Muğla’nın Bodrum ilçesi Kissebükü Koyu’nda bulunan antik kent, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un katılımıyla gerçekleştirilen “Geleceğe Miras” projesinin lansmanına ev sahipliği yaptı. Bakan Ersoy, Türkiye’nin kültürel mirasını koruma ve gelecek nesillere aktarma hedefi doğrultusunda yürütülen kazı ve restorasyon çalışmalarına ilişkin önemli bilgiler verdi.
Kissebükü Koyu, Bodrum’un doğal ve tarihi zenginliklerini barındıran önemli bir bölge olarak öne çıkıyor. Arkaik Dönem’den Bizans Dönemi’ne uzanan geniş bir tarihi geçmişe sahip olan bu antik kent, özellikle Bizans Dönemi’nde piskoposluk merkezi olarak kullanılmasıyla dikkat çekiyor. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye’nin kültürel mirasını koruma ve bu zenginliği gelecek nesillere aktarma hedefiyle yürütülen “Geleceğe Miras” projesi kapsamında Kissebükü Antik Kenti’ni ziyaret etti. Ersoy’un gerçekleştirdiği lansmana, Muğla Valisi İdris Akbıyık, Bodrum Kaymakamı Mustafa Çit, kazı başkanı Doç. Dr. Hatice Özyurt Özcan ve çeşitli daire amirleri de katıldı. Bakan Ersoy, bölgedeki kazı ve restorasyon çalışmalarını yerinde inceleyerek, projenin detayları hakkında kamuoyunu bilgilendirdi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Kissebükü Koyu’nda düzenlenen etkinlikte yaptığı konuşmada, Türkiye’nin kültürel mirasını geleceğe taşımayı hedefleyen "Geleceğe Miras Projesi" kapsamında gerçekleştirilen çalışmalardan bahsetti. Bakan Ersoy, projeyle Türk arkeolojisinde yeni sayfalar açtıklarını ve antik kentlerimizin tüm görkemiyle ülkemizin kültür ve turizm hayatına kazandırıldığını belirtti. Ersoy, bugüne kadar İzmir, Denizli, Aydın, Muğla, Antalya ve Van gibi illerde yer alan önemli antik kentlerde projeler gerçekleştirdiklerini vurguladı. Kissebükü Antik Kenti: tarihin derinliklerinden gelen miras
Kissebükü Koyu’nun, Kıyı Karya’nın iki önemli antik kenti olan Keramus ve Halikarnassus’un kesişme noktasında yer aldığını belirten Ersoy, bölgenin Arkaik Dönem’den Geç Antik Dönem’e kadar uzanan bir tarihe sahip olduğunu söyledi. Bizans Dönemi’nde piskoposluk merkezi olarak kullanılan bu kentin, 6. yüzyıldan günümüze kadar gelen duvar resimleri ve mimari yapılarıyla dikkat çektiğini ifade etti. Ersoy, bölgenin diğer erken Hristiyanlık yerleşimlerinden farkının, antik bir kent üzerine değil, doğrudan Bizans yerleşim sistemine göre tasarlanmış olması olduğunu belirtti. Kamulaştırma ve kazı çalışmaları hız kesmeden devam ediyor
Ersoy, Kissebükü Antik Kenti’nde 32 bin 700 metrekarelik alanın kamulaştırıldığını ve dini yapıların bulunduğu 17 bin 100 metrekarelik bölümün 2024 yılında 55,2 milyon lira bedelle kamulaştırıldığını açıkladı. Bu sayede kamulaştırma sorununun ortadan kalktığını ve çalışmaların hız kazandığını belirtti. Ersoy, Kissebükü Koyu’nun kuzey sahilinde yer alan yapı grubunun, vaftizhane, kilise, hamam ve dini işlevli birçok yapıya ait kalıntıların yer aldığı bir dini merkez olduğunu söyledi. Ayrıca, bu alanın 2023 yılında kamulaştırılarak kazı alanına dahil edildiğini ve yapıları ortaya çıkarmak için yoğun çalışmalar yürütüldüğünü belirtti. Restorasyon ve koruma çalışmaları başlıyor
Bakan Ersoy, 6. yüzyıla tarihlenen ve bölgede az sayıda örneği bulunan dört yapraklı yonca planlı vaftizhanede kazı ve konservasyon çalışmalarının başladığını, 2025 yılında ise restorasyon çalışmalarının başlayacağını duyurdu. Ayrıca, Ala Kilise’nin kazı çalışmalarının da vaftizhane ile eş zamanlı olarak sürdürüldüğünü belirtti. Ersoy, Liman Kilisesi’nde restorasyon ve koruma çalışmalarının 2024 yılında başlatılacağını ve narteks mozaiklerinin restorasyonunun da planlandığını ifade etti. Geleceğe miras projesi kapsamında hedefler büyüyor
Bakan Ersoy, Kissebükü Antik Kenti’ne ören yeri statüsü kazandırmayı hedeflediklerini belirtti. Ziyaretçi karşılama merkezi, yürüyüş yolları, bilgi panoları gibi birçok yapının inşa edileceğini söyleyen Ersoy, dört yılın sonunda antik kentin yüzde 80’inde kazı ve restorasyon çalışmalarını tamamlamayı planladıklarını açıkladı. Bu hedeflere ulaşmak için toplam 800 milyon lira ödenek ayrıldığını da sözlerine ekledi.
Bakan Ersoy, konuşmasını, Türkiye’nin kültürel mirasını koruyarak gelecek nesillere aktarma kararlılığında olduklarını vurgulayarak tamamladı.