Ali Kılıç Özbek, nitrata hassas bölgelerin kangren olmuş kol olarak görülmemesi gerektiğini belirterek, bu alanların önlem alınmadığında yeraltı ve yerüstü suyu bakımından elden çıkacağını söyledi.
Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Tarımsal Çevre ve Doğal Kaynakları Koruma Daire Başkanlığı tarafından 'Nitrata Hassas Bölgelerin Belirlenmesi ve Eylem Planlarının Hazırlanması Projesi' Akdeniz Bölgesi Paydaş Toplantısı Adana'da yapıldı. Toplantının açılışında konuşan Tarımsal Çevre ve Doğal Kaynakları Koruma Daire Başkanı Ali Kılıç Özbek, Türkiye'de 4 bin 836 istasyonda yeraltı ve yerüstü sularında nitratı, değişik parametrelerle izlediklerini belirterek, daha sonra bu verilerin 'Nitrat Bilgi Sistemi'ne (NİBİS) kayıt yapıldığını kaydetti.
Nitrat işini annesinin ifadesi ile iğne oyasına benzeten Özbek, “Burada biraz Ar-Ge, biraz bilimsellik var, bir de uygulama var. Biz uygulayıcı bir genel müdürlüğüz. Yeraltı ve yerüstü sularıyla ilgili 2008 yılından beri yapılmış 2 milyondan fazla analiz sonucumuz var. Nitrata hassas alan kangren olmuş kol değildir. Eğer önlem almazsak orayı yerüstü ve yeraltı suyu bakımından elden çıkaracağız. Bu konu üç bileşenden oluşuyor. Gübreyi nasıl kullanacağız, araziyi nasıl yöneteceğiz ve sulama. Bunları göz önüne alarak eylem planları oluşturduk” dedi. Özbek, üretimin devam edeceğini belirterek, “Ama koruma ve kullanma dengesinde, toprağı- suyu bozmadan ve kirletmeden kullanacağız. Bunu yaparken de bu eylem planlarını uygulayacağız” diye konuştu.
TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezinden Prof. Dr. Burcu Özsoy da hem yer üstü hem de yeraltı sularında nitrata hassas bölgelerin belirlenmesi amacına özel bir yöntem geliştirildiğini ve bunun 25 havzada uygulandığını söyledi. Bölgelere özel tedbirler belirlenerek bu tedbirlere ait fayda maliyet analizi çalışmalarının tamamlandığını kaydeden Özsoy, “25 havzada elde edilen söz konusu proje çıktıları, paydaşlarla bu toplantılarda paylaşılmaktadır. İçinde bulunduğumuz yüzyılda toprak ve su en önemli stratejik maddeler olarak kabul edilmektedir. Çevre sorunlarının artması da kullanılabilir su kullanımını kısıtlamaktadır. Artan dünya nüfusu ve buna paralel olarak artan su talebi, su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımını mecburi kılmaktadır. Yerleşim yerleri ile sanayi bölgelerinin atık suları tarım alanlarını drenaj suları azot, fosfor ve karbon gibi besin maddeleri yüzeysel sulara taşımakta ve bu maddeler su havzalarının ekolojik yapısını bozmaktadır” şeklinde konuştu.
Adana İl Tarım ve Orman Müdürü Muhammet Ali Tekin de Adana'nın 5 milyon dekar tarım arazisine sahip olduğunu ve bunun 3 milyon dekarının sulandığını, yakın zamanda 1 milyon dekar alanının da sulamaya açılmasıyla topraklarının yüzde 80'inin sulanacağını söyledi. Tekin, “Nitratın etkisini azaltmak ve topraklarımızı çoraklaşmadan, tuzlanmadan, aşırı derece yeraltı suyu baskısından kurtarmak amacıyla sulama ve gübrelemeden kaynaklı toprağın yok olmasına neden olan etmenlerin ortadan kaldırılması gerekiyor” dedi.
Toplantıda Adana, Hatay, Kahramanmaraş, Gaziantep, Osmaniye ve Aksaray'dan katılan paydaşlara tarımsal kirlilik, nitrata hassas bölgeler, nitrat eylem planları hakkında TÜBİTAK, Isparta Uygulamalı Bilimler, Çukurova ve Harran Üniversitesinden akademisyenler tarafından yapılan çalışmalar hakkında bilgi verildi.