Beşiktaş Teknik Direktörü Önder Karaveli, TRT Spor yayınında açıklamalarda bulundu.Önder Karaveli'nin açıklamalarından satır başları şöyle:
"Aslında planlarımız arasında burada (Antalya) kamp yapmak yoktu. Ancak İstanbul'daki hava koşulları bizi buraya getirdi. Oradaki durumdan dolayı kaçtık. Her şey güzel gidiyor. Takımım iyiyse, ben de iyiyim."
"Ben geçici birkaç maç için göreve gelmiştim. O maçlar oynandıktan sonra önümüze bakacaktık. Kayseri maçı çok keyifli geçti. Oyuncularla geçirdiğimiz iki gün son derece pozitif geçmişti. Oyuna dair çok da fazla bir dokunuşumuz olmadı. Sadece biraz keyfi kaçmış, son zamanlarda maç kazanamayan, morali düşük takıma samimi davranmaya, olumlu yaklaşmaya çalıştık. Ve maçta da bir 2-1'den 4-2'ye gelen geri dönüş öyküsü oldu. Gol sevinçleri, taraftarla oyuncuların bütünleşmesi harika bir enerji ortaya çıktı. Maçın bittiği an o kadar harika bir ortam oluştu ki o anları çok netleştiremiyorum. O günden bugüne bende çok da bir şey değişmedi. Beşiktaş A Takımı'nı en doğru şekilde hazırlamak, en doğru şekilde çalıştırmak için çalışıyorum. Hayatıma da böyle devam ediyorum."
Antalya ile oynanan Süper Kupa hikayesi...
(Emirhan İlkhan hakkında) "Risk almadım, iyi bir oyuncu adayını sahaya çıkardım. Oyun, akış ve pozisyonu gereği sahaya çıkardım. O da isteklerimize fazlasıyla karşılık verdi.
"Süper kupa maçı benim için hayal gibiydi. Oyunculara geçen seneden bu kupayı ne kadar hak ettiklerini hatırlattım. İki kupayı aldınız ve bu kupayı da en fazla hak eden sizsiniz dedim. Hazırlanırken biraz olumsuz şeyler yaşadık. Kovid durumları oluştu. Orada bazı oyuncuların bizimle olamayacağını anladık. Oyuna başlama planı olan oyunculardı. Bizde sayı çok fazlaydı. Beşiktaş'ın çok geniş oyuncu kadrosu var. Bir takım mutlaka bulursunuz ve o takım mutlaka değerli bir takımdır. Sonuna kadar oyundan vazgeçmedik. Büyük bölümü bizim üstünlüğümüzde geçti. İlk yarısında maçı bitirebilirdik. İkinci yarıda zor anlar yaşadık. Bazen oyun dengelendi. Ama sonucuna baktığımızda belirlediğimiz penaltıcılar doğru vuruşlar yaptı. Ersin de kurtarışlar yapınca... Kupaya uzandık. Kupayı almak, bunun teknik direktör olarak bir parçası olabilmek beni çok mutlu etti"
Beşiktaş'a geldiğinizde ne eksikti, problem sizce neydi?
"Beşiktaş'a gelmeden maçların %90'ını seyrediyordum zaten... Sadece skor olarak kazanılamayan maçlar olarak görüyorum. Oyun olarak Beşiktaş iyiydi. Önemli bir teknik adam, figür kulüpten ayrılmıştı. Oyuncuların kafaları karışıktı. Yapılacak en doğru şeyin onların yanında olduğumuzu göstermek olduğunu düşündüm. Birtakım pozisyon değişiklikleriyle, oyunculara dokunuşlarla bir şeyler yapmaya çalıştık. Bunun da etkisini gördüğümüzü düşünüyorum""3'lü savunmayla oynamak istiyoruz"
"Biz 3'lü savunmayı ilk defa Rizespor maçında oynamadık. Kupa maçının son anlarında Welinton'u oyuna alarak da oynadık. O sistemi düşünüyorduk aslında ama maçlar bizi oraya götürmüyordu. Göztepe 3'lü oynuyor, Antalya 3'lü oynuyor. Kupa maçında Welinton ile oynadığımız bölüm bize cesaret verdi. 3'lüyü oynarken merkez orta sahada Rize maçında kullandığımız oyuncular Necip ve Josef'ti. O gün 3-4-1-2 oynamıştık. Güven ve Batshuayi'yi kullanmıştık. O oyun görkemliydi. Çok fazla gol pozisyonu ürettik. Rizespor bizden böyle bir oyun beklemiyordu. İlk ayrı bitene kadar onlar da ne yapacağını bilemedi. 3'lü tandemde mümkünse en soldaki stoperinizin sol ayaklı olması oyun kurulumunda çok fayda sağlayan bir durum. Vida-Necip ikilisiyle çok iyi ve doğru oyunlar oynadık. Maalesef duran top golleri yiyerek bitirdiğimiz maçlar oldu. Biz 4-4-1-1 oyununu da oynadık. 3'lü savunma için de planlar yapıyor, oynamak istiyoruz. Farklı formasyonlar kullanacağız ama aslolan hedef oyuncuları atak ve savunmada doğru pozisyonlar almasını sağlamak."
Cyle Larin'in Malatya maçında oynamaması...
"İnsanların bununla ilgili meraklanması çok doğal geliyor. Larin geçen seneki şampiyonluğa çok etki etmiş bir oyuncu. Kanada Milli Takımı'nda da yer alıyor. Göreve başladığımdan bu yana gerek Başkanımız gerekse Ceyhun Bey teknik konularla ilgili, oynatma veya oynatmama konusunda bana hiç kimse bir kelime bile söylemedi. Bu da bana Beşiktaş'ın saygınlığını gösteren bir işarettir. Daha önce de bunun yaşanmış olduğunu düşünmüyorum Çok net söylüyorum benden sonra da Beşiktaş Kulübü'nde böyle bir şey olamaz. Malatya maçında 4-4-1-1 kararını verdik ve Alex sakatlıktan dönmüştü. Çok özel bir oyuncu olduğunu düşünüyorum. Alex de fiziksel olarak yeteri kadar hazır değildi. Hala da hazır değil ama hazırlanmaya gayret ediyor. Süresini uzatıyor. Larin'i biz Malatya maçlarının öncesindeki maçların tamamında kullandık. Larin'i dinlendirmemiz de gerekiyordu. Josef'i dinlendiremedik Malatya maçında sakatlandı. Pjanic, Rıdvan ve Rosier'de de olabilirdi. Neden o gün Larin'i kullanmadık. Sebebi bu. Neden ısınmaya kalkmadı? Malatya 5'li savunmayla oynuyordu. Malatyaspor'a karşı hiçbir takım bu kadar pozisyon bulamamıştır. Savunmanın dengesini bozmak için dribbling yapan bir isim bulduk. O isim de Emirhan İlkhan'dı. Sonuç olarak o gün Larin sahaya girmedi ve son sözü söylüyorum %100 teknik bir karardı. Artısı da eksisi de bana aittir."
Transfer düşünceniz var mı, yönetimle bunu konuştunuz mu?
"Belki bütün medya atladı. Biz transfer yapmaya başladık. Biz transferlere başladık. Kerem Kalafat'ı getirdik. Takım içinden yeni oyuncular, daha az süre bulan oyuncuları daha fazla oyuna sokmaya çalışıyoruz. Alex artık bizimle... Çalışıyoruz. Mart ayında N'Koudou bizimle başlayacak. O tarz bir oyuncuya çok ihtiyacımız var. Demir Ege Tıknaz bizimle, Necati Bilgiç merkez orta saha, Emre Can Terzi sol bek, Emirhan Delibaş bir kanat oyuncusu şu anda... Ben onu Rachid'le eşleştirmeye çalışıyorum. 10 numara pozisyonunda oynayan bir oyuncuydu ama ben onu direkt kenardan oyuna nasıl katkı yapacağını anlattım. Dribbling, çalım, şut her şeyi var. O da kenarda oynamaya başladı. Bizim kış transferlerimiz bu oyuncular..."
"Necip Uysal artık bizim net stoperimiz"
"Bir savunma oyuncusu için maçı sıfır hatayla bitirmek pek mümkün değil. Serdar Saatcı Ajax maçında önemli bir performans gösterdi. Serdar'ı Fenerbahçe maçında da oyuna soktum. Beklentilerimizi cevapladı. Serdar Beşiktaş'ın geleceği... Tabii ki sahada olacak. Beşiktaş'ta bir değil beş tane stoper var. Necip, Serdar, Vida, Welinton ve Montero. Necip'in pozisyonu artık stoper. Necip gerçek bir stoper. İhtiyaç hasıl olursa Necip sağ bek ve merkez orta saha da oynayabiliyor. Kendisiyle konuşuyorum. O da kendini stoperde çok iyi hissediyor. Necip'in son maçtaki penaltı pozisyonu hariç 3 maç çok iyi oynadığını düşünüyorum. Bazı oyuncuların hatalarına karşı tolerans yüksek, bazılarının çok düşük. Necip dediğimiz oyuncu harika bir örnek. Yaklaşık 13 yıldır Beşiktaş'ta. Üzerinde de emeğim var. A takıma geldikten sonra sürecine bir bakmak lazım. Ne söyleseniz yaptı. Nerede deseniz oynadı. Son bir dakika oyuna davet edildi. Başka bir yabancı oyuncu girmek istemedi. O girdi oyuna. Koşarak geldi. İnsanların Necip'e karşı toleransın yükselmesi gerektiğini düşünüyorum. Ben onun oynadığı stoper performanslarından son derece memnunum"
Ceyhun Kazancı ile nasıl bir iletişiminiz var?
"Ben Ceyhun Bey ile burada tanıştım. Oyuna dair, akademiye dair sohbetlerimiz oldu. Hep genç oyuncularla ilgili konuştuk. A Takıma dair konuşmamıştık. Bana sürekli oyuncularla ilgili sorular soruyordu. Akademideyken ben de kendisine oyuncularla ilgili durumları ifade ediyordum. Kendisinin aklında iyi izlenimler bırakmış olacağım ki Sergen hoca ayrıldıktan sonra beni önerdi. İletişimimiz gayet iyi. Kendisiyle futbol ve oyun sohbetlerimiz de devam ediyor. Türkiye'de teknik direktörlük çok bıçak sırtı bir konu... Futbolu bilmek, oyunu bilmek, kulüp yönetimi ve organizasyonunu bilmek için ben bir insanın futbol oynamış olması gerektiğini düşünmüyorum. Bu bilgiyle yapılan bir iş. Ceyhun Bey'in Beşiktaş için bir şans olduğunu düşünüyorum."
N'Koudou'nun son durumu nedir?
"Bu tip oyuncular sakatlığa açık oyunculardır. Hızlı oyuncular saha içinde tekme yerler... N'Koudou'nun problemi aynı sakatlığı üst üste ikinci kez yaşaması... Alex'te de aynısını yaşadık. Futbol hayatında hiç yaşamadığı sakatlığı aynı yerden 3 kere yaşadı. N'Koudou'nun tedavisi devam ediyor. Fransa'da tedavi oluyor. Yaklaşık 1 hafta, 10 gün içinde İstanbul'a dönecek. Süreç burada devam edecek. Mart başında N'Koudou bizimle olur diye düşünüyoruz."
Josef de Souza'nın sakatlığı...
"Josef'i İstanbul'da bıraktık. Onu Antalya maçına yetiştirmeye çalışıyoruz. Onun için risk almayacağız. Çok fazla maç var. İlla Antalya maçında oynayacak diye bir durum yok. Onunla ilgili ne yapacağımza önümüzdeki günlerde, durumuna göre karar vereceğiz."
Gol sıkıntısıyla ilgili bir değişiklik planınız veya çözümünüz var mı? Beşiktaş'ta gol sorunu nasıl çözülecek?
"Bu bize Serpil Hamdi Tüzün öğretisidir; Bir santrfor gol pozisyonuna girmiyorsa sorun vardır. Çünkü gol pozisyonuna girmiyorsa, zaten gol atamayacaktır. Batshuayi'nin gol pozisyonuna girmesi hem onun adına hem oyun adına sevindiridi. Demek ki biz bu pozisyonları hazırlayacak atakları yapıyoruz. Bizde sadece Batshuayi gol kaçırmıyor. Larin de, Rachid de kaçırıyor. Ben bunu şanssızlık diye nitelendirmem. Şansa da pek inanmam futbol hayatında. En doğru vuruşları yaparsanız gol olur, doğru vuruşları yapmazsanız gol olma ihtimali düşüktür. Neredeyse her antrenmandan sonra gol vuruşlarına çalışıyoruz. Başka oyuncularımız da var ekstra bunu çalışmak isteyen. Bu da bizim için sevindirici bir durum."
Alex Teixeira gol sorununa çare olabilir mi?
"Çok net bir şekilde Alex'in kariyerine baktığınızda goller ve asistlerle dolu... Golün içinde olmuş bir isim. Güven de var aynı zamanda. Alex'in sahada olmasını çok önemsiyoruz. Alex'i bazen santrfor, bazen santrfor arkası, bazen de santrfor yanında oynatabiliriz. Alex gerçekten rakip savunmanın dengesini bozabilecek bir oyuncu. Malatya maçında golden önce rakip oyuncuyu aldatan koşusuyla özel bir oyuncu olduğunu gösterdi. Alex'i mümkün olduğu kadar rakip kaleye yaklaştırmak istiyorum. Santrfor olarak kullanabiliriz. Neden olmasın?"
"Son 6 maçta akan oyundan gol yemedik"
"10 maçta 15 gol atmışız, 10 gol yemişiz. Gollerin 12'sini akan oyunda atmışız. Duran top organizasyonlarında gol atamıyoruz. Bunlara çalışmamız gerekiyor. Son 6 maçta akan oyunda gol yememişiz. Bu beni en çok sevindiren durum. Bu 10 maçlık periyotta Beşiktaş'ın geçmişteki oyunlarının dışında kanattan ziyade merkez oyunlarını kullanmışız. Bu bizim istediğimiz bir oyun. Ben çok fazla ortayla gol bulunmasının mümkün olduğundan ziyade merkez veya kenarda ceza sahası yakınlarından içeriye atılan toplarla gol bulmayı hedefliyoruz. Savunma çalışmaları da yapıyoruz. Biz biraz daha alan savunması tercih ediyoruz. Takımımızın özelliklerini gözeterek, bir arada durmayı, birlikte gitmeyi planladık. Akan oyunda gol yemememiz de bu konuda başarılı olduğumuzu gösteriyor. Gözden geçirmemiz gereken durumlar var. Neyi hedefliyoruz? Bunu da size söyleyeyim. Bir kere topa sahip olan bir oyun. Mümkün olduğu kadar pas akışını hızlandıran ve oyunu rakip sahaya yıkan bir oyun. Atakları sonuçlandırmayı hedefleyen bir oyun. Rakip alana yerleşip, atağı sonuçlandıramıyorsak kısa sürede kazanıp yeniden hücum yapmak istiyoruz. Bunlar da tabii parmak şıklatınca olacak şey değil. Çalışarak gerçekleştireceğiz."
"Türkiye'de kulüplerimizin dönüp değerlerine bir bakmalarını istiyorum"
"Özellilkle kazanamadığınız oyunlardan sonra hakemlerle ilgili konuşursam; oyunculara analizlerde ne anlatacağım? Biz kendi içimizde bunları konuşuyoruz. Ancak kendi adıma bu konuyla ilgili teknik adam olarak konuşmamaya devam edeceğim. Oyuncularıma, 'hakem yüzünden kaybettik' düşüncesini yerleştirmemek lazım. Türkiye'de çok az olan bir şey gerçekleşti. Bir U-19 takım sorumlusu A Takım teknik direktörü oldu. 10 maçtır görev yaptım. Devam etmek de istiyorum. Hem Beşiktaşlı hem Beşiktaşlı olmayan birçok insan destekliyor. Burada yapılan harika bir durum var. Beşiktaş Kulübü bu payı almalı. Türkiye'de umarım birçok kulüp kendi değerlerine şöyle bir bakar ve umarım değer verir. Beşiktaş ile ilgili duygularımı ifade ettiğimde romantik diyorlar. Ben çoğunlukla oyunu konuşmaktan, oyunun nasıl gelişeceğini, eksiklerimizi konuşmaktan yanayım. Ben kendi eksiklerini gören, takımıyla ilgili eksiklerini gören ve söyleyen bir insanım. Ben bu tavrımı değiştirmeyeceğim. Birçok antrenörden; "Hocam sizi örnek alıyoruz" diye mesajlar alıyorum. Sizce bu Önder Karaveli'yi mi örnek alsınlar; yoksa hakemleri eleştiren, eksiklerini görmeyen, oyunu gözardı eden, rakip kulübe ve oyunculara çıkışan bir Önder Karaveli'yi mi örnek alsınlar? Ben bunun kararını net bir şekilde verdim."