Yüzyıllardan beri farklı şekillerde aktarılmaya devam eden masallar, toplumsal duygu ve davranışların nesiller boyu devam etmesini de sağlıyor. Doç. Dr. Öğr. Üyesi Nezire Gamze Ilıcak ve Dr. Öğr. Üyesi Fatih Bal yaptıkları çalışmalarla masalların, çocukların sosyal iletişim becerilerini artırarak, çocuklar için yol gösterici olduğunu ifade ettiler.
Çocukluk dönemi, çocuğun algılarının en açık olduğu dönemlerden biri. Çocuk, nasıl ebeveynlerini sosyal beceriler konusunda taklit ediyorsa, duyduğu gördüğü davranışları da aynı şekilde kendine rol model olarak alıyor. İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi (İİSBF) Öğretim Üyelerinden Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden Doç. Dr. N. Gamze Ilıcak ve Psikoloji Bölümü’nden Dr. Fatih Bal yaptıkları çalışmalar sonucunda masalın, bir yandan çocuğun dil becerilerini geliştirirken bir yandan da çocukta kültüre dayalı milli ve evrensel değerlere karşı bir bilincin uyanmasını sağladığını belirtti. Geleceğe hazırlıyor
Doç. Dr. Öğr. Üyesi N. Gamze Ilıcak ve Dr. Öğr. Üyesi Fatih Bal’ın anaokulunda eğitim alan 4-6 yaş arası 32 çocuk ile yaptıkları çalışmalar, şaşırtıcı sonuçlar ortaya çıkardı. 15 gün boyunca “Masal Terapi” uygulaması yapılan çocuklarda, masalların sosyal beceri kazandırdığı ve bu sayede sosyalleşme sürecinde özellikle ikili ilişkilerde sağlıklı iletişime/etkileşime girmesine katkı sağladığı gözlemlendi. Bu yönden masalların çocuğun psikolojisinde ve gelişiminde olumlu etkisi olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Fatih Bal, “Masal, okuyucusunun/dinleyicisinin hayatına yön veren, kişiyi iyiliğe ve doğruluğa sevk eden, eğitici ve de eğlendirici bir türdür. Masallar; özellikle çocuklar için yol gösterici olan ürünlerdir. Çocukluk dönemi bireyin dünyaya bakışının ve şahsiyetinin oluşmaya başladığı en önemli dönem. Çocuğun dilsel, fiziksel, ruhsal ve zihinsel gelişiminin olumlu yönde tamamlanması onun gelecekteki yaşantısını da etkilemektedir. Dolayısıyla masallar çocukları geleceğe hazırlıyor” dedi.
Sosyal iletişim becerileri anaokulu döneminde gelişiyor
Masal ve çocuk arasında kuvvetli bir bağ bulunduğunu belirten Doç. Dr. Öğr. Üyesi N. Gamze Ilıcak, “Masallar sayesinde çocuklar doğruyu yanlışı; iyiyi kötüyü; ödülü ve cezayı öğrenmektedir. Ayrıca masallarda geçen deyim, atasözü vb. sözler dinleyicinin/okuyucunun dil dağarcığının genişlemesine de katkı sağlıyor. Olay örgüsü noktasında masallardaki motiflerin yönlendirici rol oynadığı yorumu da yapılabilir. Sosyal iletişim becerileri eğitim yoluyla kazanılan becerilerdir. Bu iletişim becerilerini çocuğun erken yaşta öğrenmesi onun gelişimine katkıda bulunacaktır” şeklinde ifade etti. “Sosyal ortama kendini ait hisseden çocuk, performansını en üst seviyede sergiler”
Masal ve psikoloji arasında gerçek bir bağ olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Bal ise, “Çocukların sosyal iletişim becerileri, ilk sosyal gruba katıldıkları zaman yani anaokulu döneminde hem daha iyi gözlemlenebiliyor hem de okula başlamadan önce çoğunlukla teknolojik aletler ve yalnızca ebeveynleri ile iletişim halinde oldukları için okul dönemi çok daha büyük önem taşıyor. Masallar kişinin dikkat ve algı becerileri ile ilgili doğrudan bağlantılı oldukları için okul döneminde çocukların sosyal iletişim becerileri masallarla desteklenebilir. Bu sayede çocuk, masalı dinleme sürecinde kötüyle özdeşleşmişse, masalın sonunda içindeki kötüyü yok etmenin rahatlığını, iyiyle özdeşleşmişse zafer kazanmanın hoşnutluğunu duyacak, bunları davranışlarını da uygulayacaktır” dedi.