İşte Mustafa Yürekli'nin bugünkü köşe yazısı:
Medya Platformu Derneği ve MİSMED Sosyal Medya Derneği’nin ortaklaşa düzenledikleri "Evlat Nöbeti Çalıştayı"nda Diyarbakır'da terör örgütü PKK'nın dağa kaçırdığı evlatlarını almak için HDP il binası önünde nöbet tutan ailelerin "dirayetli duruşu" ele alındı. Medya Platformu Derneği adına kapanış konuşmasını ben yaptım. Bir önceki ‘Ümmetin Anası Ağlıyor’ başlıklı yazıda o konuşmamı aktardım; metin uzamasın diye notlarımı bu üçüncü yazıya erteledim..
Çalıştay kapsamında Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi'ndeki çalıştay kapsamında, "Evlat Nöbeti Aileleri: Sosyolojik Profil ve Ortak Protest Kimlikler" başlıklı panel düzenlendi.
Panelde konuşan Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) Yönetim Kurulu Başkanı Fatmanur Altun, medyanın devasa bir mekanizma olduğunu ve devasa bir sermayeyle çalıştığını belirterek, toplumun kodlarının medya aracılığıyla değiştirilmeye çalışıldığını, bunun inorganik bir müdahale olduğunu ve insanların zihinlerine müdahale edildiğini anlattı.
Haber7 Genel Yayın Yönetmeni Osman Ateşli, uluslararası medya platformları ve arama motorlarının sistematik şekilde uyguladığı sansürü anlattı ve toplumda Diyarbakır anneleri hakkındaki haberlere duyulan ilginin azaldığına işaret etti.
Bu yazıda, Osman Ateşli’nin; medya gerçeklerini çarpıcı verilere dayalı bir şekilde değerlendirdiği o konuşmasından önemli üç tespitini aktaracağım.
MEDYA KARARTMASI GERÇEK
Osman Ateşli, Fatmanur Altun'un dile getirdiği medya karartmasının bir gerçek olduğunu söyledi.. Ateşli, Diyarbakır anneleriyle ilgili içeriklerin engellendiğini vurgulayarak şu değerlendirmeleri yaptı:
"Bir tarafta evet medyanın ihmali var ama diğer tarafta birileri tarafından karartma var. Arama motorlarına düşüyor bu içerikler. Algoritmalar sayesinde bu içeriklerin çok az görünmesi sağlanıyor. Nasıl LGBT içerikleri, İsrail meselesindeki içerikler görünmüyorsa bunların da görünmemesini sağlıyorlar.
Sosyal medyada paylaşım yapıldığında engelleniyor ya da ihtar gönderiliyor. Veya çeşitli teyit mekanizmalarıyla, ‘bu içerik gerçeği yansıtmamaktadır’ uyarıları gönderiliyor. Çok net bir şekilde sistem kurmuşlar aslında."
Dünya iletişim ağı, haberdar olma hakkını alıyor bütün bir insanlığın elinden. Medya, beyin yıkıyor, algı oluşturup zihinleri yönlendiriyor ve insanlığı küresel çapta sürü haline getirmeye çalışıyor. Küresel kitle, cahil, yoksul, bireyci, uyumsuz, saldırgan ve inatçı tiplerden oluşan sürü haline geliyor.
MEDYA OKURUNUN İLGİSİNİN AZALMASI
Toplumda da Diyarbakır annelerine ilişkin haberlere ilginin az olduğuna dikkati çeken Ateşli, "Mesela dün Haber7’de manşetten yaptığımız derleme haber 15 saatte sadece 6 bin 500 okundu. Çok küçük bir rakam. Aynı süre manşette kalan haberlerimizin ortalama okunmaları 40-50 bin. Mukayese edersek gerçekten çok korkunç bir rakam. Medya belki ilgi göstermiyor ama toplumun ilgi göstermemesi meselenin daha acı bir tarafı diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Haber7 tecrübesinden hareketle Osman Ateşli, önemli bir uyarıda bulunuyor: Medya okur ve yazarları olarak herkes kendini sorgulamalı. Başına gelen felaketi anlayamayan bir toplum haline getiriliyoruz..
KENDİMİZİ İFADEDE ZORLUK MU ÇEKİYORUZ?
"Maalesef biz muhafazakar, vatanını, milletini ve devletini seven insanlar hikaye anlatmakta zorluk çekiyoruz" değerlendirmesini yapan Ateşli şunları söyledi:
"Bir tane sanatçı müsveddesi ‘gerilla annesini oynamak istiyorum’ diyor. Bana ne, oynarsan oyna. Ama buna toplum olarak biz dersini vermedik. Bu kadın ondan sonra çıktı onlarca dizide filmde oynadı. Topluma rol model oldu. Geçtiğimiz hafta sahneye çırılçıplak çıkan sanatçıya gerekli dersi veremedik. Biz sustuğumuz zaman bunlara maruz kalmaya devam edeceğiz.
Diyarbakır anneleriyle üretilen haber sayısı, bahsettiğim sanatçı müsveddeleri hakkında çıkan haber sayısıyla mukayese bile edilemez. Diyarbakır anneleri hakkında 3 yılda, bunlar hakkında bir yılda üretilen haber sayısının yüzde 1’i kadar bile haber üretilmedi. Bu rakamlarla meseleye bakmak lazım. Yazar çizer tayfası, sanatçı tayfasının bu meseleye sahip çıkması lazım. Diyarbakır anneleri HDP önüne oturduğu zaman üç beş sanatçı oraya gittiler. O gün bu gündür oralara giden, arayan soran yok. Artık bu meseleyi daha çok gündemde tutmak gerektiğini düşünüyorum."
Hikayemizi kaleme almadığımı acı bir gerçek. Kitapçı raflarını dolaşanlar, Gezi Parkı eylemine ilişkin 70 tane kitap bulabilir. Peki 28 Şubat için, 27 Nisan için, 15 Temmuz için aynı şekilde onlarca kitap yazılabildi mi? Terör sorunu yeterince anlatılabildi mi? Daha doğrusu ülke olarak hangi meselemizi şöyle enine boyuna anlatıp içeriyi dışarıyı aydınlatabildik?
TEBRİK
Haber 7, yayına başladığı 2004’ten beri yazıyorum. Kanal 7’de, Ülke TV’de, Radyo 7’de ve Haber 7’de sorumlu yayıncılık yapıldığını gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Diyarbakır annelerine ilgi azalmayacak inşallah! Temel meselelere millet evladı olarak bakmaya devam edilecek; bundan eminim..
Haber7 Genel Yayın Yönetmeni Osman Ateşli’yi dinlerken göğsüm kabardı. Haber 7’yi emin ellerde görmek huzur veriyor. Osman Ateşli, "Evlat Nöbeti Çalıştayı"na büyük destek verdi, bunu ifade etmek gerekir. Teşekkür ediyorum.
Kanal 7 yayın grubunda 25 yıldır yapımcı, yazar olarak çalışıyorum; belgesel hazırlayıp sunuyorum. Milletimize hizmet amacını ve Anadolu ruhunu paylaşıyorum çalışma arkadaşlarımla. Bizlere bu imkanı veren Kanal 7 yayın grubu yöneticilerine teşekkür ediyorum.
Osman Ateşli kardeşimi ve onun şahsında tüm Haber 7 çalışanlarını, tüm Kanal 7 yayın grubu çalışanlarını tebrik ediyorum, başarılı yayınlarının devamını diliyorum. Gönül dolusu sevgi ve duayla selamlıyorum kardeşlerimi..