Turizm kenti Antalya’nın Elmalı ilçesinde tarihi binlerce yıla dayandığı tahmin edilen arı serenleri (kara kovan) ile Likya lahitlerinden esinlenerek yapılan tarihi tahıl ambarlarını koruyarak geleceğe taşımak amacıyla hazırlanan Kırkambar Projesi sona erdi. Proje çerçevesinde 16’sı ayakta 79 ve bin 658 ambar kayıt altına alındı. Tarihi yapının önündeki en büyük tehlikelerden birinin ise ambarların turizmde değerlendirilmek üzere bölgeden satın alınması olarak değerlendirildi.
Antalya’nın kuzeyinde yer alan Elmalı ilçesi kültürel ve tarihi mirasın korunması için Antalya Kültürel Miras Derneği koordinatörlüğünde, Antalya Büyükşehir Belediyesi, Avusturya’dan Diskeles Derneği ortaklığıyla yürütülen Avrupa Birliğince “Ortak Kültür Mirası: Türkiye ve AB Arasında Koruma ve Diyalog-II” programınca desteklenen “Kırkambar-Teke Yaylası, Elmalı’da Geleneksel Tahıl Ambarları ve Arı Serenlerinin Belgelenmesi, Sayısallaştırılması ve Tanıtımı Projesi” sona erdi. 16 uzman ekibin çalıştığı sahada bin 658 ambar, 16’sı ayakta olmak üzere 79 seren kayıt altına alındı. Kare kodlu levha takılan yapıları görüntüleyen kişi ambar ve seren hakkında detaylı bir bilgiye ulaşabiliyor.
1 yıl sürede tamamlanan projede ile tahıl ambarlarının ve arı serenlerinin belgelenerek korunması, yerel sahipliğin arttırılması ve alternatif turizm anlamında ilçeye yeni bir cazibe katması hedefleniyor. "Farkındalık oluşturma hedefi"
Antalya Kültürel Miras Derneği Başkanı Arkeolog Dr. Selda Baybo, Kırkambar Projesi’nin Elmalı ilçesinde gerçekleştirildiğini belirterek, bölgedeki tahıl ambarı ve arı serenlerinin belgelenmesi, sayısallaştırılması ve belgelenmesini içerdiğini kaydetti.
Projenin AB tarafından desteklendiğini dile getiren Baybo, “Derneğimiz ve Antalya Büyükşehir Belediyesiyle diğer kurumların ortaklığında gerçekleştirdik. 60 mahallede çalışma yapıldı ve bin 658 ambarı kaydettik. Bunların 678’inin sahibi oradaydı, diğer ambar sahipleri ile görüşemedik. 678 aile düşünüldüğü zaman en az 4 kişi olsa 3 bine yakın kişiyle yüz yüze görüşme imkanımız oldu. Onlara kırsal mirasın ne olduğunu, ambar ve arı serenlerinin önemi ve geleceğe aktarılması noktasında bilgiler verdik. Bir farkındalık geliştirmeye çalıştık. 4 aylık bir saha çalışması yaptık. 7 kültürel miras uzmanı, toplamda 16 uzman görev aldı. 17 bin kilometre yol yapıldı. 678 ambarın tam kaydı yapıldı ve levhaları çıkarıldı. Bu levhalarda kod var ve böylelikle bilmeyen bir kişi kodu okuttuğu zaman ambarın hakkında tüm bilgilere ulaşabiliyor” diye konuştu. "Kayıtlar daha eskiye gidiyor"
Arı serenleri hakkında da bilgiler veren Baybo, “16’sı ayakta olmak üzere 79 seren kaydettik. 63 tanesi yıkılmış. Son 40-50 yıldır yoğun bir yıkıma maruz kalmışlar. Kara kovan arıcılığı yerini fenni kovanlar almaya başlamış. Ambar ve serenlerinin tarihi bayağı bir eskiye gidiyor. Ambarlarla ilgili Osmanlı kayıtları var. Arı serenlerini bölgeye 1800’lü yıllarda gelen gezginler hep kaydetmiş. Bakıldığı zaman bu halkın hafızasında bugüne taşınmış bir mimaridir. Çok daha eskiye gidiyor. Sahadaki çalışmalardan sözlü elde ettiğimiz veriler 150-200 yıllık olduğunu gösteriyor ama kayıtlarla daha da eskiye gidebiliyor” dedi.
Baybo, arı serenleri ve ambarların kırsal turizm anlamında değerlendirilmesi anlamında da çalışmalar yaptıklarını belirtti.
Bölgenin kültür rotaları içine alınabileceğini belirten Selda Baybo, ilçenin doğası, tarihi, yemeklerinin bir arada sunulabileceğinin altını çizdi. "Turizm için satılıyor"
Bu çalışma ile bölgeye dikkat çektiklerini ifade eden Baybo, “Halk da bahçelerindeki tahıl ambarlarının kıymetli olduğunu öğrendiler. Yerel sahiplenme yükseldi. Satmayı düşünenler vazgeçti. Bahçede yer açmak için yakmayı planlayanları önledik. Herkes çocuklarına, torunlarına kalmasını istedi dedelerinin ismiyle. Eskimiş olduğu için yakmayı düşünenler var. Onun yanında daha çok tehdit oluşturan konu bunların özellikle sahilde turizm yapan yakın bölgelerdeki turizmcilerin gelip bunları satın alarak bunları değerlendirmeleridir. Ambarlar ya otelin bahçesinde bir biblo, çiftliklere oyun evi, görsel malzeme olarak görülüyor. Çok sevimli bir yapısı var, geçme tekniğiyle sedir ağacından yapılmış lego gibi. Her yeri ahşap olan bir yapı o nedenle çok rağbet görüyor. Turizmciler bunları ayrıca pansiyona çevireni de duyduk. Şu an en büyük tehlike bu. Bunun da önüne daha çok sahiplenmeyle geçebiliriz” ifadelerine yer verdi. "Halkla korumak"
30 Haziran’da tamamlanan proje ile bir alt yapı hazırladıklarının altını çizen Baybo, “Bunlar restore edilmek istenirse elimizde bir veri var, sayı var. Tanıtımına dair projeler yapılabilir. Bizim amacımız Antalya’daki tüm kültürel miras varlıklarını korumak. Bunu halkla beraber korumak ve bilgilenmektir. Belirli bir kuruma ya da gönderme yapmadan nasıl beraber koruruz geleceğe aktarırız bunu hedefliyoruz” açıklamasında bulundu. "Yüzde 70’i aktif"
678 kayıtlı ambarın yüzde 70’inin aktif olarak kullanıldığını kaydeden Selda Baybo, “Arpa, buğday, nohut, ceviz saklanıyor. Ancak son yıllarda hayvan yemi ambarı olarak kullanıldığını gördük. Kuru tarım arazisiyken bölgede sulu tarıma geçildi. Ambarını 20-30 yıldır ambarlarını kullanmayan çiftçiler son yıllardaki gıda krizinden dolayı ambarlarını doldurmaya başladığını da gördük” dedi. Seren ve ambar hakkında
Arılar için bir sığınak işlevi gören Elmalı’nın yaylalarındaki serenlerin tarihinin 5 bin yıl öncesine kadar uzandığı tahmin ediliyor. Serenlerin Likya lahitlerinden esinlenerek, yırtıcı hayvanların saldırılarından arıları korumak için yapıldığı biliniyor. Tarihi tahıl ambarları ise Likya mimarisinin izlerini taşırken, dayanıklı ve uzun ömürlü olan sedir ağaçlarından, metal çivi kullanılmadan yapıldığı görülüyor. Tahıl ambarları evlerin bahçesinde ayrı bir yapı olarak görülürken, binlerce yıllık sivil mimari geleneğinin önemli örnekleri arasında da yer buluyor.