Güneydoğu’nun sıcak illerinden hayvanlarıyla birlikte Muş’un serin yaylalarına gelen göçerler, elde ettikleri sütle geçimlerini sağlıyor.
Zorlu göçün ardından Şenyayla ve Kozma Dağı yaylalarına ulaşan göçerler, yılın yaklaşık 5 ayını burada geçiriyor. Soğuk suları ve yeşil çayırları nedeniyle göçerler tarafından yoğun şekilde tercih edilen yaylalar, hayvancılık merkezi haline geldi. Her yıl yaylalarda hayvanlarını otlatarak elde ettikleri sütten peynir, yoğurt, tereyağı, çökelek ve ayran üreten göçerler, bunların satışını mandıracılara yapıyor. Geçimlerini bu yolla sağlayan göçerlerin hayatının büyük bir bölümü dağlarda geçiyor. “Kadınları yormamak için koyunları biz sağıyoruz”
Mardin’den Muş’un serin yaylalarına geldiğini anlatan besicilerden Ahmet Çoban, “3 ay burada kalacağız. Şu anda koyunları sağıyoruz. 3 ay sonra yavaş yavaş Mardin’e gideceğiz. Burada peynir yapıp mandıracılara satıyoruz. Hayatımızı bu şekilde sürdürüyoruz. Günde 2 defa sağım yapıyoruz. Hayvancılık gerçekten çok zor bir iş. Koyunları erkekler olarak bizler sağıyoruz. Kadınlara yardım ediyoruz. Kadınları yormamak için koyunları biz sağıyoruz. Kadınlara çok kıymet veriyoruz. Babam ve dedem de bu mesleği yapıyordu, bizde ailece bu işi devam ettiriyoruz. Başka bir iş yapmıyoruz. Hayvanlarımızı gece de otlatıyoruz” dedi. “Sütü peynir yapıp satıyoruz”
Mardin’den gelerek yılın 5 ayını yaylada geçirdiklerini anlatan besicilerden İnan Toğa ise kışın yine Mardin’e döneceklerini söyledi. Kış mevsimini sıcak bölgelerde geçirdikten sonra yine Muş’a geleceklerini ifade eden Toğa, “Elde ettiğimiz sütü peynir olarak satıyoruz. Genelde ürünümüzü mandıraya veriyoruz. Daha sonra ise kendi kışlık ihtiyaçlarımız için peynir, yağ üretiyoruz. Bizim hayatımız böyle geçiyor. Zorlu bir yaşam. Sabah ve akşam üstü olmak üzere hayvanlarımızı günde 2 kez sağıyoruz. Hayatımız hep yaylalarda geçiyor” diye konuştu.