Burdur'da yaşayan Mehmet Bedel, yaklaşık 40 yıldır evinin altında oluşturduğu atölyede babasından öğrendiği mesleğini oğullarına öğreterek yaşatıyor. Teke yöresi illerinden Burdur ile özdeşleşmiş ve coğrafi işaret ile tescillenmiş sipsinin yanı sıra üflemeli sazlardan olan kaval ve zurnayı atölyesinde üreterek Türkiye'nin dört bir yanına gönderiyor.
Kendi topladığı kamışları falçata yardımıyla ince ince keserek şekil veriyor. Daha sonra tüp üzerinde ısıttığı demir çubuklarla ölçüsüne göre gövdeye delikleri açıyor. En son ise akort yapmaya yarayan ipi, ağızlık denilen kısma bağlıyor. Böylelikle son halini alan sipsi, yöreye ait eşsiz melodileri çalmaya hazır hale geliyor.
Aynı zamanda atölyesinde kaval ve zurna da üreten Bedel, yine kendi topladığı odunları yontarak siparişine göre son şeklini veriyor. Daha sonra zımpara yardımıyla pürüzsüz hale getirilen odun parçaları, santim santim ölçülerek açılan deliklerin ardından huzur veren üflemeli saz haline geliyor.
“İki oğlum var, ikisi de bu aletleri hem yapıyor hem de çalıyor”
Mesleğini oğullarına öğreterek genç kuşaklara aktarmaya çalıştığını belirten Bedel, “Yaklaşık 40 yıldır bu mesleği sürdürüyorum. Sipsi, kaval gibi nefesli sazların hepsini yapıyorum. Babam müzik aletleri imalatçısıydı. Biz de onun izinden giderek devam ettirdik. Benim 2 oğlum var. İkisi de bu aletleri hem yapıyor hem de çalıyor. Küçük oğlum benimle beraber atölyede kaval, sipsi ve zurna yapımını öğrendi. Bu işi gelecek kuşaklara aktarmaya çalışıyoruz. Ürettiğimiz ürünler Türkiye'nin her yerine gidiyor. Uzun yıllar olduğu için herkes tarafından tanınıyorum. Atölye bazında benden başka üreten yok. Çalanlar kendileri yapar zaten” dedi.
Fadıl Kösedağ - Ali Kapan