TBMM'de basın toplantısı yapan ve deprem bölgesinde ki asbest tehlikesine dikkat çeken Abdurrahman Tutdere, “Adıyaman'da ve tüm bölgelerde en büyük tehlike ve tehdit ağır hasarlı binaların yıkım sürecidir. Depremde ilk etapta yıkılan binaların enkazları kaldırıldı. Şimdi ikinci aşamaya geçildi. İkinci aşamada ağır hasarlı binaların yıkım süreci başladı ve ilgili yönetmeliklere aykırı çok fazla iş ve işlemler yapılıyor. Şu anda yıkılan binalar nedeniyle şehrin üstü toz bulutlarıyla kaplı ve insanlar nefes alamıyor. Yıkım sırasında gerekli tedbirler alınmıyor, sulama yapılmıyor ve özellikle asbest de içeren kirli, tozlu hava ortalığa yayılıyor. Bu da orada yaşayan bütün insanlar için büyük bir tehlike oluşturuyor. Çocuklar, kadınlar, insanlar bu tozlu havayı soluyor” dedi.
Yıkım ve enkaz kaldırma işlemlerinin usule aykırı yapıldığını savunan Tutdere, “Bina yıktırılıyor, ayrıştırma işlemleri de binanın bulunduğu yerde yapılıyor. Düşünün yıkarken bir kere toz oluyor, bir de demirleri ve diğer malzemeleri ayrıştırırken ikinci bir toz bulutu çevreye yayılıyor. Bu da halk sağlığını tehdit ediyor. Şu anda hava ölçümleri yapılmıyor. Adıyaman'da ilgili yönetmelik uyarınca periyodik olarak hava ölçümlerinin yapılması lazım. Aksi takdirde vatandaşlarımızın sağlığı tehdit altındadır. Müteahhit rant peşinde, demirleri nasıl çıkarırım, bir an evvel buraları yıkıp kendi demirlerimi çıkarıp paramı nasıl kazanırım derdindeyken oradaki yaşayan yurttaşlar şu anda ciddi sağlık tehditleriyle karşı karşıyalar. Asbestli tozlar vatandaşlar tarafından solunmakta ve bu asbest de hem vatandaşlarda üst solunum hastalıklarına ve akabinde de çok ciddi kanser vakalarına sebebiyet verecektir. Bu konuda ileride vatandaşların karşılaşacağı halk sağlığı sorunlarının yaşanmaması için tüm kurumları göreve davet ediyorum. Aksi takdirde tablo deprem kadar ağır ve yıkıcı olabilir. Önümüzdeki yıllarda bu bölgelerde ciddi kanser vakalarıyla karşılaşma ihtimali söz konusu olabilir” ifade etti.
Enkazdan çıkartılan asbestli malzemelerin yerleşim yerinin yakınına döküldüğünü ileri süren CHP'li Tutdere, “Enkazlardan çıkartılan asbestli malzemelerin ilgili yönetmelik gereği şehrin ve yerleşim birimlerinin uzak mesafelerine götürülmesi gerekirken Adıyaman'da yine yerleşim birimlerinin tam dibine, dere yataklarına dökülüyor. Molozların döküldüğü yerde Organize Sanayi Sitesi var. Binlerce insan orada çalışıyor ve her gün bu toz bulutunun içinden geçiyorlar. Burada da gerçekten özensiz ve yasalara aykırı iş ve işlemler yapılıyor. Bu konuda da gerekli çalışmaların yapılmasını bekliyoruz.” şeklinde konuştu.
Depremden önce Adıyaman'ın musluk suyunun içilebildiği bir şehir olduğunu ifade eden Tutdere, “Depremden sonra içme suyunda bir türlü gerekli standartlar sağlanamadı ve şu anda kentin büyük bir kısmında içme suyu yok. Olan bölgelerde de içme suyu gerekli standartları sağlamadığı için içilemiyor. Dolayısıyla içme suyu sorununun da bir an evvel çözülmesi lazım. Musluktan akan suların içilmesi yasak olmasına rağmen yoksul insanlar temiz suya ulaşamadıkları için bu suları kullanıyorlar ve bu da halk sağlığı için ciddi bir tehdit ve tehlike oluşturuyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nı, Adıyaman Belediyesi'ni ve ilgili kurumları bir an evvel tedbir almaya, içme suyu şebekesindeki gerekli onarımları bir an evvel yapmaya ve halkın temiz suya erişim hakkına bir an evvel kavuşması için gerekli tedbirleri almaya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.