların eline geçtikten sonra Selahaddin Eyyubi ilk iş olarak savaşın izlerini yok etti. Kubbet’üs Sahra ve Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa yeniden onarıldı. Selahaddin Eyyubi, Yahudilerin şehre dönmelerine izin verdi. Yayınladığı fermanla şehirde yaşayan Hıristiyanların ibadet haklarını resmileştirdi. Kudüs yeniden huzura kavuştu.
Tarih boyunca pek çok savaşa sahne olan Kudüs, I. Haçlı Seferi ile Hristiyanların eline geçti. Selahaddin Eyyubi, 2 Ekim 1187'de Kudüs'ü geri aldı.
Mescid-i Aksa, Kubbet’üs Sahra, Ağlama Duvarı, Kıyamet Kilisesi… Üç semavi dinin pek çok kutsal mekanı Kudüs’te bulunuyor. Dünyanın en eski kentlerinden biri olan Kudüs, binlerce yıllık tarihi boyunca çok sayıda savaşa sahne oldu. Kuşatıldı, yıkıldı, yeniden inşa edildi. Ortadoğu’nun bu gizemli şehri çatışmaların ortasında kalmaktan bir türlü kurtulamadı.
Kudüs, Hz. Ömer döneminde, 637’de İslam topraklarına katıldı. 1099’da ise I. Haçlı Seferi ile şehir Hristiyanların eline geçti. Ardından, bir Haçlı krallığı olan Kudüs Krallığı kuruldu.
Kudüs’ün kaderi Selahaddin Eyyubi’yle birlikte değişti. Selahaddin Eyyubi’nin hüküm sürdüğü yıllarda Kudüs Krallığı iç karışıklıklar yüzünden zayıf durumdaydı. IV. Baldwin’in ölümüyle boşalan tahta Lüzinyanlı Guy geçmişti. Kudüs Haçlı ordusu, 4 Temmuz 1187’de Selahaddin Eyyubi’nin ordusuyla karşı karşıya geldi.
Tarihe Hittin Savaşı olarak geçen kuşatmada Selahaddin Eyyubi, boğma stratejisi uyguladı. Selahaddin Eyyubi, şehrin su ve yiyecek akışını kesti. Etrafa büyük ateşler yaktırarak kuşatılanları dumana boğdu. Kral Lüzinyanlı Guy ve şövalyeleri kuşatmayı yarmak için surların dışına çıktı. Selahaddin Eyyubi’nin ordusu, şövalyelerin karşısında önce taktik gereği zayıfça savaşarak ikiye ayrıldı. Peşinden, Hittin Köyü civarındaki tepede Kral Lüzinyanlı Guy ve 150 kadar şövalye kıstırıldı. Hittin Savaşı sonunda başta Lüzinyanlı Guy ve kardeşi olmak üzere pek çok Haçlı şövalye esir alındı.
Sıra Kudüs’ü Haçlılardan geri almaya gelmişti. Selahaddin Eyyubi, 30 bin kişilik ordusuyla Kudüs üzerine yürüdüğünde takvimler 20 Eylül 1187’yi gösteriyordu. Tüm ordusunu Hittin Savaşı’nda kaybeden Kudüs Krallığı’nın şehri savunacak kadar askeri kalmamıştı.
Selahaddin Eyyubi’nin Kudüs’ü alacağına dair inancı tamdı. Kararlılığının en büyük kanıtı, “Ya bu uğurda ölür ya da şehri Haçlılardan alırım” sözüydü. Böylece, Selahaddin Eyyubi’nin ordusu şehrin surlarına dayandı.
Kudüs’ü İbelinli Balian koruyordu. Selahaddin Eyyubi ordusuyla birlikte surları ateş altına aldı. Karşı taraf da onları surlardan geçirmemek için zorlu bir mücadele veriyordu. Haçlılar şehri 60 bin kişiyle müdafaa ediyordu. Şehirde eli kılıç tutan kim varsa savaştaydı. Nihayet dirençleri 12 gün sonra kırıldı ve Kudüs teslim alındı.
Selahaddin Eyyubi, Kudüs’ü 2 Ekim 1187’de teslim aldı. Böylece, Kudüs’te 88 yıl süren Hıristiyan egemenliğine son vermiş oldu. Haber, Hristiyan dünyasında şok etkisi yarattı. Bu nedenle zaman kaybetmeden Kudüs’ü geri almak için harekete geçildi ve yeni bir Haçlı Seferi düzenlendi. “Aslan Yürekli Richard” olarak bilinen İngiltere Kralı I. Richard bir yıl boyunca Kudüs’ü kuşattıysa da başarıya ulaşamadı.
Bu kutsal şehrin fethi, İslam dünyasında büyük bir sevinçle karşılandı. Kudüs, yeniden Müslümanların eline geçtikten sonra Selahaddin Eyyubi ilk iş olarak savaşın izlerini yok etti. Kubbet’üs Sahra ve Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa yeniden onarıldı. Selahaddin Eyyubi, Yahudilerin şehre dönmelerine izin verdi. Yayınladığı fermanla şehirde yaşayan Hıristiyanların ibadet haklarını resmileştirdi. Kudüs yeniden huzura kavuştu.
Selahaddin Eyyubi ayrıca Hz. İsa’nın kabrinin bulunduğuna inanılan Kıyamet Kilisesi’nin anahtarlarını da iki Müslüman aileye teslim etti. Bunun nedeni, farklı Hristiyan mezhepler arasında kilise nedeniyle yaşanan gerilimlerdi. O günden bu yana Hristiyan dünyasının en kutsal mabetlerinden birinin kapısı her gün Müslümanlar tarafından açılıp her akşam Müslümanlar tarafından kapatılıyor.
Kudüs’ü Haçlılardan alarak adını tarihe yazdıran Selahaddin Eyyubi, 1138’de Tikrit’te doğdu. Babası Necmeddin Eyyubi, Selçuklu emiri İmadeddin Zengi’nin yanında görev yapıyordu. Çocukluğu Baalbek ve Şam’da geçti. İyi bir medrese eğitimi alarak sanat ve ilimle meşgul oldu. Öklid geometrisi, astronomi, matematik ve aritmetikle yakından ilgilendi. Mantık, felsefe, sosyoloji, fıkıh ve tarih öğrendi.
Selahaddin Eyyubi’nin askerlik hayatı, amcası Esedüddin Şirkuh’la başladı. Mısır’a gidecek orduya komutan olarak amcası Esedüddin Şirkuh atandı. Selahaddin Eyyubi de onunla birlikte seferlere katıldı. Mısır üzerine tam üç sefer gerçekleştirdiler. Bu seferlerdeki başarısıyla dikkatleri üzerine çekti. Amcası Esedüddin Şirkuh, seferlerden sonra 1169’da Mısır’ın yönetimini üstlendi ancak kısa süre sonra vefat etti. Bunun üzerine yerine 1171 yılında Selahaddin Eyyubi geçti.
Selahaddin Eyyubi’nin ilk işi, Mısır’da Abbasi halifesi adına hutbe okutarak Fatımileri ortadan kaldırmak oldu. Ardından Abbasi halifesi tarafından Suriye, Yemen, Filistin ve Kuzey Afrika’nın sultanı ilan edildi. Selahaddin Eyyubi’nin adını ölümsüzleştiren olay, hakimiyet sahasının genişlediği o yıllarda yaşandı. Ordusuyla birlikte 1187’de Haçlıların üzerine yürüdü. Hittin Zaferi’nin ardından 2 Ekim 1187’de Kudüs’ü Haçlılardan geri aldı. Hayatı savaşlarla geçen Selahaddin Eyyubi 4 Mart 1193’te vefat etti.