Eskişehir'in Sarıcakaya ilçesine bağlı Beyyayla Mahallesi'ne Mardin'den gelen mevsimlik işçiler, meşe odunundan mangal kömürü üretimi yapıyor. Bin 400 rakımlı alanda yılın yaklaşık 8 ayı geçici çadırlarda yaşayan işçiler; ateş, duman ve kavurucu sıcağın altında gün boyu ekmek mücadelesi için çabalıyor. Sabahın erken saatlerinde traktör ile Orman Bölge Müdürlüğü'nün belirlediği alanlardan meşe odunlarını toplayan mevsimlik işçiler, günler süren mesai ile biriktirdikleri odunları piramit şeklinde diziyor. Sonrasında ise her tarafı toprak ve saman ile kaplanan odunlar, üst taraftan verilen ateş sayesinde 15-30 gün arasında içten içe yanıyor. Hazırladıkları ocak başında 24 saat nöbet tutan işçiler, yanmanın ardından soğutma çalışmaları yaparak mangal kömürünü hazır hale getiriyor.

“En az 2 hafta durmadan yanıyor”

Mangal kömürü üretiminin zahmetli ve uğraştırıcı bir iş olduğunu söyleyen mevsimlik işçi Mustafa Turgut, “Bu çok zahmetli ve uğraştırıcı bir iş. Dışardan bakınca rahat görünüyor ama çok zahmetli oluyor. Hazır hale gelmesi en az 40-50 gün arasında sürüyor. Öncelikle odunları kesiyoruz. Bu da en az 20-30 gün sürüyor. Ondan sonra o odunları topluyorsun. 20 römorkla bir ocak oluşuyor. Odunları dizdikten sonra üzerine samanla örtüyoruz. Sonra bunun üstüne toprak atıyoruz. Ocağın üst tarafından içeriye ateş bırakıyoruz. Ateş yavaş yavaş aşağıya doğru iniyor. Bu toprağın altında en az en uzun 30 en kısa 15 günde çıkıyor. Yani 2 haftalık bir süreçten sonra kömür çıkıyor. En az 2 hafta durmadan yanıyor. Yanma süreci bittiği zaman naylonla sararak 1 hafta bekletiyoruz. Soğuyunca da yavaş yavaş çıkartıyoruz” dedi.

“Bir nevi ormanı da temizliyoruz”

Kömür için kesilen odunların, işlevini yitirmiş ağaçlardan seçildiğini belirten Turgut, “Bir nevi ormanı da temizliyoruz. Mesela genç ağaçları bırakıp işlevini yitirmiş yaşlı ağaçları kesiyoruz. Çamı sıkıştıran meşe ağaçlarını kesiyoruz. Hem çamlar açısından hem de ormanı güzelleştirmek için bu kesimi yapıyoruz” diye konuştu.

Şevket Can Çikot - Aydın Sarıoğlu

HABERİ SİTEDEN OKU...