Mersin Büyükşehir Belediyesi, İsveç Bölgeler ve Belediyeler Birliği, Türkiye Belediyeler, Çukurova Belediyeler ve Marmara Belediyeler Birliğinin ortak projesi olan, ‘Reslog yerel yönetimde rezilyans projesi’ çerçevesinde ‘Rezilyans değerlendirmesi ve göç ana planı çalışmaları’nın başlangıç toplantısı yapıldı.
Toplantıda, Mersin’in yoğun göç alan şehirlerden biri olması sebebiyle Büyükşehir Belediyesinin deprem, sel, göç gibi herhangi bir şokla karşılaşması durumunda, bu şoku karşılayabilme ve buna uygun aksiyon alabilme düzeyi, yeni dönem stratejik yaklaşımları ve bu bilgilerin rezilyans kavramıyla ilişkileri hakkında bilgiler aktarıldı. “Belediyelerin imkân sağlayıcı ortamlarını ve olanaklarını geliştirmelerine destek oluyoruz”
’Reslog yerel yönetimde rezilyans projesi’nin kilit uzmanı Sezin Üskent, projenin 2018 yılında Türkiye’de uygulanmaya başladığını ve İsveç Bölgeler ve Belediyeler Birliği, Türkiye Belediyeler, Çukurova Belediyeler ve Marmara Belediyeler Birliğinin ortak projesi ile gerçekleştiğini dile getirdi. Projenin İsveç hükümeti tarafından fonlandığını aktaran Üskent, Suriye göçünden önemli oranda etkilenen belediyelerin rezilyansını artırmaya yönelik çalışmalar yürüttüklerini ifade etti. Projenin çok boyutlu olduğunu ve toplam 5 çalışma alanı bulunduğunu söyleyen Üskent, “Yerel düzeyde yaptığımız çalışmalarda, ağırlıklı olarak çok katmanlı şoklara karşı çoklu rezilyans geliştirme çalışmaları yapıyoruz. Bunun içerisinde rezilyans değerlendirmeleri ve göç ana planlarının hazırlıkları var. Bir başka çalışma alanımız ise bütün bu edinilen tecrübelerin paylaşılabilmesi için geliştirdiğimiz bilgi zeminini geliştirme ve karşılıklı deneyim paylaşımı. 3.’ncü alan, politika geliştirme. Proje kapsamında ürettiğimiz bir göç politika belgemiz var. Dördüncüsü, birlikte yaşam desteği. Bunun içerisinde belediyelerin imkân sağlayıcı ortamlarını ve olanaklarını geliştirmelerine destek oluyoruz. Burada toplum merkezlerinden parklara kadar, her kaliteli temas ortamı buradaki çalışma alanını oluşturuyor. Belediyelerin sivil toplum kuruluşlarıyla iş birlikleri yapmaları ve birlikte yaşam hizmetlerini sunmalarına yönelik çalışmalar da yapıyoruz. Son alanımız da yerel ekonomik kalkınma. Son dönemlerde ekonomi, kalkınma, yeşil ekonomi çok önemli alanlar. Bu alanlarda da çalışıyoruz” dedi. “Rezilyans, belediyelerin şoklara karşı planlamasını önceden yapabilmesi ve hızlı aksiyon alabilmesini sağlıyor”
Rezilyans kavramını belediyeler açısından değerlendiren Üskent, belediyelerin herhangi bir şok durumu ile karşı karşıya kaldığında bu şoku karşılama ve adapte olabilme ve buna göre aksiyon alabilme süreciyle ilişkili olduğunu ifade etti. Sürdürülebilir kalkınmanın ve planlamanın temelinin rezilyans yaklaşımı geliştirmek olduğunu söyleyen Üskent, “Deprem, toprak kayması, göç ve seller de bir şok. Hatta önümüzdeki iklim kriziyle birlikte bu şokların sayıları ve çeşitleri de değişecek. Dolayısıyla bizler belediye olarak bu şoklara karşı planlamamızı önceden yapabilmek, en azından hızlı aksiyon alabilme alanlarımızı tarif edebilmek ve başımıza gelen şoklarla da nasıl başa çıkabileceğimizi tarif edebilmek için, rezilyans değerlendirmesi ve tematik planlama yaklaşımını yapmamız gerekir” ifadelerini kullandı.
Rezilyans kavramının, adapte olma kapasitesi ile oldukça ilişkili olduğunu aktaran Üskent, “Dolayısıyla bu kadar farklı departmanın bir araya gelmesi, Mersin’in bu adapte olma kapasitesini değiştirme ve güçlendirme hedefinin olduğunu gösteriyor. Mersin’in 2024 yılı göç ana planı hazırlık sürecinin ilk toplantısını yaptık. Önümüzdeki haftalarda bütün dairelerimizden şu anki rezilyans değerlendirmemizi ve planlamamızı göç özelinde yapacağız. Göçten nasıl etkilendiklerini tarif etmelerini ve bu göçten aldıkları etkileri cevaplarından öğrenmeye çalışacağız. Yani bu bir öz değerlendirme. Rezilyans değerlendirmesi metodunu kullanarak, her daire kendisini değerlendirecek” diye konuştu. “Yeni dönem stratejik plan hazırlıklarında çok büyük katkılar sunacak”
İlerleyen süreçte depremin etkilerine yönelik reslog çalışması da yapacaklarını belirten Üskent, reslogun Mersin için yapmış olduğu yerel ekonomik kalkınma analizini de kullanacaklarını dile getirdi. Daha sonra çalıştay düzenleyeceklerini de söyleyen Üskent, sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte ilerleyeceklerini ifade ederek, “Bu sefer bütün ortaklaşan alanlardan, öncelikli alanları belirleyeceğiz ve bu öncelikli alanlarda yapılması gereken hizmetleri ve projeleri tarif ediyor olacağız. Bu çalışmanın ilerleyen zamanlarda belediyenin yeni dönem stratejik plan hazırlıklarında çok büyük katkılar sunacağını ve belediyeye bir ufuk açıcı yol haritası tarif edeceğini düşünüyoruz” şeklinde konuştu. “Proje, Büyükşehir Belediyesinin tüm birimlerini ve MESKİ’yi kapsıyor”
Mersin’in yoğun göç alan bir şehir olduğunu ve her şehrin nüfusuyla ilgili belli bir kapasitesi olduğunu dile getiren Mali Hizmetler Dairesi Başkanlığında çevre mühendisi olarak görev yapan Ece Halisdemir, “Hem Suriye’deki savaş sonrasında hem de 6 Şubat depremleri sonrasında şehrimize yoğun göç aldık. Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında da şehrimize göçler oldu. Biz, 2024’te hazırlayacağımız stratejik planda bunu göz önüne alarak belli noktaları belirleyerek daha bilgili, daha sağlam adımlarla ilerlemeyi planlıyoruz. Burada ben stratejik plan ayağında belirlenen, Mersin’i geliştireceğimiz ortak alanlarda ve kapasite konusunda sıkıntı yaşadığımız noktaların belirlenmesinde ve stratejik plana yansıtılmasıyla ilgili çalışıyorum” dedi.
Projenin, Mersin Büyükşehir Belediyesinin tüm birimlerini ve MESKİ’yi kapsadığını dile getiren Halisdemir; projede Mersin’in güncel sorunlarının ön plana çıkartılması, rahatlıkla üstesinden gelinen konuların ise tespit edilmesi ve belirlenmesi üzerine oluşturulduğunu söyledi. Halisdemir sözlerinin sonunda ise Mersin’in her geçen gün daha da gelişmesi için kararlı adımlar attıklarını ifade etti.